Beslenmede doğru bilinen yanlışlar

Günlük hayatta sıklıkla yenilen gıdalarla ilgili yapılan birçok hatanın, yanlış beslenmeye yol açtığı biliyor musunuz.

Et yemeklerinin yanında ayran içmek, yemek arasında su içmemek, balı sıcak su veya sütle karıştırmak bunlardan yalnızca birkaçı.

İşte doğru zannettiğimiz ancak yanlış olan beslenme şekillerinden bazıları...

Balığın yoğurtla birlikte yenilmesiyle meydana gelen zehirlenmenin sebebi yoğurt değil, balığın içinde bulunan 'histamin' proteinidir. Yani balığın tazeliğine güvenilmesi durumunda yoğurtla birlikte tüketmenizin hiçbir sakıncası yoktur.

Anneler genellikle faydalı olduğunu düşündüğü için çocuklarına yedirdikleri pekmeze yoğurt veya süt katarlar. Ya da tam tersi süte pekmez eklenir. Hâlbuki sütün içinde bulunan kalsiyum, pekmezde bulunan demirin emilimini azaltıyor.

Demir, C vitamini ile birlikte tüketildiğinde emilim artıyor ve C vitamini demirin vücutta daha iyi kullanılmasını sağlıyor. Bu sebeple pekmez, süt yerine portakal suyu ile karıştırılırsa çok daha faydalı olacaktır.

Et yemeklerinin yanında ayran içmek vazgeçilmez geleneklerimizdendir. Fakat ayrandaki kalsiyum etteki demirin emilimini azalttığı için, et yemeklerinin ayran yada yoğurt yerine C vitaminiyle birlikte yenilmesi doğru olur.

Et yemeğinin yanına, içinde maydanoz ve biber olan bol limonlu bir salata hazırlanabilir. Böylece C vitamini açısından zengin olan maydanoz, biber ve limon sayesinde etteki demirden maksimum fayda sağlanır.

Ispanakta da demir vitamini olduğundan yoğurtla yenilmemesi gerekenlerden. Sadece ıspanağı değil, içinde demir olan yiyecekleri kalsiyumla tüketilmemelidir.

Birçok kişi yemek yerken su içmenin kilo aldıracağını düşünür. Ne kadar susanırsa susansın su içmeyi yemekten 1-2 saat sonrasına saklar veya yemeğe başlamadan içilir. Kulaktan dolma bu inancın tersine yemek sırasında su içmek kilo aldırmaz, tam tersi iştahı yatıştırmaya yardımcı olur. Yalnızca sindirim sorunu olanlar yemek sırasında su içmemelidir.

Kilo problemi olan birçok insanın aç karnına sirkeli, limonlu su veya greyfurt suyu içmenin zayıflatacağı düşünülür. Suya eklenen limon veya greyfurt, C vitamini içeriği dolayısıyla, güne başlarken kendini iyi hissetmenizi sağlayabilir. Ancak bu uygulamanın ne yazık ki zayıflatıcı hiçbir etkisi yok. Hatta sindirim sisteminizde rahatsızlık varsa sirkenin zararlı etkileri de olabilir.

Öte yandan zeytinyağı kalp ve damar sağlığı için faydalı olsa da kilo yapma bakımından diğer yağlardan farksız. Zeytinyağı da olsa margarin de olsa bütün yağların 1 gramı 9 kalori enerji veriyor. Yani zeytinyağı da gereğinden fazla tüketildiğinde kilo yapıyor.

Kendimizi biraz kötü hissettiğimizde, grip olacağımızı düşündüğümüzde hemen aklımıza gelen sıcak suya bal ve limon karıştırıp içmek de yanlış. Sıcak sıcak içmeye önem verdiğimiz bu karışımın boğazlarımıza iyi geleceğini düşünürüz. Sıklıkla yaptığımız bu yanlış, aslında baldaki protein, mineral ve enzimlerin kaybedilmesine neden oluyor. 43 derecenin üzerinde ısıya maruz kalan bal, tüm besin değerini yitiriyor ve sıcak suyun, sütün ya da çayın içinde yalnızca tatlandırıcı işlevi görüyor. Bu nedenle balı ılık su, süt veya meyve suyu ile tüketmeye özen gösterin.

Anne sütünden sonra en kaliteli protein kaynağı olarak yumurtayı sağlık problemi olmayanlar günde 1 tane rahatlıkla yiyebilir. Kolesterol, şeker veya tansiyon gibi problemi olanların haftada 2 yumurta tüketmesi daha uygundur. Yumurtayı haşlama olarak yiyebileceğiniz gibi menemen, omlet, çılbır şeklinde 1 tatlı kaşığı yağ ile tüketebilirsiniz.

Yemekten sonra meyve yenilmesinin yağlanmaya sebep olacağı düşünülür. Halbuki ikinci tabak yemek yerine, elma, portakal, mandalina veya armuttan oluşan bir porsiyon meyve yemek daha az enerji alımını yani daha az yemeyi sağlar. O nedenle yemek sonrası doygunluk sağlanamıyorsa, aşırıya kaçmayarak meyve yenilebilir.

Ancak her besinin aşırı tüketilmesi yağ olarak depolanmasını artırır.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hülya BAĞCI Arşivi