Candemir "mücadele edince oluyor"

Candemir "mücadele edince oluyor"
Sarayönü'nde kasaplık sektöründe faaliyet gösteren Ahmet Candemir, bulunduğu duruma nasıl geldiğini, kasaplık mesleğinin zorluklarını anlattı. Çabalayıp mücadele edince bir şeylerin başarılabileceğini belirten Candemir,...

Sarayönü'nde kasaplık sektöründe faaliyet gösteren Ahmet Candemir, bulunduğu duruma nasıl geldiğini, kasaplık mesleğinin zorluklarını anlattı. Çabalayıp mücadele edince bir şeylerin başarılabileceğini belirten Candemir, kısa yoldan, emek harcamadan zengin olmaya çalışmanın sonunda hüsran olduğunu söyledi. Ucuz etin ancak yem maliyetlerinin düşmesiyle mümkün olabileceğini ifade eden Candemir, ithal etin çözüm olmayacağını ateşi daha da körükleyeceğini kaydetti. Candemir, yaşamı ve değerlendirmeleri ile ilgili şunları anlattı:

Çalışmaya 13 yaşında başladım

"1975 Sarayönü doğumluyum. Ortaokulu ikinci sınıfta bıraktım. Bir işe girmem gerekiyordu. Kasapların yanına girdik. Ramazan Kiraz'ın yanında çırak olarak işe başladım. 13 yaşında başladığım kasaplık işinde askere gidinceye kadar çalıştım. Asker dönüşünde kasap olarak Afra alışveriş merkezine girdim. 2001 krizine kadar orda çalıştım. Afra'dan ayrıldıktan sonra piyasada bir kaç işe baktım. Daha sonra Afra'dan aldığım tazminatla koyun aldım. Hayvancılık ve ticaretle uğraşmaya başladım. Bu şekilde işi yavaş yavaş büyüttüm."

Kosgeb bize destek oldu

"Kasap dükkanı kolayla açılmaz. Kendi malın olması gerekir. İşten anlaman gerekir. İşten anlayan elemanın olması gerekir. Çocuklar yetişti, elimizde de mal olunca kasap dükkanı açalım diye düşündüm. Ne yaparız, ne ederiz diye düşünürken Esnaf Odası'ndan Kosgeb kursu açılacağını ve destek verildiğini duydum. Kosgeb'e müracaat ettim. Kurs aldık, şartları yerine getirdik ve devlet bizi desteklemeyi uygun gördü. Sonra işyerimi yüzde 60 devlet desteği ile açtım. Bayanlar için destek daha çoktu. Onlara yüzde 80 destek verildi. İşyerimi Elit apartmanının altına aynı isimle açtım. Üç yıldır kendi işimi yapıyorum. Çocuklarla beraber çalışıyoruz."

Hayvanın olmazsa olmaz

"Sattığım etin yüzde 50'sini kendimden karşılıyorum. Kendim küçükten alıp besliyorum ve kestiriyorum. Bunun yanı sıra dışarıdan da alıp kestiriyoruz. Kendisinde hayvan bulunmayan kasaplığı yapamaz. Bu işi yapacaksan evinde güvencen olacak. Para sıkıştığında, imkan olmadığında, bir sıkıntı çıktığında evindeki malı kestirip tezgaha koyabileceksin. Yoksa öteki türlü bu iş dönmez."

Kasaplığın sıkıntısı nakit

"Bu işte eleman sıkıntısı var. Para sıkıntısı var. Gıda sektörü olduğu için temiz ve dikkatli olmak zorundasın. En büyük sıkıntı nakit sıkıntısı. Peşin paraya kestirdiğin malın sana dönüşü 2-3 ayı buluyor. Bizim nesilden sonra yetişen doğru düzgün bir eleman yok. Şimdi aileler çocuğunu kasap olsun diye çırak göndermiyor. Bir çocuğun babası kasapsa anca öyle öğreniyor bu mesleği. Aşağı yukarı şimdi her sektörde böyle. Kendimiz bilmeyelim, çocuklar anlamasın dışarıdan birileri ile yapılabilecek bir iş değil."

Hizmet çok önemli

"Şükür, şahsım adına benim işim iyi. Bir şeyleri rayına oturtmak zaman istiyor. Üç senedir ben buradayım ama 1,5 yıldır işlerim yükseldi. Dükkanın konumu itibariyle uğrak yeri. Her kesime de hitap ediyorum. Bu işte hizmet çok önemli. Şimdi herkes tüketeceği eti veya tavuğu hazır istiyor. Vatandaş alıp götürecek tavasına veya mangalına atıp pişirecek. Uğraşırsan, mücadele edersen oluyor. Yokluktan okulu bıraktık işe girdik. Bugünlere yoktan var olup geldik. Tarla satıp, mal satıp, mirasla bu işe girmedik. Sıfırdan başlayıp getirdik. Zenginlik sıkıntımız yok. Karnımız doyuyor. Şükrediyoruz."

Vatandaşın alım gücü zayıf

"Vatandaşın alım gücünde büyük sıkıntı var. Piyasada nakit dönmüyor. Vatandaş sürekli önden yiyor. Millet mübarek günde mecbur yiyeceğiz diyor karttan çekip evine götürüyor. Millette bir para sıkıntısı var. Seçimlerden önce bundan iyiydi. Şimdi büyük sıkıntı var. İnsanlar zorunlu alışveriş yapıyor. Sarayönü'nde ticarette çok zayıf. Biz yatmayı çok seviyoruz. Hazır gelsin istiyoruz. Yeni nesilde de hiçbir şey yok. Herkes kısa yoldan zengin olmanın peşinde."

Yemi düşürmeden olmaz

"Bu sene yağışlar iyi geldi. Burası çiftçi memleketi. Millet biraz harmandan umutlu. İnsanlar önünü görmeye başladı. Beklendiği gibi olursa harmanda piyasa rahatlar. Birde devlet her şeye müdahale etmese daha iyi olacak. Bugün devlet ucuz et yedirecek diye uğraşıyor ama bugünkü şartlarla bu mümkün değil. Et ithalatı falan işi çözmez. Burada üreticinin maliyetini düşürmek lazım. Devlet bir şeye müdahale edecekse yemciye müdahale etsin. Üretici 90-100 liraya yem yediriyor. Bu et nasıl ucuza satılacak."