DAVUTOĞLU’NUN MESAJLARI

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu medya buluşmalarına başladı.

Bir süredir yurt içi gezilerinde siyasi ağırlıklı konferanslar veren Davutoğlu, Ak Partiyle ilgili yazılı olarak yaptığı ve manifesto niteliği taşıyan açıklamanın ardından zaman, zaman önemli gördüğü görüşlerini de sosyal medya aracılığıyla duyurmaya başlamıştı.

Son bir yıldır da İstanbul ve Konya’daki ikametinde çok sayıda ziyaretçi ağırlayan Davutoğlu’nun açıklamaları kamuoyunda ilgi görüyordu.

Özellikle ekonomi alanında yaşanan olumsuz gelişmeler Ak Partiye destek veren seçmende de eleştiri çubuğunu yükseltti.

En son İstanbul seçimlerinde yaşanan olumsuz gelişme, MHP ile olan ittifakında masaya yatırılması gerektiği söylemlerini ayyuka çıkarmaya başladı.

Bütün bu gelişmeler kamuoyunda siyasi bir sohbet ortamı oluştururken, yeni bir parti kurup kurmayacağı merakla beklenen Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu Gazeteci Yavuz Oğhan'ın ‘BiDeBunuİzle’ programına konuk oldu.

Davutoğlu, YouTube'tan yayınlanan programda gazeteciler Yavuz Oğhan, Akif Beki ve İsmail Saymaz'ın sorularını yanıtladı.

Açıkça ifade edeyim program izlenme rekoru kırdı.

Çünkü Davutoğlu’nun vereceği mesajları kamuoyu çok merak ediyordu. Hele Başbakanlığı bırakma sürecine giden Pelikan dosyası ile ilgili “Sadece bir muhtelif grubun bunu yazıp deklere etmesi değildi mesele. 2 Kasım günü bu ülke yeni bir umuda uyanmıştı. 4 yıl seçimsiz yıllar. 3 ay içinde bütün sözlerimizi yerine getirmişiz. Bütçe açığı yüzde 1.8'lere inmiş, ÜFE yüzde 3.2 idi. Böyle bir ortamdaki Türkiye'nin yaşamasını istemeyen kimlerse, bunu sadece Erdoğan'la aramda gibi görmeyin lütfen, şimdi düşündüğümde bunun daha kapsamlı bir planın, arka arkaya gelen seçimler ve son derece özünden koparılan bir başkanlık sistemiyle Türkiye'nin yüzde 50+1'e mecbur edildiği bir koalisyon için benim devre dışına bırakılmam gerekiyordu." sözleri çok taşı yerinden oynatmalı.

Bu açıklama parti içinde yer edinmek için düzenbazlık yapanların vakit geçirmeden atılması gerektiğine dikkat çekiyor.

Öncelikli olarak Davutoğlu Ak Parti’den kopma ve bölme niyetinde değil. Siyasi istikrardan yana. ‘Dürüst bir lider’ imajını iyice pekiştirdi.

Hırslı ve ‘Ben yoksam hiç bir şey olmasın’ diyen dar çerçeve adamı değil. Hatalar giderilsin istiyor.

Şu sözleri ise hareketi tam özetliyor.

"AK Parti'nin girdiği ittifak ilişkilerine girmesinden rahatsız olduğunu hep söyledim. Mart ayında bunu Erdoğan'a da aktardım. Bu ittifak ilişkisi AK Parti'nin doğasını bozmakta ve MHP'ye oy kaçırmaya neden olacağını anlatmaya çalıştım. Bundan dolayı Bahçeli'nin bana öfkelenmesini anlarım. Ama benim anlayamadığım şey, kendileri için makamımdan ayrılmayı göze aldığım kişilerin hedefinde olmam. Benim yakınlarımın, eşimin konferansının iptal edilmesini anlayamam. 15 Temmuz gecesi sokağa inip, beyaz gömlekleriyle direnmiş İstanbul, Ankara il başkanımız sadece 'Davutoğlu döneminde atandı' deyip, görev teslimlerde konuşmasına bile izin vermeyip atmak nedir? Beni gönülden yaralayan bir şeydir bu.

Manifestoda da gördüğüm şeyleri en açık yüreklilikle açıkladım. Bir partiden söz etmedim, partimiz dedim. Cumhurbaşkanına verdiğim metnin hemen hemen aynısı. Tek farklılık cumhurbaşkanlığı sitemi yenilendiği için ek bazı şeyler var. Konuşulması bile yasaklandı manifestonun. Ben iki şeyi kabul etmem. Susarak içeride beklemeyi ve susarak partiden kopmayı da doğru bulmam. İnsanlar bunu yapıyor, övgüyle ayrılıyorlar. Ekonomik kriz yok deniyor, yok diyorlar. Partideki birçok kişi aradı biz bu manifestoya imza atardık dediler. Manifestodan sonra 3 ay geçti hiçbir değişiklik yok. Eğer her şey yolunda giderse, AK Parti kendisine çeki düzen verirse, Türkiye'de ekonomik krizi çözecek yöntemler uygulanırsa, kim neden yeni partiye ihtiyaç hissetsin ki… Ama ihtiyaç hissedildiğinde yapmak ne ihanettir, ne de yanlışlıktır. Yaptığım gezilerin ardından başka yol bırakılmazsa geriye parti kurma seçeneği kalır."

Bence olaylara ve açıklamalara ön yargılı bakmaktan ziyade, objektif bakış açısıyla yaklaşmaya hepimizin ihtiyacı var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi