“En büyük sıkıntımız kanalizasyon”

“En büyük sıkıntımız kanalizasyon”
Esnaf köşesinin bu haftaki konuğu oto tamir ustası Nevzat Akkuş. Çocukluğundan bu yana sanayinin içerisinde yetiştiğini, uzun yıllar ağır vasıta tamirciliği yaptığı kaydeden Akkuş, ağır vasıta şoförlüğü de yaptığını...

Esnaf köşesinin bu haftaki konuğu oto tamir ustası Nevzat Akkuş. Çocukluğundan bu yana sanayinin içerisinde yetiştiğini, uzun yıllar ağır vasıta tamirciliği yaptığı kaydeden Akkuş, ağır vasıta şoförlüğü de yaptığını söyledi. Esnaflığın çok zor olduğunu dile getiren Akkuş, veresiye sıkıntısından dert yandı. Sanayinin en büyük sıkıntısının kanalizasyon olduğunu vurgulayan Nevzat Akkuş, sanayi dükkanlarının tuvalet probleminin giderilebilmesi için bir an önce sanayiye kanalizasyon döşenmesi gerektiğini belirtti. İşte Nevzat Akkuş’un hayatı, görüş ve düşünceleri:

Okumadım sanayiye çırak gittim

1974 Konya doğumluyum ama aslen Kadınhanı’nın Şahören mahallesindenim. Ben doğduğum yıl Konya’ya taşınmışız. İlkokulu Sille yolunda Hacı Mehmet Akdoğan İlkokulu’nda okudum. Ortaokula geçince birinci sınıftan ayrıldım. Ben çoğu zaman okuldan kaçardım zaten. Babam sen okumazsın diye okuldan aldı beni. Belki o zamanlar yol gösterip ders çalıştıracak birileri olsa belki okurduk. Şimdi okumadığıma çok pişmanım. Okuldan çıktıktan sonra babam beni Karatay sanayisinde Kör Ali ustanın yanına çırak olarak verdi. Bir buçuk sene bu Man servisinde çalıştım. Sonra 7-8 ay salkımlar Man servisinde çalıştım. Oradan ayrılınca Volvo servisine girdim. Askere gidinceye kadar Volvo servisinde çalıştım. Tekirdağ Çorlu’da askerliğimi yaptım.

Askerden gelince şoför oldum

Geldikten sonra kamyonculuğa başladım. Babam kamyoncuydu. Ben askerdeyken kalp krizi geçirmiş. Onu kamyondan indirip emekli ettik onun yerine biz geçtik. 1996-2000 yılları arasında dört sene kamyonculuk yaptım. Kamyonculuk olmasa sanayide devam ederdim yine. Sonra 7 sene hazır betonda çalıştım. Bir sene çimentoda çalıştım. Sonra üç kardeş bir tane Tır aldık. Sonra aralıklarla iki Tır daha aldık. Üç kardeş yola gitmeye başladık. 2008’den dükkanı açıncaya kadar Tır şoförlüğü yaptım. Biz sürekli hurda çekiyorduk. Sivas, Karabük, İskenderun, İzmir hatlarında hurda çektik. Hurdacılar araba alınca piyasaya çıkmamız gerekti. Piyasa hurda işinde de zor. Piyasaya çıkmayı istemediğim için arabayı sattım.

Dayım vesile oldu

Piyasa çalışabilmek için en az birkaç yıl piyasayı öğrenmek gerekiyor. Bende sanayiye dönmeye karar verdim. Bir süre evde dinlendim. Sonra bir gün dayım aradı. Yaşar Karakuş benin dayım olur. Arabam arızalandı gel benim arabaya bir bak diye konuştuk. Arabasını tamir ettik falan derken Sarayönü’ne dükkan açacağız sana diye tutturdu. Dayı 25 sene geçti unutmuşuzdur falan desem de onun ısrarıyla dükkanı açmaya karar verdim. Yurtcan usta sanayideki dükkanını kapatıyormuş. Malzemeleri ondan alıp dükkanımı açtım. Nitekim dayımın dediği oldu. bir buçuk yıldır burada hizmet veriyoruz. Ben ağır vasıta tamircisiydim. Tamircilik sonuçta otomobil tamiri de yaparsın dediler. Burada otomobil tamir etmeye de başladık. Bıraktığımız yerden sanayiye 25 yıl sonra devam ettik. Hiçbir şey unutmamışız. Niyetim aslında başka iş yapmaktı ama dayımı kıramadığım için buraya geldim.

Müşteriye yaranamıyoruz

Ben burada esnaflığı öğrenemedim daha. Öğrensem eminim her şey çok daha farklı olurdu. Esnaflığı öğrenebilmem için kırk fırın ekmek yemem gerekiyor daha. Yüzüm yumuşak olduğu için bazı müşterilerim bunu suistimal ediyor. Ben normal fiyat söylüyorum. Ne yaptın sen diyorlar. Çok söylüyormuşum. Benim dediğim fiyatların daha altında nasıl ucuza yapılabilir ben bilmiyorum. Konya’ya, Kadınhanı’na soruyorlar 350 lira diye fiyat veriyorlar sonra oraya gidince allem edip kalem edip 600 lira hesap çıkarıyorlar. Sonra biz burada pahalı yapıyoruz oluyor. Benim dediğim fiyata Konya’da kimse eline almaz.

İnsanla uğraşmak zor

Traktörü Konya’ya götürsen 500-600 liradan aşağıya pompasını sökmezler. Ben adamın işi görülsün diye 400 diyorum olmuyor. Birde gidip oraya peşin yaptırıyorlar. Bize de süt parası, harman parası, pancar parası diye yazdırıyorlar. Bana işini yaptırıp borcu olduğundan dolayı artık başka yerlere gidenler var. Ben bu insanları anlayamadım. İnsanla uğraşmak dünyanın en zor işi. Ben mesela müşterilerime en az masrafı nasıl çıkarırım diye uğraşırım. Parçanın tamir edilme durumu varsa tamir ederim. Ama başka bir yere gittiğinde mesela Konya’da kimse parçayı tamir etmekle uğraşmaz. Getir parçayı takıyım der işçiliğini alır geçer. Ben müşterimi düşünüyorum ama müşterinde beni düşünmesi gerekiyor.

Zor işlerde çalıştım

Benim burada yaşadığım en büyük zorluk tek bir iş yapmamak. Traktör var, otomobil var, kamyon var. Çeşit fazla olunca sıkıntı oluyor. Tek bir çeşide odaklansam bu kadar zorlanmam. Şimdi hangi araç gelse tamir etmeye çalışıyoruz. Buraya geldiğimde 98 kiloydum. Şu anda 74 kiloya düştüm. Sürekli hareket halindeyim. Yazın sıcak, kışın soğuk arabaların altında üstünde uğraşıyoruz. Kamyonculuğunda birçok zorluğu vardı. Hamalına gidiyorsun emmi dayı diyorsun. Polise gidiyorsun, nakliyeciye gidiyorsun emmi dayı diyorsun. Yoksa işi görülmüyor hiçbir tarafta. Mal ıslandı mı, eksik mi geldi, yüksek mi geldi bütün sıkıntı şoförü bulur. Gece gündüz yaptığın yol ise cabası. Evinden, çocuklarından uzak kalıyorsun. İşin özü ben bu yaşıma kadar kolay bir işte çalışmadım.

Ekonomik sıkıntılar çok arttı

İşlerin günü gününü tutmuyor. Bir bakıyorsun çok oluyor bir bakıyorsun kimse yok. Para dönüşü dersen hiç dönüş yok. 3-5 güne getiriyim diyor. Uğrarım sana diyor. Hemen geliyorum diyen bir sene sonra geliyor. Bir buçuk senede 30-40 bin lira alacağım oldu. Bunlar insanı işinden soğutuyor. Toplulaştırmacılardan da büyük sıkıntı gördüm. Müteahhitler esnaflara her zaman zarar veriyor. İş çok para yok. Çalışacak olduktan sonra iş bitmez. Genel anlamda da gidişat iyi değil. Ekonomik sıkıntılar çok arttı. Millet artık boğazından kısmaya başladı.

Kanalizasyon istiyoruz

Sarayönü’nde en büyük sıkıntılardan birisi trafik kurallarına uyulmaması. Kimse burada kurallara uymuyor. Kavşaklarda durup yol kontrol etme yok. Millet yolun ortasına direk çıkıyor. Sinyal neredeyse hiç kullanmıyor. Yol hakkı olana yol verilmiyor. Sanayide de sıkıntılar var. Lokantası, marketi yok. Temizliği yapılmıyor. Dükkanlarda tuvalet sıkıntısı var. Allah’tan cami tuvaleti var yoksa ne yaparız bilemiyorum. Zamanında buraları yaptıranlar neden kanalizasyonu düşünmemiş anlayamıyorum. Bu insanlar ihtiyacını nerede giderecek diye düşünmemişler. Millet dükkanların arkasına küçük abdeste duruyor. Temizlik imanın yarısı ama böyle nasıl olacak bilmiyorum. Sanayiye acilen kanalizasyon yapılması gerekiyor. Sonra herkes dükkanının bir köşesini böler tuvalet yapar. Sanayinin bana göre en büyük eksiği kanalizasyon. Bu devirde burada kanalizasyon olmaması çok garip gerçekten.

Usta çeşitliliği artmalı

Konya’nn yakın olması Sarayönü’ne avantaj aslında. Daha da yakın olması lazım. Direk Kurşunlu’ya yol açılması gerekiyor. 10 kilometre avantaj sağlar. Bir parça ihtiyacı olduğunda yarım saatte alıp gelebiliyorsun. Yani bir merkez ilçeden çok fazla farkı yok buranın. Müşteri Konya’ya Kadınhanı’na kaçıyor diyoruz ama insanlar burada işini halledebilse gitmez. Burada usta çeşitliliğinin artması gerekiyor.