ENSAR VE MUHACİRİN FİKİRLERİ

Müslümanlar Ramazan'ın sekizinde yola çıktı,

Amr bin Ümm-i Maktûm imam için vekil bırakıldı.

Ebu Lübâb'e gitmedi, vali kaldı Medine'ye,

Maksat, yahudiler kargaşalık çıkarmasın diye.

Muhacirin beyaz sancağı, Mus'ab bin Umeyr'deydi,

Müslümanların  bütün  sayısı,  üçyüz  beş neferdi.

Bunların seksen üçü muhacir, atmış biri Evs'ten,

Geri kalan yüzatmış bir nefer de Hazrec'lilerden.

Muhacirin hepsi, bu savaşa katılıyorlardı,

Hazret-i Osman, hasta olduğu için katılmadı.

Müslümanların yanında üç at, yetmiş deve vardı,

Bunlara  sırayla  nöbetleşerek  biniyorlardı.

Rasülullah'ta ashâb gibi, nöbetinde biniyor,

Nöbeti bitince deveden inip, yaya gidiyor.

Safra yakınında, zefiran mahalline geldiler,

Kureyş'i koca  orduyla karşılarında gördüler.

O vakte kadar Kureyş, bu hareketten habersizdi,

Bu  haber  üstüne, olayın  iç yüzü  değişmişti.

Koca müşrik ordusuna karşı dayanacaklardı,

Geri Medine'ye dönmek ise, asla olamazdı.

Böyle bir karşılaşmadan, geriye dönüp vaz geçmek,

Kureyş  ve  Medine  yahudilerin  alayı  demek.

Rasülullah  bunu,  ashâbıyla  istişâre  etti,

Ebu Bekr,Ömer Hazret-i Muhammed'i te'yidledi.

Mikdâd ayağa fırladı Ya Rasülallah diyerek,

''Allah'ın yolunda cihad edelim vazgeçmeyerek,

Vallahi  sana  ihanet  etmez, itaat  ederiz,

İsraillerin Musa'ya dediği gibi demeyiz,

Sağında, solunda, önünde arkanda savaşırız,

Kureyş'i perişan eder, islâm dinini yayarız.''

Rasülullah  bu   konuda  Ensar'ın  fikrini  aldı,

S'ad bin Muaz bunu O'na aynen şöyle açıkladı:

''Ya Rasülallah, biz sana tabi olduk tasdikledik,

Allah  katından  getirdiğin  dine  itikat ettik,

Siz ne emir verirseniz, biz sizin emrinizdeyiz,

Allah için denize gir derseniz biz de gireriz.

Hiç birimiz geri kalmayız, müşrikle  savaşırız,

Savaştan asla kaçmayız, sadakattan ayrılmayız.''

Rasülullah bu kişinin sözlerinden mahzûz kaldı,

Böylece müşrikle savaş için Bedir'e yol aldı.

Bin kişilik o müşrik ordusu, karşılarındaydı,

Yüz atlı, yediyüz  develi, kalanıda  yayaydı.

Müşrik ordusu sayıca üstün, hem de hazırlıklı,

Bütün askerleri baştan aşağı tamamen zırhlı.

Bu  iki ordu  birbiriyle  karşılaştığı  anda,

Manzara çok garip, akrabalar var iki tarafta,

Birbiriyle döğüşecek olan, baba ve oğuldu,

Kardeş ile kardeş, dayı ve amca bulunuyordu.

Mesela Ebu Bekr, karşında oğlu Abdurrahman dı,

Kureyş  komutanı  Utbe, oğlu  Huzeyfe  karşıydı.

Peygamber'in damadı Ebu-l As, amcası Abbas'ta,

Ali'nin  en  büyük  biraderi  Âkil'de  karşı da.

Araplar kavim olarak, kalabalık bir millettir,

İşte Bedir savaşında, karşı karşıya gelmiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi