HİCRET VE ÖNEMİ

Allah'ın izni ile bir Muharrem daha atladık,

Yeni bir hicri yıla girmenin, sevincini yaşadık.

İlk hicret olayı, Adem ile Havva'da başladı,

Cennetten yeryüzüne ilk adımı atışlarıydı.

İlk imtihana tabi tutuluşundan insanlığı,

Yeryüzünü yaşanır hale koymasıdır dünyayı.

Hicretin tüm hikmeti, yeryüzünü imar etmektir,

Güzel olan dünyayı, yaşanır hale getirmektir.

Bazen  bir gemi  ile,  karşı  gelindi  tufanlara,

Deniz ve çölden geçildi,meydan okundu kumlara.

Bazen Kâ'be-i Şerif oldu, hicretin semeresi,

Medeniyet güneşi oldu, Yesrib'e girilmesi.

Yesrib'in Medine'leşmesi, güneşin parlaması,

Vefakâr ve fedakâr olmuştu, bu hicretin adı.

Ensâr-Muhacir, kardeşlik ve dostluğun tadı oldu,

Böylece,  fedakâr- vefakâr  hicretin  adı oldu.

Hicret Allah ve Rasülüne, gönülden bağlılıktır,

Batıl, arzu ve isteklerimizden uzak kalmaktır.

Ömrü, israf eden her türlü kötülüğü bırakmak,

Hak'ka, hakikate, ahlâk ve irfana teslim olmak.

Hicret, bir yerden bir yere giden yolculuk değildir,

Fenadan bekaya, maddeden manaya yürümektir.

Allah'ın  yarattığı  temiz  fıtratı  korumaktır,

Şirkten,küfürden,nifaktan uzaklaşıp korunmaktır.

Bu geçici dünyanın, çekiciliğine kanmamak,

Nefsin heva ve arzuların, tuzağından kurtulmak.

Ömür boyu helâllerle hemhâl olup, haramlardan

Uzak durmaktır hicret, tertemiz sular bulanmadan.

Her daim, hayra doğru akış içinde yaşamaktır,

Hak'kın rızası istikametine doğru koşmaktır.

Hicret ruhunu, tüm yüreğimizde yaşamadıkça,

Kardeşlik sevgisini, yüreğimize yaymadıkça,

Kötülükler terkedilip, iyilikler olmadıkça,

Şerre kilit vurup, hayra anahtarlar yapmadıkça,

Hak ve Adaletin yanında, yerimiz olmadıkça,

Zalim ve zulmedenlerin, karşısına durmadıkça,

İyi ve güzelliklere, seyr-u sefer etmedikçe,

Yapılan bütün fitne ve fesada, dur demedikçe,

Gerçek anlamda hicreti yaşadık mı bilmiyorum,

Geçen Muharram'ler, bir fayda verecek sanmıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi