Kategori: YAŞAM

Sarayönü’nde Demirpolat şirketler gurubu personeli Halim Akmaz, geçtiğimiz günlerde oğlunu evlendirdi.

Gülay Arık-Ali Tankut ailesinin kızı Gönül ile Selma-Halim Akmaz ailesinin oğlu Rıdvan, evlenerek dünya evine girdi.

Çiftin düğünü 12 Eylül Pazar günü gerçekleşti. Akşam saatlerinde Konya’da bulunan kız evinden gelin alma merasimi için konvoy oluşturuldu.

Gelinin dualarla kız evinden çıkarılmasının ardından Sarayönü’nde Turkuaz Kır Düğün Salonu’na geçildi. Genç çiftin düğününe sevenleri ve yakınları büyük ilgi gösterdi.

Sarayönü Manşet Gazetesi olarak Akmaz ve Tankut Ailelerine hayırlı olsun der, genç çifte bir ömür boyu mutluluklar dileriz.

İlçemizin tanınmış simalarından Akaylar Berber Salonu sahibi Murat Kökez’in kızı Edanur hafta sonu gerçekleştirilen merasim ile nişanlandı.

Umut – Murat Kökgöz çiftinin kızı Edanur ile Başhüyüklü Yıldız- İbrahim Arslan çiftinin oğlu Ramazan, evlilik için ilk adımı attı.

Çiftin nişan töreni geçtiğimiz hafta sonu Cumartesi günü Sarayönü Belediyesi Eski Düğün Salonunda gerçekleştirildi.

Nişana, Kökez ve Arslan Ailelerinin yakınları ve sevenleri katıldı. Davetlilere çeşitli ikramlarda bulunulurken, müzik eşliğinde eğlence düzenlendi. Evlilik yolunda ilk adımı atan genç çiftin düğün tarihi önümüzdeki günlerde belirlenecek.

Sarayönü Manşet Gazetesi olarak Kökez ve Arslan ailelerini tebrik eder, dünya evine girmek için ilk adımı atan Edanur ve Ramazan çiftine de bir ömür boyu mutluluklar dileriz.

Merhum Bisikletçi Aslı Mirza’nın oğlu Başarı Kömürcülük işletme sahibi Veli Başar’ın damadı Ramazan Mirza vefat etti.

Emekli polis memuru olan merhum Ramazan Mirza bir süre önce yakalandığı covid-19 rahatsızlığı nedeniyle 35 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra akciğer yetmezliği nedeniyle Cuma günü hayata veda etti.

56 yaşında ve 5 çocuk babası olan merhum Ramazan Mirza’nın cenazesi Cumartesi günü kılınan cenaze namazının ardından alınan helallikle birlikte Başhüyük Yolu üzerinde bulunan mezarlıktaki kabrine defnedildi.

Cenaze merasimine Başar ve Mirza ailelerinin, yakınları, akrabaları ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Sarayönü Manşet Gazetesi olarak merhum Ramazan Mirza’ya Allah’tan rahmet, acılı ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz.

Yukarı Mahalle’de Milli Eğitim Müdürlüğünden emekli Osman Kaçan’ın annesi Süleyman Kaçan’ın eşi Atiye Kaçan hayata gözlerini yumdu.

Bir süredir rahatsızlığı bulunan merhume Kaçan 86 yaşındaydı. Kaçan’ın cenazesi, geçtiğimiz hafta Perşembe günü evinden alınan helalliğin ardından öğle namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından Başhüyük mezarlığında defnedildi.

Sarayönü Manşet Gazetesi olarak merhume Atiye Kaçan’a Allah’tan rahmet, acılı ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz.

Sarayönü’nde Yorulmaz ve Karaarslan ailelerinin evlatları evlenerek dünya evine girdi.

Döndü-Ahmet Yorulmaz ailesinin kızı Müzeyyen Yorulmaz ile Nurdagül-Ramazan Karaarslan ailesinin oğlu Mustafa Karaarslan, hafta sonu gerçekleştirilen düğün töreniyle evlenerek hayatlarını birleştirdi.

11 Eylül Cumartesi günü kına merasimi ile başlayan tören, Pazar günü yemek ikramıyla devam etti. Yemek ikramlarının ardından Pazar günü düğün konvoyu gerçekleştirildi.

Evcekaya Kır Düğün bahçesinde gerçekleştirilen düğün merasimine Yorulmaz ve Karaarslan ailelerinin bu mutlu gününe çok sayıda seveni ve yakınları eşlik etti. Düğüne katılan misafirler hava şartlarının güzel olması ve düğünün açık havada yapılması ile gönüllerince eğlenerek çifti bu mutlu günlerinde yalnız bırakmadı.

Sarayönü Manşet Gazetesi olarak Yorulmaz ve Karaarslan ailelerini tebrik eder, evlenerek Dünya evine giren Müzeyyen ve Mustafa çiftimize bir ömür boyu mutluluklar dileriz.

Sarayönü’nde dedesinin ve babasının mesleği tenekeciliği üçüncü kuşak olarak sürdüren Recep Yılmaz, 40 yıldır saca şekil veriyor.

Sarayönü ilçesindeki mütevazi atölyesini her sabah erkenden açan 58 yaşındaki Yılmaz, gün batmadan işyerini kapatmıyor.

Yılmaz, levha olarak aldığı sacları, tasarladığı farklı ürünlere dönüştürmek için kendi ölçüleriyle elde kesip, babasından kalan mekanik makinelerde şekillendirdikten sonra yine tamamen el işçiliği ile birleştirip son halini veriyor.

Semaver, soba borusu, ibrik, kuş suluğu, tavuk yemliği, fırın tavası, mangal, su oluğu, huniler, ızgara, gibi yüzlerce çeşit ürün yapabilen Yılmaz, müşterilerinin yıpranan veya eskiyen ürünlerini de tamir ediyor.

 

“Tenekeden adam bile yaparım”

Yılmaz, mesleğindeki en önemli detayın ölçüm ve çizim olduğunu, ölçüm hatasında tüm malzemenin boşa gidebileceğini ya da büyük fireler verilebileceğini söyledi.

Müşterilerinin istek ve ihtiyaçlarına göre üretiminin şekillendiğini dile getiren Yılmaz, “Burada saçla yapamayacağım hiçbir işlem yok. Aklınıza ne geliyorsa her şeyi yaparız. Vatandaş elinde örnekle geliyor ya da ihtiyacının ne olduğunu anlatıyor. Müşterinin istekleri doğrultusunda ne gerekiyorsa, bazen sıfırdan tasarlayıp, en güzelini yapmaya çalışıyoruz. El becerimizden dolayı bizim yapamayacağımız hiçbir şey yok. Tenekeden adam bile yaparım. Haşa bir canını veremem.” diye konuştu.

Yetişen çırak ve kalfalar olmadığı için mesleğin yok olmaya her gün biraz daha yaklaştığın anımsatan Yılmaz, ilçede kalan son iki tenekeciden sonra devam ettirecek kimse olmamasından duyduğu üzüntüyü ifade etti.

“Az kazanıyoruz, öz kazanıyoruz”

Mesleğine duyduğu sevgiyi ve çalışırken zamanın su gibi akıp geçtiğini anlatan Yılmaz, şöyle konuştu:

“Sacı ölçülerinde kesiyorsun, büküyorsun bir şekil veriyorsun. Şekil alıp bir şeyler ortaya çıktıkça insan haz alıyor. Yaptığın iş de düzgün çıkarsa çok mutlu olursun. Çok güzel bir duygu. Anlatılmaz. Cenabı Allah canımızı almadığı sürece devam ederiz. Gelebileceğimiz kadar geleceğiz. Çünkü rahmetli babam da öyleydi. O da son ana kadar geldi dükkana. Biz de götürebildiğimiz kadar götüreceğiz. İşimi çok seviyorum. Dünyaya bir daha gelsem yine aynı işi yapardım.”

Yılmaz, esnaflıktaki en önemli erdemlerin doğruluk, dürüstlük ve kanaat olduğunu vurguladı.

Müşterilerinin memnuniyetini, maddiyatın önünde tuttuğuna dikkati çeken Yılmaz, “Biz 1 liralık işe, 2 lira alan bir insan değiliz. Öyle olsak zaten köşe olurduk. Biz, müşterinin hem parasını hem de hayır duasını alıyoruz. Bizim cebimizde paramız bitmez. Az kazanıyoruz, öz kazanıyoruz. Az aldığın zaman da çok iş yaparsın. Önemli olan da odur zaten. Çok alan bir sefer alır.” dedi.

 

Batı İstasyon Mahallesi sakinlerinden, oto elektrikçi Sedir Yalçın’ın babası, Orhan Yalçın yakalandığı coronavirüs hastalığı nedeniyle Cuma günü vefat etti.

Aynı zamanda Merhaba Gazetesi Müessese Müdürü Adem Turan’ın kayınpederi ve Ziraat Odası Başkanı Engin Çelik’in de dayısı olan Orhan Yalçın’ın vefatı sevenlerini üzdü.

84 yaşında ve 5 evlat babası olan merhum Orhan Yalçın’ın cenazesi, cumartesi günü kılınan cenaze namazının ardından, alınan helallikle Konuklar Yolu üzerindeki aile mezarlığına defnedildi.

Cenaze merasimine Turan ve Yalçın Ailelerinin akrabaları, yakınları ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Sarayönü Manşet Gazetesi olarak merhuma Allah’tan rahmet, acılı ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz.

Yukarı Mahalle’den Tepeköylü rahmetli Hasan Urgun’un eşi Emine Urgun, geçtiğimiz hafta Cuma günü hayata gözlerini yumdu.

Bir süredir rahatsızlığı bulunan merhume Urgun’un cenazesi saat 11:00 ‘de alınan helallikle kaldırılarak kılınan cenaze namazının ardından Başhüyük yolunda bulunan mezarlığa defnedildi. Merhume Urgun’un cenazesine ailesi ve yakınları katıldı.

Sarayönü Manşet Gazetesi olarak Merhume Emine Urgun’a Allah’tan rahmet, acılı ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz.

 

Sarayönü Batı İstasyon Mahallesi sakinlerinden, Koçmalı Erbakan Sülayman Dağ eşi Hafize Dağ, geçtiğimiz hafta Perşembe günü hayata gözlerini yumdu

Cenazesi evinden kaldırılan merhume Hafize Dağ, aynı gün ikindi namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından alınan helallikle Konuklar Yolu üzerindeki mezarlıkta kabrine defnedildi.

Sarayönü Manşet Gazetesi olarak merhume Hafize Dağ’a Allah’tan rahmet, acılı ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz.

Sarayönü’nde 26 yıldır nikah memurluğu görevini yürüten Birol Çoban, kıydığı 5 binden fazla nikahta 10 bini aşkın kadın ve erkeğe ‘evet’ dedirtmenin mutluluğunu yaşıyor. Dünya evinde girmek isteyen çiftler onun huzurunda, iyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta ayrılmamak için söz vererek hayatını birleştiriyor.

1963 yılında dünyaya gözlerini açan Çoban, sağlık personeli olan babasının görevini sürdürdüğü Niğde’de dünyaya geldi. İlk, orta ve lise eğitimini Niğde’de tamamlayan Çoban, lise eğitimi bittikten sonra Niğde Eğitim Enstitüsünü kazandı ama hayatıyla ilgili farklı planları vardı. 1983 yılının yazında askere giden Çoban, 2 yıllık askerlik görevinin ardından terhis olarak baba ocağına dönüş yaptı.

Baba ocağına dönüş yaptıktan sonra iş hayatına atılan Çoban, ilk görevini Ilgın’da kömür ocaklarında büyük bir şirketin muhasebesini tutarak yaptı. Ilgın’da 1.5 yıl görev yaptıktan sonra Marmaris Harita Kadastro Müdürlüğünde görev yapan Çoban’ın yolu 1989 yılında ilçemizle kesişti. Günümüzde hala faaliyetlerine devam eden Geçit Eczanesinde 3 yıl kadar süreyle çalışan Çoban, 1992 yılının Şubat ayında memur olarak Sarayönü Belediyesinde çalışmaya başladı.

Sarayönü Belediye’sinde göreve başladığı yıllarda nikah memurluğu görevini Ekrem Ünver yürütüyordu. Ekrem Ünver’in emekli olmasıyla birlikte Birol Çoban, tarihe adını altın harflerle yazdıracak görevini üstlenmiş oldu.

 

“İlk başladığımda kendimi düşünüyordum”

 

Çoban, nikah memurluğuna ilk başladığı zamanları şöyle anlatıyor: “Göreve ilk başladığım dönemler, heyecandan hata yaparım korkusundan evlenecek çiftlerden ziyade kendime odaklanıyordum. Dosyaları tekrar tekrar inceliyordum. En ufak bir pürüz olsun istemiyordum. Nikah merasimine girmeden önce ettiğim duaları bir ben bilirim. Hata yapmaktan çok korkuyordum çünkü evlenecek olan çiftlerimizin kaderini ellerinde tutan mesleklerden birini yürütmekteyim.”

 

“İlk kıydığım nikah dün gibi aklımda”

Nikah memurluğu görevine ilk başladığı dönemde, ilk kıydığı nikahın kendisi için unutulmaz bir anı olduğunu belirten Çoban,  “O dönem Sarayönü Devlet Hastanesinde çalışan İsmail Zeybek’in nikahı benim kıydığım ilk nikah. Heyecandan elim ayağım birbirine girmişti. Bütün salonun gözleri üzerinizde yanlış bir kelime sarf ederseniz rezil olursunuz, aklımdan hep bunlar geçiyordu. Kazasız belasız atlattım çok şükür ilk vazifemi.” diye konuştu.

 

“Çok anı biriktirdim”

Çoban, şöyle devam etti:

“Evlenmek için dairemize müracaat eden insanlarla bazen diyaloglar kuruyoruz. Bir keresinde yaşlı bir adam yanında genç bir kızla gelmişti dairemize. Müracaatta bulunmak istediklerini belirttiler. Bende gayri ihtiyari bir şekilde kızınız için mi diye sormuş bulundum. Meğer kendileri için başvuru da bulunmaya gelmiş. Bu tarz kırdığımız potlar oldu birkaç kez. Ama kesinlikle kötü niyetimizden değil, işimizin verdiği heyecanla diyalog kurmak isterken birkaç kez bam teline bastığım vatandaşlarımız oldu, hatamız olduysa affola.”

 

“Başımıza ilginç şeyler de geldi”

Anlat anlat bitmez ama bir akşam televizyon izliyorduk, ailecek kardeşlerimle birlikte. Televizyonda izlediğimiz filmde, bir köyde ağacın altında nikah merasimi düzenleniyordu. Nikahın olmasını istemeyen bir grup, elinde pompalı tüfeklerle düğünü basıyor, sağa sola ateş ediyordu, ateş esnasında nikah memuruna isabet eden kurşun sonucu nikah memuru hayatını kaybediyordu. Ailem filmden sonra evde benimle dalga geçti. Bu olayın ardından birkaç hafta sonra, düğün salonumuz o dönemler BİM’ in üstündeydi. Akşam vakti düğün salonuna giriş yapmak üzere iken iki kişi yanıma gelerek beni oradan uzaklaştırdı. Meğer iki aile arasında tartışma çıkmış. Çatallar bıçaklar havada uçuşmuş. Neyse sonra beni gece vakti aradılar müsait misiniz diye. O dönem de cep telefonları yeni çıkıyor. Apar topar gittim çiftin nikahını kıydık. Sonradan öğrendim ki, çiftimiz çok mutluymuş, yani o gün aldığımız kararla sanırım hayırlara vesile olduk.

 

Boşananlara çok üzülüyorum

Boşanma haberi duyduğum zaman içimi bir hüzün kaplıyor, çünkü o insanların düğünlerine şahitlik ediyorum, mutluluklarını birinci gözden görüyorum. Gönül ister ki hiçbir çiftimiz boşanmasın, ama her şey insanlık için. Rabbim tüm çiftlerimizin evlerine bereket, huzur ve mutluluk nasip etsin İnşallah.”

 

 

Doğu istasyon Mahalle Muhtarı Mustafa Erol’un Kayınbabası marangoz Hamdi Türkoğlu Pazar günü yaşama veda etti.

Merhumun cenazesi aynı gün öğle namazı öncesi Fatih mahallesindeki evinden kaldırılarak, alınan helallikle birlikte Konuklar yolu mezarlığına defnedildi.

Hamdi Türkoğlu’nun cenazesine ailesi, sevenleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Sarayönü Manşet Gazetesi olarak merhum Hamdi Türkoğlu’na Allah’tan rahmet, acılı ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz.

 

Eğitim camiasının tanınmış simalarından Mustafa Doğan’ın babası Süleyman (Paşa) Doğan, geçtiğimiz hafta Cuma günü vefat etti.

83 yaşında hayata gözlerini yuman Süleyman Doğan, kalp rahatsızlığı nedeniyle bir süredir tedavi görüyordu. Merhum Paşa Doğan’ın cenazesi, Cuma günü öğle namazı öncesi evinden kaldırılarak, alınan helallikle birlikte Başhüyük Yolu üzeri mezarlığına defnedildi. Doğan’ın cenazesine ailesi ve sevenleri katıldı.

Sarayönü Manşet Gazetesi olarak merhum Süleyman Doğan’a Allah’tan rahmet, acılı ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz.

Yukarı Mahalle’den muhtar İsa Öztürk’ün dayısı Atarabacı Hasan Ilgın, geçtiğimiz hafta Pazar günü vefat etti.

Bir süredir rahatsızlığı bulunan Merhum Ilgın, 91 yaşında hayata gözlerini yumdu. Ilgın’ın cenazesi aynı gün evinden kaldırılarak öğle namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından alınan helallikle Konuklar yolu üzerinde ki mezarlıkta toprağa verildi.

Sarayönü Manşet Gazetesi olarak merhum Hasan Ilgın’a Allah’tan rahmet, acılı ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz.