Ateizmi Tepelemek… (1)

Değerli Dostlar,

Öncelikle “Ateizm” nedir? sorusuna kısaca cevap verelim. “Ateizm, Allah’ın varlığını kökten reddeden ve buna bağlı olarak dinlere, metafizik (Fizik bilimlerinin ötesinde, bilim ile tanımlanamayan) kavramlara perdesini kapatan felsefi bir akımdır.” Ateizm özellikle yirminci yüzyılın sonlarına dek, tek temel iddia ile ortaya çıktı . Kainatın , Big-Bang denilen büyük patlama esnasında var olan zerre büyüklüğünde bir maddeden oluştuğu, Bu zerre nisabındaki maddenin ezelden beridir var olduğu ve büyük patlama ile oluşan boşluğun gittikçe genişlediği, halen genişlemeye devam ettiği ve genişlemeye devam ettiğinden dolayı “bir sonunun olduğu”, sonlu uzaydaki bütün galaksilerin, nebulaların, yıldızların, gezegen ve meteorların bu zerreden oluştuğu ifade edilmiştir.

Aşağıda Allah’ın varlığının ispatını dile getirmeye çalışmadan önce, yukarıdaki kainatın oluşmasını anlatan ateist aktivistlerin bu anlatımlarının bile muazzam bir çelişki yumağından oluştuğu gayet açıktır. Ateistlerin savunduğu tezlerindeki ilk çelişki ”kainatta var olan bir zerrenin ( Bu zerrenin başlangıcı nedir? Buna cevap verilemiyor.) tesadüfen oluştuğu konusudur. Peki bu “tesadüf” konusunu nasıl “tepeleriz”?

Kıymetli Gençler ,

Atesitlerinsavunduğu ve kainatın oluşmasını sağlayan zerrenin “Tesadüfen” oluştuğunu söyledikleri tezlerini, yine hiçbir bilim adamının hatta ateist bilim adamlarının dahi kabul ettiği birkaç rakam ve “fizik kanunları” ile ele almak istiyorum.

Ateist bilim adamları , Evrenin ne kadar genişleyeceğini belirledikleri kozmik sabit değerinin ihtimal hesabı 1/10üzeri 50 dir. Bu ihtimal öylesine düşük bir ihtimaldir ki, sıfır rakamının virgülden sonra elli küsur sıfırdansonra yazılmış bir değer nisabındadır. Katrilyon çarpı katrilyon da bir ihtimaldir .

Kainatın oluşumunun başındaki zerrenin ortaya çıkması ve patlayıp evreni genişletmesinin, yani kainatın başındaki entropi ayar sabiti nin oluşmuş olma ihtimali katrilyon çarpı katrilyon çarpı katrilyon çarpı katrilyon da bir ihtimaldir.

Hidrojen atomlarının birleşerek, kütlelerininbinde yedisinideğil de, binde altısınıenerjiye dönüştürüyor olsaydı, kainat sadece hidrojenden oluşurdu. Şayet kütle çekimi yüz binde birden daha zayıf veya yüz binde birden daha güçlü olsaydı, kainatta ne galaksiler, ne nebulalar, ne yıldızlar ne de gezegenler oluşabilirdi.

Değerli Dostlar ,

Yukarıda rakamlara boğduğum ihtimal hesaplarının ne kadar küçük olduğunu bir örnek ile tanımlamak istiyorum.

Konya toprağında ( bütün ilçeler ve mahalleler dahil) bir kişi belirleseniz ve benden tek seferde bu kişinin kim olduğunu tahmin etmemi isteseniz, benim bu kişinin kim olduğunu tek seferde bulma ihtimalim, ateistlerin kainatın oluşması ile ilgili tezlerinin ihtimalinden kat ve kat daha fazladır.

Bir çok semavi kitapta konu edilen Kızıldeniz’ in yarılması ve Hz. Musa’nın bu denizden yürüyerek geçmiş olması, denizdeki H2O (su) moleküllerinin birbirinden bağımsız hale dönüşmeleri ile ve ya çok çok sert esen bir kasırganın Süveyş Körfezindeki suları karaya iterek bir yol açılması ihtimali, ateistlerin savunduğu büyük patlamanın oluşması ihtimalinden yüzbinlerce kat daha fazladır.

Fakat bu öyle bir ironidir ki , ateistler Kızıldeniz’ in yarılmasına “mitoloji”, “uydurma” ve ya “masal” deyip geçerken, kainatın kendi kendine oluşmasına “Bilim” derler. Anlaşılıyor ki “Ateizm” in bilim ile bir açıklaması olamaz . “Ateizm” in temelinin “Din Düşmanlığı”olduğu, yapmış olduğum “ihtimal” ve “tesadüf” hesaplarından bariz şekilde anlaşılmakta değil midir ?

Kıymetli Dostlar,

Ünlü bilim adamı kılıklı “Ateist”lerin, uzaylılar ve ufolar konusunda ne kadar ılımlı olduklarını biliyoruz. Yaşayan enünlü ve gençlerin dimağlarını etkileyebilen ateist Richard Dawkins’in “Tanrı Yanılgısı “isimli kitabı bütün ateistlerin bir başucu kitabı niteliğindedir. Yeni yetme ateislerinbir çoğu bu kitaptan etkilenerek ateist felsefeyi seçmiştir. Bu kitapta , toplasan birkaç argüman dile getirmiş olup, gerisi tamamen “Dine saldırı” dan oluşmuştur.

Dawkins bir konuşmasında “Uzaylılar var olabilir “derken, “Yaratıcı mutlak surette yoktur” diyebilmektedir. Dogmatik bir tavır sergileyerek “Yaratıcı kesinlikle yoktur, olamaz” diyenlerin “Uzaylılar belki olabilir “demeleri tutarsızlığın daniskası değil midir?

Uzaylıların var olma ihtimali bile bir yaratıcının var olma ihtimalinden yüzbinlerce kat daha düşüktür .Zira, uzaylıların olduğuna dair hiçbir somut delil bulunmaz iken, bir yaratıcının olduğuna dair koskoca bir kainat/ Evren gözümüzün önünde bulunmaktadır.

Dostlar ,

Kainatın yaratılışı ve beklediğimiz kıyamet gününü Kitabımız Kur’an yüzlerce ayetlerde ne kadar güzel anlatmıştır. Bütün gençlerin hatta bütün insanlığın kitabımız Kur’anın bir defa da olsa mealini okumasını şiddetle tavsiye ediyorum. Bu sayede insanlık, içindeki “kuşku”ların en azından bir kısmından kolaylıkla kurtulabileceğini, geri kalan kısmından ise okumak ve tefekkür ile sıyrılabileceğine inanmaktayım.

Değerli Dostlar,

Bu yazıma başlarken “Ateizm” konusunu tek yazı ile tamamlayabileceğimi düşünmüştüm. Lakin yazımı yazmaya devam ederken bu yazıma birkaç hafta daha devam edeceğimi anladım. Haftaya çok daha ilginizi çekeceğine inandığım “Ateizmi Tepelemek (2) “başlıklı yazımda buluşmak üzere,

Allah’ a emanet olunuz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kazım TORLAK Arşivi