BU MİLLETTE KARAMSARLIK YOKTUR

Bizim öyle günlerimiz var ki; kendimizi bilmemiz ve hayatımızda hata yapmamamız için birer uyarı belgesi gibidirler.

Bu günler, Ergenekon destanının yaşandığı günden itibaren bizim tarihimizdir.

İbret vesikaları ile birlikte, bize arşiv hizmeti sunmaktadır.

Asırlık devlet geleneğimizde içeride fitneci, kalleş, hain kimdir, dışarıda düşman kimdir, kimlerdir. Hepsi bu arşiv bilgilerinin içinde soy-sop belgeleri ile bulunmaktadır.

Bugün bize düşen sadece bilgileri teker, teker okumaktır. Bütün bu olaylar karşısında ecdadımız ne yapmış, nelerle karşılaşmış aklıselim bir şekilde onların analizini yapmaktır.

Kim laftan anlar, kim güçten anlar hepsi uygulamalı olarak yaşanmıştır.

Biz çadır devleti değiliz diyoruz. Sonra da, millet olarak birçok olay karşısında bocalıyoruz.

Yakın tarihimize bir göz atalım.

18 Mart, 20 Nisan, 19 Mayıs, 22 Ağustos daha sayalım mı?

Sadece bu günler değil, şiddetli kışın yaşandığı aylar bile bize çok şey anlatır.

Cennet mekan rahmetli Kazım Karabekir Paşa’nın anılarındaki Ermenilerin Erzurum da kazığa oturtarak katlettikleri ecdadımızın yüzlerinin şekli hepimizi ağlatır.

Bizim bir ve beraber olmamız için yeterli bilgi ve belgeyi veren o günler, bugün yine aynen yaşanıyor.

Sadece Anadolu dışında aynı coğrafya da, aynı soylar tarafından yaşatılıyor.

İşte Kudüs.

İşte Filistin.

Dün bizim ecdadımızın koruduğu bu coğrafya, Siyonistlerin Arap milliyetçiliği oyunu ile döndürüldüğü kan gölünden hala çıkamadı.

O günde bu insanların bizden başka kimseleri yoktu, bu günde yok.

PKK’nın batılılar tarafından niye desteklendiğini, Afganistan’ın, Çeçenistan’ın, Doğu Türkistan’ın, Irak’ın, Suriye’nin, Mısır’ın, Libya’nın, Sudan’ın, Somali’nin, Cezayir’in niye işgal edilmek istendiğini, niye iş birlikçileri ile yönetilmek istendiğini şimdi daha iyi anlamışsınızdır.

Amerika’nın Ermenistan’a, PKK’ya, İsrail’e yaptığı silah yardımları belki gözümüzü açar.

Mesele başta Türk milleti olmak üzere Müslümanları yok etmektir.

Ama işbirlikçi idarecileri yüzünden birlik olamayan ümmetin sessizliği de, bunları cesaretlendiriyor.

Araplar seyrediyor. Yahudileri fırınlarda yakan Almanya bugün İsrail’in Müslüman katliamını destekliyor.

Avusturya bu katliama teşekkür için katil devletin bayrağını Başbakanlık binasına çekiyor.

Sadece bizde değil diğer halkı Müslüman olan ülkelerde de;  bize ne, oralarda ne işimiz var diyenler çıkıyor.

Yaşananları görünce bunların kimlerin sözcüsü olduğunu, kimlere maşalık ettiğini araştırmanıza gerek yok.

Dünya da bilsin ki; Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un

Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar.

Benim îman dolu göğsüm gibi serhaddim var.

Ulusun, korkma, nasıl böyle bir îmânı boğar, diye seslendiği bu millette korkaklıkta, karamsarlıkta yok.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi