Kefe Süt fark yaratıyor

Kefe Süt fark yaratıyor
Sarayönü'nde Kefe Limitet Şirketi bünyesinde kurulan Büyükbaş hayvan çiftliğinde üretilen taze günlük doğal sütler, ilçedeki süt tüketimi anlayışına yeni bir boyut kazandırırken, sektöre de büyük yenilikler getirdi.Sarayönülü...

Sarayönü'nde Kefe Limitet Şirketi bünyesinde kurulan Büyükbaş hayvan çiftliğinde üretilen taze günlük doğal sütler, ilçedeki süt tüketimi anlayışına yeni bir boyut kazandırırken, sektöre de büyük yenilikler getirdi.

Sarayönülü sanayici işadamı Aydın Boza'nın kurduğu Kefe Süt Çiftliği'nde üretilen günlük taze sütler, el değmeden sağılarak soğutma tanklarında soğutulduktan sonra dolumu yapılarak perakende satış şubesinde müşterilerle buluşuyor. El değmeden dolumu yapılan ve kilitli kapak güvencesiyle satışa sunulan sütleri, müşteriler aldığı zaman ilk kendi açıyor.

Sarayönülü İşadamı Aydın Boza, yaptığı açıklamada, ilçe halkının günlük taze sütü, doğal ve hijyenik olarak tüketmesi için Kefe Süt'ü kurduklarını söyledi. Günlük taze soğutulmuş hijyenik süt sektöründe ilçede ciddi bir açık tespit ettiklerini anlatan Boza, "Çiftliğimizde ürettiğimiz doğal sütleri toptan pazarlamamızın yanında vatandaşlarımızla da direk olarak buluşturmayı düşündük." dedi.

Sağım, titizlikle yapılıyor

Sütün üretim aşamasından bahseden Boza, "Çiftliğimizdeki büyükbaş hayvanların cinsi Holstein, yani Alaca. Şu anda çiftliğimizde süt veren ve verime hazır olan 75 adet hayvanımız var. Sabah 06:30'da, akşam ise 18:00'de sağımlarımız oluyor. Sağımdan önce ineklerimizin göğsü ılık su ile yıkanıyor. Sonra el ile ineklerin memesinden yere birkaç kez süt sağılıyor. Bunu yapmamızın nedeni ineğin memesinde pislik kalabilme ihtimaline karşı tam hijyen sağlamak. Daha sonra makineler takılarak asıl sağıma geçiliyor. Makineler her sağımdan sonra yıkanıyor. Bizim amacımız en iyisini en güzelini yapmak." şeklinde konuştu

El değmeden soğutularak şişeleniyor

Sütün sağımdan sonra zaman kaybetmeden soğutularak şişelendiğini dile getiren Boza, "Çiftliğimizde makinelerle sağılan sütlerimiz, soğutma tankına gelinceye kadar dört kez filtreden geçiyor. Sağıldığında 36-38 derece olan sütü, soğutma tankı ile +4 derece kadar soğutuyoruz. Konya'da bir firmada 15 bin adet pet şişe yaptırdım. Soğutma tankından dolum haznesine gelen sütler, el değmeden bu şişelere doluyor. Daha sonra kilitli kapak sistemi ile ağızları kapatılıyor. Kilitli kapak kullanmaktaki amacımız, müşterilerimizin sütü aldıktan sonra ilk olarak kendilerinin açması. Kalite, güven ve hijyenden ödün vermemek için kilitli kapak sistemini düşürdük. Şişelediğimiz sütleri soğuk hava depomuzda +4 derece muhafaza ediyoruz. Perakende satış noktamızda bittikçe depomuzdan sevk ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Ertesi güne kalmaz

Şişelenen sütlerin ertesi güne kalmadığını anlatan Aydın Boza, "Bizim sütlerimiz günlük. Depolarımızdaki sütler kesinlikle ertesi güne kalmaz. Gün içinde satılmazsa akşam o sütler toptan satışımızın içerisinde süt birliğine gider. Ertesi sabah yeniden şişelere dolum yapılır. Günlük taze sütlerin dolumu sabah 07:30'da gerçekleştirilip satış noktamıza gider. Müşterilerimiz otogar yanındaki satış noktamızdan sütünü alabildiği gibi sipariş verdiğinde evine kadar da götürüyoruz. Abonelik sistemi kurmayı düşünüyoruz. Bunun nedeni müşterilerimize daha kolay ulaşmak ve dağıtım hızını arttırmak. Müşterilerimize abone etiketi dağıtıp adres bilgilerini toplayacağız. Bu sayede elde ettiğimiz verilerle çok daha hızlı hizmet vereceğiz. İnşallah büyük hedeflerimiz var. Şu anda Sarayönü'nde günlük satılan süt miktarı 200-300 litre dolayında. Hedefimiz, Konya ve burası için bir kaç yıl içinde 3 ton." dedi.

Yem maliyetim normalden yüksek

Müşterilerden çok güzel geri dönüşler aldıklarını kaydeden Boza, "Müşterilerimiz bizden aldıkları sütlerden yaptıkları yoğurdun çok daha fazla kaymak tuttuğunu ve daha sert olduğunu, yakın çevreden aldıkları sütten bu şekilde yoğurt elde edemediklerini söylüyorlar. Sütümüzün kalitesi yemden ve hayvanların içtiği sudan kaynaklanıyor. Yonca, mısır silajı, fiğ, süt yemi, ot balyası ve mısır flake ile hayvanlarımızı besliyoruz. Kullandığımız su, memba suyu. Hayvanlarımızın klorlu şebeke suyu içmemesinin kaliteye büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. Kullandığımız suyun damarı Ladik dağlarındaki kaynaklardan geliyor. Benim yem maliyetim diğer işletmelerin yem maliyetinden biraz daha yüksek ama benim amacım zaten birliğe toptan süt vermek değil. Sütlerimizi günlük olarak doğrudan satmak istiyoruz. Bunun için sütümün olabildiğince kaliteli olmasına dikkat ediyorum. Benim amacım daha koyu ve kaymaklı bir süt üretmek. Sütü 1 lira 15 kuruşa birliğe vermek yerine perakende olarak 2 liraya satıyorum. Bundan dolayı yem maliyetimi kısmıyorum." şeklinde konuştu.

Farkımız var

Piyasada satılan açık sütlerle Kefe süt arasındaki farkı anlatan Boza, şöyle konuştu: "Piyasada satılan açık sütlerin nasıl üretildiği belli değil. Genelde toplama süt oluyor. Sağımdan sonra soğutulmadan, uzun süreler dışarıda bekletilerek satışa gidiyor. Bizim sütümüz ineğin memesinden direk sağılıp soğutulduktan sonra şişelenerek soğuk hava deposunda muhafaza ediliyor. Bu noktada sağlıklı ve hijyenik süt konusunda çok iddialıyız. Mesela dışarıda satılan açık sütlerde antibiyotikli süt karışımı tehlikesi var. Bizim işletmemizde antibiyotik tedavisi yapılan inek ayrı bir karantina bölümüne alınır. Bu ineklerin sütü, diğer ineklerin süt sağım makinesiyle bile sağılmaz. Hasta hayvanların sağılan sütü dökülür. Çünkü antibiyotikli sütü satmak yasak ve sağlık yönünden de zararlı."

Büyük bir talihsizlik yaşadık

Sektöre girdikleri ikinci haftada büyük bir talihsizlik yaşadıklarını kaydeden Boza, "Biz perakende şubemizi yeni açtığımızda, programların çakışmasından dolayı yurt dışına çıkmak zorunda kalmıştım. Yurt dışına çıktığımda iki üç gün sütlerin kesildiği yönünde geri dönüşler olmuş. Yurt dışında olduğum için ben de müdahale edemedim. İlk hafta kesilmeyen sütlerin ikinci hafta neden kesildiğini araştırdık. Meğer o günler işçiler soğutma tankını kullanmamışlar. Direk 50 litrelik bidonlarla soğuk hava deposuna koymuşlar. Satılacak miktar belli olmadığı için ihtiyaç oldukça doldururuz diye düşünmüşler. Soğutma tankı ile aynı sonucu elde edeceklerini düşünmüşler ama sütün soğutulurken karıştırılması gerekiyormuş. Bunu öğrenince hemen tankı tekrar kullanmalarını söyledim. Tankı kullanmaya başlayınca sorun ortadan kalktı ama bu bize baya zarar verdi. İlk hafta 400-500 kilo sattığımız süt o haftadan sonra 80 kiloya kadar düştü. Bu durumu müşterilerimize anlattık ama tabi yinede bu bize biraz zarar verdi. Süt çok hassas bir gıda maddesi ve müşterilerin güveni bir anda sarsılabiliyor. Şükür ki anlatarak ve kesilen sütleri tazmin ederek yine müşterilerimizin güvenini kazandık" dedi.

En iyisini yapmaya çalışıyoruz

Bu işe maddi kaygılarla başlamadıklarını söyleyen Boza, "Birinci amacım para kazanmak değil. Yaptığım işi en iyi yapmak istiyorum. Süreklilik sağlandıktan sonra para zaten gelir. Ben 25 yıldır Konya'da fırın makineleri üretiyorum. Bu süre içerisinde hızlı başlayıp kapanan ne firmalar gördüm. Bizim önceliğimiz vatandaşlarımızın doğal taze günlük süt tüketmesi. İlçemizde de böyle bir açık vardı. İnsanlarımızın böyle bir hizmete ihtiyaç duyduğunu gördüğümüz için bu sektöre girdik. Bizim için vatandaşın memnuniyeti önemli. Halkımızın mutfaklarına sağlıklı sütü ulaştırabilmek bizi çok mutlu ediyor. İlerisi için IPARD projesi hedefimiz var. Projemiz onaylanırsa daha modern bir çiftlik kurup 400-500 hayvan kapasiteli bir çiftlik kurmak ve Kefe isminde markalaşmak istiyoruz.” şeklinde konuştu.