ÇİLELİ GÖREV

Tavaf için evinden dışarı çıkmışlar,

Kâ'be ye doğru yavaş yavaş yol almışlar.

Yolda gider iken Varaka ya rastlamış,

Başından geçenleri ona da anlatmış.

Varaka dedi: ''Sen Peygamber olacaksın,

Musa'ya gelen haberlerin aynısı sın,

Sana gelen melek, Musa'ya da gelmiştir,

Peygamberliğin çile ile geçecektir.

Yalancı diyecekler, eziyet verecekler,

Yurdundan çıkaracaklar, harp edecekler,

Ben o günlere yetişir yaşarsam şayet,

Sana Allah için yardım ederdim elbet.

Evet, senden önceki bütün peygamberler,

Gönderilsin de yalancıdır demesinler,

Çile çekmesinler, eziyet vermesinler,

Onu yerinden öz yurdundan etmesinler.''

Hazret-i Muhammed Varaka'yı dinlemiş,

Görevinin çok ağır olduğunu hissetmiş.

Demek onlar, doğup büyüdüğüm bu yerden,

Çıkartıp atacaklar mı memleketimden?

Gerçekten Varaka'nın dedikleri olmuş,

Rasülullah kavminden ne çileler bulmuş.

O'na ne etmediler, neler demediler,

Hak'ka davet ettikçe, hakaret ettiler.

Kavmini nûr alemine itmek istiyor,

Onlar küfür, şirk bataklığından çıkmıyor.

Kâinatın sahibi, Allah Teâlâ dır,

Esirgeyendir ve büyük bağışlayandır.

Yetimlerin malını yemeyin, el çekin

Faiz alıp vermeyin, ondan vazgeçin.

İşte Rasülullah bunları söylüyordu,

Kavmini nurlu yola, davet ediyordu.

Fakat O'nu kavminden dinleyen olmuyor,

Katı kalplare, tatlı sözler yaramıyor.

Bu nasihatler onlara tesir etmiyor,

Küfür ve inatlarında, israr ediyor.

Alıştıkları kirli hayattan çıkmıyor,

Çahiliyetin bataklığında yüzüyor.

Bir türlü O'na inanmak istemiyorlar,

Hayat veren insana sırt çeviriyorlar.

Saadete ermeyi, kabul etmiyorlar,

Peygambere muhalefetlik ediyorlar.

Katı olan bu kalpler, yontulmamış ruhlar,

İnat ediyorlar, hep karşı çıkıyorlar.

Hazret-i Muhammed, bu kutsal vazifede,

Maruz kalacaktı, bu çileli görevde.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi