BEKLENTİ

Kişide merak ve heyecan uyandırır. Bir yerden güzel bir haber beklemek heyecanlandırır.  Beklentiler insanların bir anlamda yaşama sevincine ışık tutar.

Ebeveynler kendi hayatlarından beklentileri olduğu gibi çocuklarının hayatlarından da beklentiye girerler. Derslerinde başarılı olsun, iyi bir üniversiteyi kazansın, kendine güvensin. İnsanoğlu beklentisiz yaşayamaz ve sınırsızdır. Bir şeyi elde ettiğimiz zaman, daha fazlasını isteriz. Doyumsuzluk vardır.

Çocuklarımızın hayatını kendi hayatımızmış gibi görüp, müdahale ve yönlendirme yapıyoruz. Elbette bunlar olacak. Çocuğumuzun sorumsuz yetişmesine izin vermeyeceğiz. Tek taraflı kural koyma çocukları bizden uzaklaştırır.

Sınırları birlikte çizdiğimiz kurallarımız olunca, her iki tarafta mutlu olur. Kendi çocukluk dönemimizde yapamadığımız hayallerimizi çocuklarımız yaparken görmek istiyoruz.

Çocuğa sorarız. Meslek olarak kendini nerede görmek istersin? Cevabı annem doktor olmamı istiyor. Hedef bir öğrenci için en güzel motivasyondur. Hedef belirlemesine elbette yardımcı olacağız. Bizim belirlediğimiz mesleği okuyunca, ileride işsiz ve mutsuz bir gençle karşılaşıyoruz.

Çocuğumuzun kendisini tanımasına fırsat tanımalıyız. İlgisi ve yeteneği olan alanları belirlemesi için, ona her türlü imkanı sunmalıyız. Canı gitar çalmak mı istiyor çalsın. Bir şeyleri açıp bozmayı mı seviyor bırakalım uğraşsın. Yanlış yaptığında kızıp bağırmak yerine doğru olanı göstermeli.

Elindeki tabağı yere düşüren çocuğa kızan anne ve elindeki tabağı düşürdükten sonra süpürgeyle çocuğun yanına gelip ondan kırıkları süpürgesini isteyen anne.

  1. Örnekte hem suçluluk hissi hem de özgüven kaybına sebep olurken,
  2. Örnekte sorumluluk duygusu geliştirmekle birlikte daha yapıcı bir davranış sergiliyor. Çocuklarımız bizim birer parçamız ama bizim hayatımız değil. Onların hayatlarına saygı duyarak, sözlerine değer vererek, iletişim kurduğumuzda çocuklarımızla olan bağımızı güçlendiririz. Onları özgüvenli birey olarak hayata hazırlamış oluruz. (Talip TEPE... Eğitim Danışmanı)

Çocuklarımızı kendi dönemimizle kıyaslamamalı. Söylediklerini ciddiye almalı. Fikirlerine önem vermeli. Pek çok genç zor bir durumla karşılaştıklarında anne ve babasının kızmasından endişelendiği için,  paylaşmak yerine saklamayı tercih ederler.

Kızmak yerine ihtiyacını anlamaya çalışmalı. Kaygılarını, beklentilerini nerelerde zorlandığını öğrenmeye çalışmalı. Ders vermek yerine diyalog kurmayı denemeli. Sorumluluklarını almamalı.

Örneğin odasını toplamak O'nun sorumlulundaysa toplamamalı. Kısıtlama veya yasaklama yerine doğru sınırlar çizmeyi ve kendini korumayı öğretmeye çalışmalı. Üzüldüğü zarar gördüğü zamanlarda destek olmalı.

Çocuğumuzu cam fanusta büyütemeyiz. Çocuğumuzun arkadaşı değiliz. Anne ve babasıyız. Otorite kavgasına girişmek, küsmek, mesafe koymak aradaki ilişkiyi zedeler. Ergenlik geçicidir ama ilişkiler kalıcıdır.

Ebeveynlerin olumsuz tutumları gecikmiş ergenliği devam ettirir. (Çocuklar, boyama kitabı değildir. Onları istediğin renge boyayamazsın. Khaled Hosseini)

Kendi şekillerini renklerini bulmalarına destek olmak, en iyi çözüm. Ergenlik döneminde genç pek çok değişime alışmak zorunda. Bir taraftan hormonlarında ve bedeninde oluşan değişimlere alışmaya çalışırken, diğer taraftan da değişen zihin yapısıyla nasıl biri olduğunu, ne istediğini, nelerden hoşlandığını, kısacası kim olduğunu anlamaya çalışıyor.

Bütün bunların üzerine okul, meslek seçimi, gelecek beklentileri, arkadaş ilişkileri ve romantik ilişkiler gibi gündemler de kafasının içini karıştırıyor. Arkadaşlarıyla çok vakit geçirir. Telefon elinden düşmez. Odasına kapanır. Kendi fikirlerini, hayata dair bakış açısı, eleştirel tutumu da vardır. Bizlere mesaj verir. Ben çocuk değilim. (Şule ACAR Psikolojik Danışman)...

SAYGILARIMLA…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mebruke BİCAN Arşivi

SEVGİ

28 Şubat 2024 Çarşamba 22:17