Gazete ve Gazetecilik

İnsanların olup bitenden haberdar oldukları iletişim araçlarından biridir, gazete. Binlerce km uzaklıktaki olayları, okuyucunun gözü önüne serebilme çabasıdır. Bu çabanın başarılı olması da gazetecinin tarafsızlığına bağlıdır.

Gazeteler belli bir süre aralığında çıkar ve bizi olup bitenden haberdar eder. Bugün TV ve internetin varlığı, gazetelerin önemini anlamamızı engellemektedir ama bundan sadece 100 küsur yıl evvel, sadece gazeteler vardı. Ve onların bize getirdiği haberler…

Tarihte bilinen ilk haber toplama gazetesi Roma senatosu tarafından M.Ö. 59 yılında çıkartılmış. Bunu Çin de çıkarılan gazete takip etmiş.

  1. yüzyılın başlarında Almanya da savaş haberlerini aktaran gazeteler süreli olarak yayınlanmış. Matbaanın icadıyla birlikte kâğıda basılan ilk gazete ise Carlos un 1605 yılında yayınladığı ‘ aller Fürnemmen und gedenckwürdigen Historie adlı gazetedir. (wikipedi)

Bizdeki ilk gazete ise; resmi ilanların ve dış gelişmelerin yayınlandığı,1831 yılında çıkarılan Takvim i Vekayi dir. Bunun ardından Tasvir i Efkâr ve Tercüman ı Ahval gazeteleri çıkartılmıştır.(izafet.net)

Gazetecilik olup biteni birebir anlatmanın yanı sıra bazı olayları yorumlama, eleştirme ve tenkit etme faaliyeti olarak ta tariflenebilir. Her gazetenin temel amacı, belli bir fikri toplumla paylaşıp toplumu yönlendirmeye çalışmaktır.

Gazetelerin bir diğer can alıcı özelliği ise farklı görüşlerin fikirlerin çarpıştığı ortam olmalarıdır.

Gazeteler geçmişteki değerine bugün sahip olmasa da okuyucu kitlesini ve kıymetini hiçbir zaman kaybetmemiştir. Bunu sebebi de gazetelerin fikir ve düşünceler için bir kürsü olmasıdır.  Günümüzde ise gazeteler fikirlerini ifade etmekten öteye geçerek bir propaganda unsuru olarak ta kullanılabilmektedir.

Bugünkü gazetelerimizin önemli problemi, bünyesindeki yazarların %70 inin siyasetten bahsetmesidir. Siyaset konuşulmalıdır, ancak herkes olayları sadece siyasi olarak değerlendirirse burada bir sıkıntı vardır, diyebiliriz.

Eski gazetelerin köşe yazarlarına bakınca onların fikirden, bilim ve teknikten bahsettiğini görürüz. Tabii ki ülke siyasetinden de bahsediliyor, ancak bugünkü kadar değil.

Sağlam bir fikre dayanmayan tartışmalar, gazetelerde ‘ sen haksızsın, ben haklıyım olayına dönüşüyor. Fikirden yoksun tartışmalarla birlikte tarafsızlık ilkesi de ihlal edilince iş çığırından çıkıyor.

Gazeteleri ait oldukları zemine oturtmak için yapılacak ilk şey, haberleri tarafsız yansıtmaktır. Bu aşamadan sonra fikir tartışmaları gerçekleştirilerek hakikat aranır. Olaylara sadece siyasi açıdan değil, tarihi, kültürel ve fikri açıdan da yaklaşmak gerekir. Bunlar gerçekleştirildiği takdirde gazetecilik, namuslu bir meslektir. Belli bir kurum ve kuruluşa hizmet etme amacıyla haberleri taraflı yansıtmak, gazeteciliğin temel ilkesine aykırıdır. Bazı gazeteciler de fikirlerini kiralayarak gazetecilik yaptığını zanneder.

Gazetecilik bu yüzden herkesin yapabileceği bir meslek değildir.

Gazete demek, fikirlerin halka açılan kapısı demektir.

Gazete demek, farklı görüşlerin hakikati bulma amacıyla çarpıştığı ortam demektir.

Gazete demek, dünyadaki olayların tarafsız özeti demektir.

Gazetecilik ise bütün bu koşulları sağlamak demektir.

Son olarak şunu da eklemek istiyorum. Sarayönü Manşet gazetesinin, bünyesinde farklı görüşlerin bir arada bulunmasına imkân sağladığına ve tarafsızlık ilkesine uyduğuna bizzat şahit olmaktayım. Gazetecilik mesleğini şerefli bir şekilde devam ettiren Sarayönü Manşet e teşekkürlerimi sunuyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi