Çiftçiler: “Fiyat normal ama verim düşük”
Açıklanan fiyatlarla ilgili görüş bildiren çiftçiler, alım fiyatlarının önceki yıla göre tatmin edici olduğunu ancak yaşanan kuraklık nedeniyle tarlalardaki verimin ciddi oranda düştüğünü belirtti. Üreticiler, fiyatın makul seviyede olduğunu kabul etmekle birlikte, dekardan elde edilen ürün miktarının düşüklüğü sebebiyle sezon sonunda ellerine geçecek kazancın yetersiz kalacağına dikkat çekti.
Zam geçen yılın zararını ancak kapattı
Sarayönü’nde uzun zamandır hububat üretimi yapan Ali Osman Potuk, açıklanan alım fiyatlarını değerlendirdi. Özellikle buğday fiyatlarının maliyetleri karşılamada yetersiz kaldığını dile getiren Potuk, çiftçinin gerçek sorununa dikkat çekerek, “Arpa için açıklanan fiyatı yeterli buluyorum ancak buğdayda ton başına 16 bin liradan aşağısı bizi kurtarmazdı. Zaten iki yıldır hemen hemen aynı fiyattan satış yaptık. Bu yıl yapılan artış ise sadece geçtiğimiz yıl yaşadığımız zararın telafisi gibi oldu. Bu sezon bir de kuraklıkla mücadele ediyoruz. O nedenle bu fiyatlarla buğdaydan beklediğimizi almak zor görünüyor. Yeni sezonda bizi neyin beklediği de belli değil.”
Destekleme ödemelerinin zamanlamasına da dikkat çeken Potuk, asıl sorunun ürün fiyatlarından çok üretim maliyetleri olduğunu vurguladı:
“Destekler ancak 2026’da hesaplara yatacak. O zamana kadar çiftçi nasıl ayakta duracak? Daha hasat dönemi bitmeden, yeni ekim sezonuna aylar varken, DAP gübresinin tonu 19 binden 28 bine fırladı. Bu rakamlarla üretim yapmak akıl işi değil. Açıklanan fiyatlardan çok, çiftçinin girdi maliyetlerinin bir an önce makul seviyelere çekilmesi gerekiyor. Bu haliyle önümüzü görmekte çok zorlanıyoruz.” Dedi
Potuk, açıklanan buğday fiyatlarının üretici için önemli bir eşik olduğunu belirtirken, aynı zamanda tüketici açısından da dikkatli bir denge kurulması gerektiğini vurgulayarak,
“Buğday fiyatının 16 bin liranın altında kalması bizi kurtarmaz. Ancak bir yandan da bu rakamların çok daha yukarılara çıkması, doğrudan ekmek ve un fiyatlarını yükseltir. Bu da vatandaşın sofrasına zam olarak yansır. Dolayısıyla burada çok hassas bir denge var. Üreticiyi korurken, tüketiciyi de düşünmek zorundayız. Maliyetler kontrol altına alınmadıkça fiyatları yükseltmek tek başına çözüm olmaz. Ülke olarak hem üretimi sürdürülebilir kılacak hem de temel gıda fiyatlarını dengede tutacak bir politika izlemeliyiz.” İfadelerini kullandı
"Fiyatlar iyi ama verim kaybı çok yüksek"
Sarayönü’nde uzun yıllardır çiftçilik yapan hububat üreticisi Talip Büyükcengiz, Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından açıklanan buğday ve arpa alım fiyatlarının, yüzeyde olumlu göründüğünü ancak sahada tabloyu değiştirmeye yetmediğini ifade etti. Özellikle kuraklık ve Nisan ayında yaşanan zirai don olaylarının etkisiyle, bu sezon rekoltede büyük kayıplar yaşandığını belirten Büyükcengiz, fiyat artışının bu kayıpları telafi etmekten uzak olduğunu dile getirdi.
Açıklanan rakamları değerlendiren Büyükcengiz, yaşanan zorlukları şu sözlerle özetledi:
“Fiyatlar geçtiğimiz yıla göre elbette daha iyi açıklandı, fakat biz bu sezon çok ciddi bir verim kaybıyla karşı karşıyayız. Özellikle Nisan ayında yaşanan zirai don, sadece meyve üreticisini değil, hububat üreticisini de derinden etkiledi. Bu yıl bazı bölgelerde önceki yıllara göre rekolte kaybı yüzde 50’yi geçti. Anıza ekim yapılan bazı tarlalarda ise bu oran yüzde 90’lara kadar çıkmış durumda. Çiftçi tarlasına girdi, tohumu attı, ama neredeyse boş biçer döndü.”
Büyükcengiz, açıklanan destek miktarlarının da çiftçiler açısından yeterli olmadığını dile getirdi. Desteklerin neredeyse geçen yılki seviyelerde kaldığını ifade eden Büyükcengiz, şöyle konuştu:
“Mazot fiyatı geçtiğimiz sezonla aynı kalmasına rağmen, gübre, ilaç gibi tüm girdilerde ciddi artışlar yaşanmasının yanı sıra destek kalemlerinin hemen hemen aynı kalması üreticiyi düşündürüyor. Elbette fiyat iyi ama elimize geçecek ürün bu yıl çok az. Yani sonuçta çiftçinin toplam kazancı yine zayıf kalacak. Fiyat yüksek ama mal az. Bu sene üreticiyi asıl zorlayacak olan bu dengesizlik. Önümüzdeki sezon için planlama yaparken de bu verim düşüklüğü hepimizin cesaretini kırıyor.”
Büyükcengiz, bu şartlarda özellikle hububatta sürdürülebilirliğin ciddi bir tehdit altında olduğunu vurgulayarak, destekleme politikalarının iklim koşulları ve girdi maliyetleriyle paralel şekilde revize edilmesi gerektiğini söyledi.

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.