Geçmişten günümüze "Sarayönü"

Geçmişten günümüze "Sarayönü"
İlkçağ'da Sarayönü (2)Geçtiğimiz hafta yayınladığımız "İlkçağ'da Sarayönü" konusunun ikinci bölümü sizlerle:Sarayönü ilçe merkezi ve yakın çevresinde olan Konar, Başhöyük ve Büyük Zengi çevresinde de Roma yerleşmeleri...

İlkçağ'da Sarayönü (2)

Geçtiğimiz hafta yayınladığımız "İlkçağ'da Sarayönü" konusunun ikinci bölümü sizlerle:

Sarayönü ilçe merkezi ve yakın çevresinde olan Konar, Başhöyük ve Büyük Zengi çevresinde de Roma yerleşmeleri mevcuttur. Sarayönü nü kuzey güney yönünde kat eden üç kanal çevresinde yoğun Roma mimari ve mezar kalıntıları mevcuttur. Sultan Dağlarının uzantısı Ladik Dağlarının kuzey eteklerinden Bahçesaray, Kurşunlu, Ertuğrul ve Ladik ten dereler halinde akan çayların suladığı Sarayönü merkezde günümüzde üç kanal halinde görülen alan etrafında tarihi yapılanmanın yoğunlaştığı görülür. Özellikle merkezi Hatip, İnli, Tolobası ve Doğu İstasyon mahallesindeki kanallar çevresinde Roma dönemine ait mimari taş ve stellere rastlanmaktadır. Bu alan antik Laodeceia dan doğuya giden yollar üzerinde olduğu gibi kuzeye Ancyra ya (Ankara) uzanan yol güzergahı üzerinde idi. Kuzeye uzanan yol üzerinde Kökez, Gözlü, Zengen ve Çeşmelisebil (Gdanmaa) ve Kuyulusebil de antik Roma dönemine ait bir çok mimari parça tespit edilmiştir. Bölgede yapılan epigrafik araştırmalar Çeşmelisebil in antik Gdanma kenti olduğu üzerinde durulmuştur.

Sarayönü ndeki Devlet Üretme Çiftliklerinin antik dönemde de çiftlik olarak gösteren kalıntılar mevcuttur. Konuklar Devlet Üretme Çiftliğinin Roma döneminde de imparatorluğa bağlı bir üretme çiftliği olduğunu yansıtan bir sunak taşı bugün çiftlik içinde yer almaktadır. Bu çiftlik alanda yoğun bir yerleşme olduğunu gösteren bu civardaki antik mezar stellerinin yanında Beşgöz mevkiindeki kaya mezarlarının çokluğu ansıtmaktadır. Kayalara oyulmuş bu türden mezarlar Sarayönü ne ismini veren İnli Mahallesindeki mezarlarda da görülmektedir. Bu alanda üzerinde 1- 1.50 m. Kalınlığında sert kist ve altında yumuşak toprağın olması oda mezar geleneğinin uygulanmasını sağlamaktadır.

Sarayönü İnli mahallesindeki bu mezar geleneğinin Ladik güneyinde Çoban Çeşmesi kerhiz sistemi ile bağlantılı bir örnekte olduğu gibi, Başhöyük Atlı Hisar, Konar Höyük kuzeyinde, Şarören, Karının Kuyusu Mevkii25, Pazar Höyük batısında görülmektedir. Bu tür mezarlarda toprağın yüzeyi bir insanın girebileceği şekilde 50-60 cm. genişliğinde kit tabaka kare ya da oval şeklinde delinerek 1-1.50 cm. sonra toprağın yumuşak tabakasına iniliyor. Bu alanda ise 5-10 m. Çapında değişik boyutlarda birbiri ile bağlı onlarca oda oluşturuluyor. Cesetler, 2-2,5 m. yüksekliğindeki bu odaların tabanında açılan çukurlara gömülmekteydi. Ladik Çoban Çeşmesinden 300 m. Bir tünelle su kaynağına ulaşılır. Su kaynağında bir havuz 3-4 m. Genişliğinde bir havuzda su toplanmaktadır. Kerhizin tabanında 25-30 cm çapında bir kanalla su taşınmaktadır. Yaklaşık her 50 metrede toprağın eğimine göre değişmekle birlikte 5-10 m. Yüksekliğinde 60-70 cm. genişliğinde bir insanın inip çıkabileceği havalandırma bacaları yer almaktadır. Su kerhizlerinden giren bekçi aynı zamanda oda şeklindeki mezarların da bekçisi idi. Bekçi kerhizlerin bacasından inen bekçi kerhiz sistemi ile bir tünelle bağlı oda mezarlara geçiyordu. Su kaynağına yakın olan bu bağlantı tüneli yerden 1,5 m. Yüksekilkte 60-70 cm. yüksekliği ve genişliğinde dar bir koridor ve 50-60 m. uzunluğundadır. Mezara giren bekçi belirli zamanlardaki ziyaretlerde bu odaların değirmen taşı şeklinde döndürülerek açılan değirmen taşı şeklindeki kilit sistemi ile arkadan kilitlenen taşı açıyordu. Çünkü mezar odalarının duvar yüzeyindeki nişlerin bu törenlerde yağ kandilleri için kullanıldığını düşündürmektedir. Kuşkusuz bu türden yapılar herhangi bir tehlike anında insanların sığınma alanları da olabilir. Atlıhisar, Karının Kuyusu ve Beş Göz de de bir miktar inceleme yapmamıza rağmen yer yer çöküntüden dolayı tam inceleyemedik.

Sarayönü merkezindeki İnli Mahallesi ve Pazar Höyük yakınındaki yer altı oda mezarları temizlenebilir ancak özellikle İnli mahallesindeki çalışmalar modern yerleşmede çöküntülere yol açacaktır. Bu nedenle yerleşmenin tahribatı ve başka bir yere taşınmasını gerektirecek bu türden çalışmalara girmemek gerekir. Fakat Pazar Höyük çevresindeki mezarlar temizlenebilir. Zengi de de bu türden kayalara oyulmuş mezarlar vardır. Öncelikle bu alanlarda temizlik yapılmalıdır. Zengin Roma yerleşmelerinin olduğu Sarayönü çevresinde Başhöyük, Konar, Gözlü, Zengen, Kuyulusebil, Çeşmelisebil, Kuyulusebil, Boyalı, Karabıyık, Kadıoğlu, Yenicekaya, Kurşunlu, Bahçesaray ve Değirmenli (Apsarı) yerleşmelerindeki mimari kalıntılarda görülmektedir.

Başhöyük Mahallesinin höyük mevkiinde bulunan Erken Hristiyanlık dönemi taş kitabedeki şiirde övülen Eugenes üzerindeki coğrafi yazılar dikkat çekicidir. Bu bölgedeki eserlerin zamanla kaybolmaması için belgelenmeleri (envanteri) yapılarak Sarayönü nde bir müzede toplanmalıdır. Ladik çevresindeki eserler de Ladik Kültür parkında toplanmalı daha sağlıklı kapalı korunaklı bir yapı da sergilenmelidir. Ladik in Çırakman mevkiinde lahit yapımı için mermer bloklar kesen taş işçilerine ait Roma mezarı ve sonraki dönemde kilise haline getirilen mekan temizlenip korunmalıdır. Buradaki madencilere ait taş kesme havuz da şimdiye kadar benzeri görülmeyen bir yapıdır. Bu alanda daha detaylı çalışmalarla bilim ve turizm dünyasının dikkatine sunulmalıdır. Bu tür madencilik ve taş işçiliğinin yapıldığı antik geleneğin canlı görülebileceği alanlar definecilere ve günümüzde yapıldığı gibi taş ocaklarına açık haline getirilmemelidir.

Sarayönü ilçe merkezi Pir Hüseyin Camii önündeki Roma dönemi Lahit ve sütunları Selçuklu dönemi mihrap olarak kullanılmıştır. Antik döneme gösterilen saygı ve hoşgörü abidesi gibidir. Bu türden eserler geçmişe olan saygının bir örneğidir ancak ne yazık ki başhöyük ile Dedeler arasında yer alan 8 000 yıllık bir höyüğün defineciler tarafından tahribatı da üzücüdür. Sempozyum, panel ve konferanslarla vatandaşlarımıza bilgiler verilmelidir.