Denizaltı sezonu açıldı

Denizaltı sezonu açıldı
Sarayönü'nde harmanların kalktığı şu günlerde düğünler hız kazandı. Düğünlerini yapmak için harmanı bekleyen vatandaşlar, düğünlerle ilçeyi şenlendiriyor.Düğün denince ise akla, düğün pilavı geliyor. Pilavın dökülmesi,...

Sarayönü'nde harmanların kalktığı şu günlerde düğünler hız kazandı. Düğünlerini yapmak için harmanı bekleyen vatandaşlar, düğünlerle ilçeyi şenlendiriyor.

Düğün denince ise akla, düğün pilavı geliyor. Pilavın dökülmesi, bolluğunu anlatır. Gerçektende pilav, kazandan büyük kayık tabaklara kepçe kepçe dökülür. En mütevazi düğün bile birkaç yüz kişiyi doyurur. Bin kişiye pilav döküldüğü çok olur. Ama bu kadar çok insan aynı anda yemek yemez. Sabah saat dokuzdan itibaren öğle vaktine kadar gelen geldikçe oturur. Sarayönü nde düğün sofrasına oturanlardan davetiye sorulmaz. Menüsü hiç değişmez bu yemeklerin. Düğün yemeği için en azından bir dana kesmek icap eder. Hazırlıklar bir gece önceden başlar. Kazanlardaki et pişirilmeye sabah namazı başlanır. Odun ateşinde saatlerce hemhal olduktan sonra et tarif edilmez bir lezzete ve yumuşaklığa kavuşur. Pilav da aynı şekilde kazanda pişer, kuş üzümüyle, baharatıyla tam kıvamında bir iç pilavıdır. Sofralara servisi genelde damadın arkadaşları ya da akrabalardan akranları yapar. Servisi yapan bu gençlerle sofradakiler arasında kurgulanmış tatlı-sert bir çekişme vardır ki, düğünlerde en eğlenceli sahneler pilav sofralarında yaşanır. Sofrayı önce düğün çorbası şenlendirir. Onu etli ve bol ekşili bamya izler. Çok alengirli bir yanı olmamasına karşın odun ateşinde ağır ağır pişmiş o bamyaya doyum olmaz. Bunu etli pilav takip eder.

Yemeğin adından da anlaşılacağı gibi asıl olan pilavdır. Pilav asıldır ama maksat et yemektir; pilav etin katığıdır. Etli pilav tabağı geldikten sonra artık sofra ahalisi doyana kadar pilav yer. Sofradakiler ille de gelen yemeği az bulmalı, hele pilavın üstündeki etin çoğaltılması için hadise çıkarmalıdır. Sofrayı sakinleştirmek için tek çıkar yol ise denizaltıdır. Denizaltı önce pilav tabağının altını etle doldurup üzerini az biraz pilavla kamufle ettikten sonra üzerine üç beş et parçası serperek hazırlanır. Denizaltı bazen de torpilli sofralarda kendiliğinden yer bulur. Denizin dibinde suları yara yara ilerleyen bir denizaltı nasıl olmuştur da çoğunluğu yüzme bile bilmeyen Sarayönü nde düğünlerdeki pilav tabağının içinde pirinçlerin dibine gömülü et parçalarını çağrıştırmıştır, bilinmez. Denizaltının sofraya gelmesiyle, sofrada ahalisinin heyecanı ve sevinci doruğa ulaşır. Düğün yemeğine son olarak irmik helvası ve yanında içilen bir bardak limonatayla nokta konur.