Böyle giderse kırsalda nüfus kalmayacak…

Böyle giderse kırsalda nüfus kalmayacak…
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Bayraktar, kırsal nüfusun hızla azaldığını, böyle giderse kırsalda nüfus kalmayacağını bildirerek, “FAO verilerine göre, 2000 yılında yüzde 35,3 olan kırsal nüfus...

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Bayraktar, kırsal nüfusun hızla azaldığını, böyle giderse kırsalda nüfus kalmayacağını bildirerek, “FAO verilerine göre, 2000 yılında yüzde 35,3 olan kırsal nüfus 2011 de yüzde 28,6 ya indi. Tahminlere göre, günümüzde kırsal nüfusun payı yüzde 25 in altına düşmüş durumda. Önlem alınmazsa, kırsal kalkındırılmazsa, bu eğilimle halen 20 milyon olan kırsal nüfus, 2050 de 4,5 milyona gerileyecek” dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, 2000 yılında 63,6 milyon olan Türkiye nüfusunun yüzde 35,3 ü olan 22,5 milyonun kırsalda yaşadığını, 2011 de ülke nüfusunun 73,6 milyona ulaşmasına karşın kırsalda yaşayanların oranının yüzde 28,6 ya, sayısının ise 21,1 milyona indiğini belirtti.

Şemsi Bayraktar, 6 Aralık 2012 tarihli Resmi Gazete de yayınlanan, 13 ilde büyükşehir kurulmasını öngören 6360 sayılı Büyükşehir Belediye Yasası ile 22 Mart 2013 tarihinde Resmi Gazete de yayınlanan Ordu ilinde büyükşehir kurulmasını öngören 6447 sayılı Büyükşehir Belediye Yasalarının, 16 olan büyükşehir belediye sayısını 30 a yükselttiğini, bu illerde köy ve beldelerin tamamının mahalle haline dönüştürüldüğünü, büyükşehir belediye alanının tüm il topraklarını kapsar hale getirildiğini bunun da kırsal nüfus sayısını bir anda düşmüş gibi gösterdiğini bildirdi.

Bayraktar, Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Mersin, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Ordu, Sakarya, Samsun, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde büyükşehir yapılmasıyla sanki bu illerde kırsal nüfus yokmuş gibi istatistiklerin oluşturulduğu bilgisini verdi.

-Kırsal nüfusun geleceği-

Bu illerde de adı mahalle olsa da köy ve kasabaların bulunduğunu, büyük bir kırsal nüfus barındığını vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

“Halen ülkemizde 20 milyon dolaylarında kırsal nüfus bulunmaktadır. FAO, 2011 yılı için yüzde 28,6 oranını vermektedir. Bu rakam, eğilime bakılırsa günümüzde yüzde 25 in altına inmiştir. Bu eğilim devam ederse, kırsal nüfusun toplam nüfus içindeki oranı, 2026 da 19,4 e, 2034 de yüzde 14,6 ya, 2042 de yüzde 9,7 ye, 2050 de ise yüzde 4,8 e inecek. Böylece, kırsal nüfus, Türkiye İstatistik Kurumu nun ülke nüfusuyla ilgili temel projeksiyonunu baz aldığımızda, 2026 da 16,7 milyona, 2034 de 13,2 milyona, 2042 de 9 milyona, 2050 de 4,5 milyona gerileyecek. Bu nüfus çocuk, yaşlı tüm nüfusu kapsıyor.

-Tarımda istihdam edilen nüfus 1-1,2 milyona inecek-

FAO verilerine göre 2000 yılında kırsalda yaşayan yüzde 35,3 nüfusun yüzde 26,5 i, 2011 de yüzde 28,6 nüfusun yüzde 19,9 u tarımdan geçimini sağladı. Kırsalda yaşayanların 2000 yılında yüzde 75,1 i, 2011 yılında yüzde 69,6 sı tarımsal faaliyette yer aldı. Bu durumda, kırsalda yaşayanlarda tarımdan geçimini sağlayanların oranı düşüyor. Her ne kadar kırsal nüfus 2050 de 4,5 milyona inse de bunun en fazla 3 milyonu tarımsal faaliyette yer alacak. Türkiye de halen toplam nüfusun yüzde 39 unun işgücüne dahil olduğunu göz önünde bulundurursak, tarımda istihdamda en fazla 1-1,2 milyon dolaylarında olacak. Tabii bu istihdamın büyük bölümünü de yaşlı nüfus oluşturacak. Tarımın toplam istihdamdaki payı da yüzde 20 lerden yüzde 3 lere inecek.”

-Gelişmiş ülkelerde kırsal nüfus-

Bayraktar, kırsal nüfusu sadece tarım nüfusu olarak görmemek gerektiğini, gelişmiş ülkelerden tarımda çalışan nüfus yüzde 2-3 lere inse de hala Japonya da yüzde 8 inin, Avustralya da yüzde 10 unun, Fransa da yüzde 14 ünün, Hollanda da yüzde 16 sının, ABD de yüzde 17 sinin, Kanada da yüzde 19 unun, İngiltere de yüzde 20 sinin, İspanya da yüzde 22 sinin, Almanya ve İsviçre de yüzde 26 sının, İtalya da yüzde 31 inin kırsalda yaşadığına dikkati çekti.

-“Kır ile kent arasındaki gelişmişlik farkı giderilmeli”-

Kırsalın kalkındırılması ve kır ile kent arasındaki ekonomik ve sosyal gelişmişlik farkının giderilmesinin tarım açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

“Ne yazık ki kırsalda hızlı bir göç yaşanmış ve köylerimiz büyük oranda nüfus kaybetmiştir. Özellikle tarımda genç nüfus kaybı, tarımsal üretimi doğrudan etkilemektedir. Nüfusu kırsalda tutacak projeler yürürlüğe konulmalı, kırsal kalkınma desteklenmeli, başta gıda sanayi olmak üzere kırsalda tarımsal girdi kullanan işletmelerin kurulması teşvik edilmelidir. Kırsala, kentlerde olan hizmetler götürülmeli, özellikle kırsal turizm önemsenmelidir. İnsanların doğdukları yerde doymaları sağlandığında, şehirler de ağır göç baskısından uzaklaşacaktır.

Tarımsal alanda faaliyet gösteren büyük şirketlerin zarar etmeleri durumunda tarımsal işletmelerini kapatarak sektörden çıktıkları göz önüne alındığında, aile çiftçiliğinin, tarımın sürdürülebilirliği, gıda güvenliği, açlık ve yoksullukla mücadele, kırdan kente göçün azaltılması ve doğal kaynakların korunması açısından desteklenmesi gerekmektedir.”

Şu anda bile tarımda genç nüfus sıkıntısı çekilirken, 2050 de tarımda çalışan bulmanın neredeyse imkansız hale geleceğini belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:

“Acilen kent ve kır arasındaki ekonomik ve sosyal farklar giderilmeli, kırsalın ülke ortalamasının üçte birinde kalan gelir seviyesi yükseltilmeli, öncelikle tarıma dayalı sanayiler, kırsal turizm geliştirilmelidir. İngiltere de tarımdaki nüfus yüzde 1 lere inse de hala nüfusun yüzde 20 si kırsalda yaşıyor. Kırsaldaki nüfusun yüzde 95 i tarım dışında geçimini sağlıyor. Türkiye nin de kırsaldaki nüfusu tutması ama tarımda çalışan nüfusunu azaltması gerekiyor.

-“Kırsal kalkınmayı sağlamak Türkiye şartlarında çok da zor değil”-

Kırsal kalkınmayı sağlamak ülkemiz şartlarında çok da zor değil. Geniş tarım alanları, tarımsal üretim potansiyelinin zenginliği, ürün çeşitliliği, tarımsal sanayi girdi ve hammaddelerinin çeşitliliği, marka olabilecek yöresel ürün fazlalığı, flora ve fauna zenginliği, çevre kirliliğinin az olması ve organik ürün potansiyelinin bulunması, kültür ve turizm varlıklarının zenginliği ve bunların turizm açısından yüksek potansiyel arz etmesi, geleneksel zanaat ve el sanatlarının zengin olması, yaygın kamu teşkilatı önemli artı değerlerdir. Kırsal kalkınma proje deneyimleri, ulaşım, haberleşme ve elektrik altyapısının da önemli ölçüde tamamlanmış olması büyük avantajdır.”

-Yapılması gereken-

Yapılması gerekenin, tarımın küçük ve parçalı arazi yapısı, tarımsal eğitim ve yayım hizmetleri ile işbirliği konusundaki yetersizlikler, kalite ve standartlara uyum konusundaki güçlükler, tarım-sanayi entegrasyonu ve pazarlama faaliyetlerinde etkinlik sorunları, sermaye ve mali kaynak yetersizlikleri, üretimin doğa koşullarına bağımlılığı ve verim düşüklüğü gibi yapısal sorunları çözmek gerektiğini bildiren Bayraktar, “başta orman köylüleri olmak üzere kırsaldaki yoksulluğu ortadan kaldırmak, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik hizmetlerini etkin olarak götürmek, kırsal altyapıyı modernize etmek, toprak, su, orman, çayır mera, su ürünleri stokları gibi doğal kaynakları korumak hayati önemdedir. Bunlar yapılırsa, kırsal kalkınmanın sağlanmaması mümkün değildir” dedi.