DOSTUMUZ AZALIYOR

İki kuşak öncemiz hep dostlarını, dostlarıyla yaşadıkları çok güzel anılarını anlatırdı.

Onlardan bahsederlerken özledikleriyle ilgili bir anı akıllarına gelirse gözleri dolar, yavaş yavaş güvenli şekilde o gün yaptıklarını paylaşırlardı.

Onların bizim kadar lüks içinde yaşamları da yoktu.

Karnını doyuran şükrediyordu.

Ama bir birlerine çok güvenirlerdi.

40 yıl önceki dostlarının yanında, beraber oldukları asker arkadaşlarının, komutanlarının dahi isimlerini tek tek sayar, hepsinden övgüyle bahsederlerdi.

Yanlarında küçücük olan bizlere de ‘vefalı olun’ diye tembihledikten sonra, hep şu hikayeyi anlatırlardı.

“Bir zamanlar fakir bir oduncu varmış. Ormandaki bir kulübede yaşar ve odun keserek hayatını kazanırmış. Bir gün kulübesinde yangın çıkmış ve bu yangın bütün ormanı kül etmiş. O çevrede kimse ona güvenip iş vermeyince, çıkınını alan oduncu, eşeğine binip yola koyulmuş.

Ağaçların arasında yürürken birinin kendisine seslendiğini duymuş. Başını kaldırınca konuşanın bir bülbül olduğunu görmüş. Bülbül ona “Senin haline çok üzüldüm, şimdi öyle bir büyü yapacağım ki eşeğin çok güzel şarkı söylemeye başlayacak, sen de onunla gösteriler yapıp çok para kazanacaksın” demiş.

Gerçekten de eşek birbirinden güzel şarkılar söylemeye başlamış. Oduncu o şehir senin bu kasaba benim dolaşıp eşeğine şarkı söyletiyor ve herkes onları izlemek için birbiriyle yarışıyormuş. Oduncu ve şarkı söyleyen eşeği bütün ülkede ünlenmişler. Bir gün yine bir gösteriye yetişmek için koştururlarken, bülbülün yardım isteyen sesini duymuş oduncu. Bir kedi bülbülü yakalamış ve yemek üzereymiş. Şöyle bir duraklamış ama gösteriye gitmemeyi, onca parayı kaçırmayı gözü yememiş, arkasına bakmadan kaçmış oradan. Gösteri başladığında ise eşeği her zamanki gibi güzel şarkılar söylemek yerine sadece bir eşeğin çıkarabileceği sesleri çıkarmış.

Oduncu kendisini şarlatanlıkla suçlayan izleyicilerin elinden canını zor kurtarmış. İşte o zaman bülbül ölünce büyünün bozulduğunu anlamış.”

Size iyilik yapanlara, size dostluk yapanlara, iş yerinizde yıllarca emek verenlere, çalıştırdığı insana değer verenlere, karşılıksız sevenlere vefasızlık öyle arttı ki; hepimiz yalnızlaşmaya başladık.

Siyasetin içinde, ticaretin içinde, sosyal hayatımızın içinde, hatta evlerimizde belki de farkında olmadan hızla bülbülümüzü öldürüyoruz.

Güven duygumuz zayıfladı.

İnsani değerlerimizi siyasetin ve ticaretin içinde eritiyoruz.

Hayırlı bir gidiş içinde değiliz.

Aslında hepimiz aynı yolda gidiyoruz ama belki bunun da farkında değiliz.

Çok geç kalmadan biri bizi uyandırsın.

Allah’ıma emanet olunuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi