AYIKLA PİRİNCİN TAŞINI

Bölgemizde yaşanan gelişmeler, millet olarak Lozan’dan bu yana ilk defa gözümüzü dışarıya bakmaya başlatmıştı.

Geçmiş yıllarda daha çok siyasetin ürettiği iç çekişmelerin yerini ülkenin hayrına yapılan konuşmalara bırakmasıyla oluşan olumlu havanın Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekat’ının başarılı olmasında da çok büyük katkısı vardı.

Milletin kendine güveni gelmiş, Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra durağanlaşan damarlarındaki asil kanda yavaş yavaş harekete geçmeye başlamıştı.

Ancak genlerimizde olan ‘Ben’lik duygusu yine gereğini yaptı ve maalesef iç siyaset gözümüzü dışardan içeriye son hızla çevirmeyi başardı.

Döviz ve faiz baskısıyla boğuşan millete, şimdi yeniden siyasetin laf üreten lüzumsuzluğunun verdiği moral bozukluğu da eklendi.

Pazarda domates 6 lira olmuş. Sanayici iş yapamaz, esnaf müşteri bulamaz olmuş.

Kimin umurunda.

Kürsüde kim iyi laf ediyorsa o ayakta alkışlanıyor.

Alkışın verdiği gurura bakarsan sanki piyasalar rahatladı zannedersin.

Çünkü alkış tutanların her biri en az 25-30 bin lira maaş alan milletvekilleri.

6 ay önce Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçiş ile terörle mücadele ve Türkiye’nin bekasını hedef alan güvenlik sorunları var diye birlik beraberlik edebiyatı yapanlar, şimdi ağız dolusu salvo atıyorlar.

Gavurun ekmeğine yağ sürüyorlar.

Dışarının isteği de buydu zaten.

Biz içeride zaman kaybederken onlarda boğazımızı sıkmaya daha hızlı yaklaşıyorlar.

Beylerrrr, milletin birliğe beraberliği her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.

Çünkü batıda yeniden 100 yıllık sömürü planları yapılmıyor.

Uygulanacak müsait zaman aranıyor

Sizlerin; senin adamın benim adamım polemiği bizi ilgilendirmiyor.

Ya el ele verin milletin hayrına hizmet üretin.

Ya da hiç vakit kaybetmeden gereğini yapın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi