ACİLEN YAPILMALILAR

Bugün bir hikaye ile başlayalım.

Nasreddin Hoca Akşehir'de kadılık vazifesini yürütürken karşısına iki adam çıkar. Birisi öteden beri cimriliği ile tanınmış aşçı, diğeri de boynu bükük bir fakir.

Aşçı:- Hocam! Ben bu adamdan davacıyım. Dükkanın önünde fasulye pişiriyordum. Tencerenin kenarından yemeğin buğusu çıkıyordu. Bu adam elinde somunla geldi. Kopardığı lokmaları yemeğin buğusuna tutup başladı atıştırmaya. Yiye yiye koca bir somunu bitirdi. Ondan yediği fasulye buğusunun parasını istedim, vermedi.

Nasreddin Hoca anlatılanları dikkatlice dinledikten sonra fakire döndü:

- Doğru mu bunlar?

- Evet doğrudur hocam.

- Öyleyse para kesesini çıkar bakalım.

Fakir, içinde üç beş akçe bulunan para kesesini kadı efendiye uzatır.

Hoca bu sefer yanına aşçıyı çağırır ve keseyi aşçının kulağına yaklaştırarak şıngırdatmaya başlar.

Sonra da; “Haydi aldın işte alacağını” der.

Aşçı şaşkınlıkla sorar:

- Nasıl olur? Paramı vermediniz ki.

Hoca cevap verir.

- Fazla uzatma, yemeğin buğusunu satan, akçenin de sesini alır.

Bu küresel mi dersiniz, zincir mi dersiniz tekel yapı oluşturanlar böyle giderse millete sebzeyi de, meyveyi de, temel gıda ürünlerini de vitrinden seyrettirerek doyururlarsa şaşırmayın.

KDV iniyor, vergi muafiyeti geliyor, her türlü teşvik ve destek veriliyor ama bunlar yine de millete aşırı yüksek fiyat sunmaktan çekinmiyor.

Pazarlar alternatif olabilir mi?

Marketteki fiyatı gören pazarcı da vicdanla cüzdanı çok düşünmeye başladı.

Gözü doymayanlar yüzünden millet çok sitemli.

Allah sonumuzu hayır etsin.

Şimdi anlıyoruz ki; Önce ahlak ve maneviyat diye boşa mücadele edilmemiş.

Bir hikaye daha ekleyelim.

Mahallemizdeki yaşlı teyzenin bir bakkal dükkanı var.

Tam karşısına da dev bir market açıldı. İkisi de dükkanlarının önündeki camekana mallarının fiyatlarını yazıp asmaya başladılar.

Süpermarket “ Tereyağı 70 lira “ yazınca

Teyze “ Tereyağı bizde 60 lira “ diye ilan koydu.

Ertesi gün süpermarket hemen Tereyağı “ 50 lira “ diye bir ilan astı.

Teyze bu sefer “ Tereyağı geldi 40 lira “ diye kağıt yapıştırdı.

“ Teyzeciğim bunlarla uğraşma bunlar büyük miktarda mal satın alma gücünü kullanırken zarar etmezler ama sen yok olursun “ dedim.

Teyze, arkasını dönüp dükkanına girerken “ ben hiç Tereyağı satmam ki … bari millet ucuza alsın “diye mırıldandı.

Buna yorum sizin.

İstanbul dan bir imam paylaşmış.

"Bundan sonra hiç kimse bana 'Sizin camiden elektrik alamıyorum' demesin.

25 yıllık imam Ömer Karadağ, camiye toplam 16 bin 383 lira fatura geldiğini belirterek, “Bugüne kadar camiye gelen herkese elektrik vermeye çalıştık, aha da sonuç 16 bin liraya mal oldu." diyerek tepkisini göstermiş.

Şimdi soralım.

Elektrik dağıtım şirketleri sözleşmelerinde yazan yatırımlarını yapıyor mu?

Aldıkları elektrik faturalara yansıttıkları kadar zamlandı mı?

Faturalar milleti niye çarpmaya başladı?

Vatandaşın önerisi:

Acilen elektrik dağıtım şirketleri kontrol altına alınmalı. Devletin işletmeciliğinde Süt-Yem ve Un Fabrikaları üretime başlatılmalı.

TMO’nun ve Tarım Kredi’nin marketleri yaygınlaştırılmalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi