Evde Kal çağrılarına uyuluyor mu?

Değerli Dostlar,

Bir iş işin Konya merkeze gidip gelmem icap etti. Bu gidiş –geliş esnasında sokaklarda üç tip insan gördüm.

Bunlardan ilki, ekmek paralarının peşinde oldukları açık şekilde belli olan esnaf, her türlü dağıtım görevlileri, resmi görevliler vs. Aslında evde olmaya can atan, lakin işi dolayısıyla çalışmak zorunda olan kardeşlerimiz.

İkinci gurupta olanlar ise, benim gibi az bir işi olup, hallerder halletmez evine dönmeye ve sokağa çıkmayın tavsiyesine uymaya meyilli olan insanlar.

Mevzumuzun asıl konusu olan insanlar ise, bir türlü evde tutmayı başaramadığımız yaşlı insanlarımız…

Akşam haberlerinde dehşete düştüm. İçinde Konya’mızın da bulunduğu bazı illerdeki asker uğurlamaları, İstanbul Belgrad ormanındaki tıklım tıklım piknikçileri, kıyı şeritlerini doldurmuş, ömründe spor yapmamış ama sanki spor, hayatının bir parçasıymış gibi koşmaya çalışanlar vs.

Bir amca gösterdiler Televizyonda 70 yaş civarında. “Allah korur bize bir şey olmaz” falan diye lafı geveliyor ağzında. Ağzına bir tane vurasım geldi. Arkadaş sen peygamber misin (haşa)?

Peygamberimiz bile zaman zaman ağır hastalanmış, hasta yatağında yatmışken sen o kuş beynin ile neyin hesabındasın?

Evet Cenab-ı Allah insanların bir şeylerini test ediyor, imtihan ediyor. Bunun içinde SABIR var, DAYANIŞMA var, HOŞGÖRÜ var, AKIL/FİKİR var, lakin kesinlikle ve kesinlikle CESARET yok.

Türkiye’de durum inanın ki çok KRİTİK. Çok çok dikkat edilmesi ve kurallara kesinlikle uyulması gerekmektedir. Hastalığın ilk görülmesini müteakip enfekte olan kişi sayısı ile ölen hasta sayısı bakımından en hızlı artış maalesef ki ülkemizde. Tek tesellimiz, önlemlerin biraz daha çabuk alınması neticesinde, virüsün diğer ülkelere göre bir müddet daha sonra ülkemize girmiş olması. Yani zaman / olay grafiğimiz çok iyi değil.

Almanya, hasta sayısına oranla Avrupa’da en az ölümün görüldüğü ülkedir. Bunun tek sebebi ise meşhur ALMAN DİSİPLİNİ ile hareket etmeleri, yaşlıların evden dışarıya adım atmamaları sayesindedir.

Bu belayı savuşturmanın tek yolunun, “EVDEN GEREKMEDİKÇE ÇIKMAMAK” olduğunu artık bilelim. Virüs bulaşma zincirini kırmanın tek yolu budur. Aksi taktirde Allah korusun, birkaç hafta içerisinde hasta sayısını YÜZBİNLER ile ölüm sayısını ise ONBİNLER ile hesap etmeye başlarız. Hasta sayısı onbinlere varmadan PİK yapması lazım. Yani zirve yapıp gerilemeye başlaması lazım.

İngiltere’de 39 yaşında bir hasta kendi videosunu yayınlamış. Görüntüde hastanın söyledikleri ve yaşadıkları gerçekten dehşet vericidir. Fakat burada yazmayacağım. Yani olay çok çok çok ciddi. Düşmanın BÜYÜK olanı ile karşı karşıyayız. DÜŞMAN GÖRÜNMÜYOR. Hani derler ya gözümün gördüğü hiçbir şeyden korkmam diye...

Yapacaklarımız kendimiz için değil. Yapacaklarımız geleceğimiz olan çocuklarımız, gençlerimiz içindir.

Son olarak şunu belirtmek isterim ki, anne ve babası ile birlikte yaşayan insanlar, onları biraz daha fazla sahiplensinler, biraz daha içten davransınlar ki , bu yaşlılarımız dışarıya çıkmak ihtiyacı hissetmesinler.

Sağlık çalışanlarının önlerinde saygıyla eğiliyorum. Onların yanında Belediye görevlilerinin (Özellikle temizlik ve zabıta görevlileri), ekmeğinin peşinde koşmak zorunda olan tüm çalışanların ve bu işin EKONOMİK TOKADINI yemiş olan özel sektör çalışanlarının önlerinde saygıyla eğiliyorum. İnşallah devletimiz onlara daha radikal tedbirler alarak kendilerini yalnız hissetmemelerini sağlar.

Hepinize SABIR, METANET ve SAĞLIK dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi