Geçmişten günümüze "Sarayönü"-64

Geçmişten günümüze "Sarayönü"-64
ADBİLİM ÇERÇEVESİNDE SARAYÖNÜ YERLEŞKE ADLARIAdını Çeşitli Yapılardan Alan YerleşimlerBaşhüyükKaraçay-Malkar Türklerinin ikamet ettiği yerleşim yeri, adı kuzeyinde bulunan höyükten esinlenilerek konulmuştur. M. Mesud...

ADBİLİM ÇERÇEVESİNDE SARAYÖNÜ YERLEŞKE ADLARI

Adını Çeşitli Yapılardan Alan Yerleşimler

Başhüyük

Karaçay-Malkar Türklerinin ikamet ettiği yerleşim yeri, adı kuzeyinde bulunan höyükten esinlenilerek konulmuştur. M. Mesud Koman vd. tarafından hazırlanan “Konya İli Köy ve Yer Adları Üzerine bir Deneme” adlı çalışmada Başhüyük adı “Oğuz Türklerinin Yerleştikleri Yerlere Yan, Yön, Taraf, Cihet Bildiren Yer Adları” grubunda ele alınmıştır.

Bahçesaray

Tarihteki adı Nivinne olan yerleşim yerinin etrafının bağlık ve bahçelik olmasından dolayı 1926’dan itibaren bu adı aldığı düşünülmektedir.

Değirmenli

Köy ismini içinde bulunan değirmenden almaktadır. Zengi çayı ile Lâdik ve Sarayönü yakınlarında bulunan su kaynakları üzerine birçok değirmen inşa edilmiştir.

Kuyulusebil

Adını çevresinde bulunan Rumlardan kalma kuyulardan almıştır. Sebil kelimesi Çeşmelisebil’de olduğu gibi Zübeyr isminin halk ağzında önce zebir sonra sebil biçimine değişmesinden geldiği anlaşılmaktadır.

Çeşmelisebil

Çeşmelisebil, Osmanlılar döneminde Zübeyir Bey adlı kişiye asker beslemek koşuluyla tımar verilen bir araziydi. Zübeyir ismi halk dilinde yer adlarında sıkça karşılaştığımız bir husus olan ve dilde kolaylık kanunu ile açıklayabileceğimiz bir kısalmayla Zebir şekline gelmiştir.6 Zebir kelimesi halk dilinde önce sebil biçimine girmiş, köyün adı 1963 yılından itibaren de Çeşmelisebil olarak değiştirilmiştir.

Karatepe

İlk ismi “İttadiye” olan köy şimdiki adını yakınında bulunan Karatepe Höyüğünden almıştır. Ayrıca renk ismi olan kara, Türkler tarafından yön olarak da kullanılmıştır. Mesela; kara, kuzey yönünü; kızıl, güneyi; gök, doğuyu; ak, batıyı gösterir.

Adını Çeşitli Unvanlardan Alan Yerleşimler

Kadıoğlu

Yer adlarının kökeninin açıklanmasında kullanılan yöntemlerden biri de halk anlatılarıdır. Rivayete göre; zamanın birinde Akşehir kadısının oğlu köyden geçerken bir kar fırtınasına tutulur ve köyün içindeki su kuyusuna düşerek ölür. Bu olay vesilesiyle köyün adı Kadıoğlu olmuştur.

Adını Madenlerden Alan Yerleşimler

Kurşunlu

Maden adları da yerleşim yerlerine ad olmuştur. Kurşunlu bunlardan biridir.

Adını İsim Taşıma Biçiminde Alan Yerleşimler

Bu özelliği, Dursun Yıldırım “vatanla göç” kavramı ile açıklamıştır. Eski yerlerinden göç etmek zorunda kalan toplulukların yeni yerleşim yerlerine de eski yerlerinin adını koyduğunu görülmektedir. Bu biçimdeki yer adlandırmalarına Anadolu’da sıkça rastlanılmaktadır. O bölgenin iskân tarihini bilmeden yapılacak yorumlar bazen yanlış değerlendirmelere yol açabilmektedir. Çumra’nın Çiçekli köyünü, Antalya’nın Çiçekli yaylasından gelen insanların Çiçekli ismini yaşatması gibi, Sarayönü’nün Kayıören ve Karabıyık köyleri bu grupta değerlendirilebilir.

Kayıören

1986 yılında bir afet sonucu Çankırı’nın Orta kazasının Kayıören köyünden göç eden vatandaşların oluşturduğu köydür.

Karabıyık

Köy halkı 1871 yılında İzmir’in Torbalı ilçesinden şimdiki yerine gelmiştir. Yaptığımız araştırmada İzmir Torbalı’da Karabıyık soyadını taşıyan aileler tespit ettik. Buradan hareketle yerleşim yeri adının çoğunluğunu bu soyadını taşıyan ailelere mensup kişilerin oluşturmuş olduğu söylenebilir.

Ses Değişimiyle ya da Ses Düşmesiyle Oluşan Yer Adları

Ses değişmesi ya da ses düşmesi olayı yerleşim adlarında sık görülen bir durumdur. Dilde kolaylık kanunu ve yerlileşme olarak adlandırılabilecek bu durumun Sarayönü’nün Ladik ve Boyalı yerleşim merkezlerinin adlarında tespit ediyoruz.

Ladik

Anlamı tam olarak bilinemeyen yer adlarının çözümlenmesinde izlenen bir diğer yol da yerleşim merkezinin civarında bulunan ve bir antik şehrin ya da Batı medeniyetine mensup bir millete dâhil etmektir. Sarayönü ilçesi içinde çok eski yerleşim birimlerini de barındırır. Bunlardan biri de kökeni Roma Bizans’a dayanan Ladik’tir.

1071 Malazgirt Zaferiyle Anadolu’nun kapıları Türklere açılmıştır. XI. yüzyıldan itibaren Anadolu’ya gelen Türk boyları bir yandan yeni kurdukları yerleşim yerlerine Türk-İslam sentezini yansıtan isimler koyarken bir yandan da hâlihazırda kurulu olan yerlerin isimlerini ya Türkçeleştirmişler ya da önceki ismini Türkçenin söyleyiş -fonetik- biçimine uydurmuşlardır. İkonyum’un Konya, Engürü’nün, Ankara, Polidor’un Burdur olması gibi. Dilde yerlileştirme adı verilen bu olayın tarihi Hititler, Romalılar ve Bizanslılara dayanan Ladik’in eski ismi Laodikeia Katake Kâimene’de geçen Laodikeia kelimesinin bozulması yoluyla bugünkü şeklini almasında da görülür. Bu kullanım, özellikle yer adlandırmalarında sıkça görülen bir durumdur. Böylelikle Türkler Anadolu’yu sadece nüfusuyla değil, aynı zamanda fethedilen yerlere Türkçe adlar vererek, coğrafyasıyla da Türkleştirmiştir.

Boyalı

Eski adı “Bahar Yaylası” olan yerleşim yerinin adı bu iki kelimenin geçirdiği söyleyiş değişikleri sonunda “Boyalı” olarak kalmıştır

Verilme Nedeni Tam Olarak Bilinemeyen Yerleşim Yerleri

Özkent

Özkent köyü bu grupta değerlendirilmiştir. 1960’lı yıllara kadar Zengen adını taşıyan köy, Ereğli ilçesine bağlı, Zengen kasabasıyla karıştırılmaması için adı Özkent olarak değiştirilmiştir. Yaklaşık 400 yıllık bir geçmişe sahip Özkent’e, eski ve asıl yerleşim merkezi olduğunu ifade etmek için böyle bir adlandırma yapılmış olabilir.

Yer adları verildiği bölgenin, coğrafyanın kimlik kartıdır. Nasıl ki bir insanın adından onun hangi millete, dine bağlı olduğu tahmin edilebiliyorsa yer adlarından da oranın hangi millet ait olduğuna dair ipuçları elde edilebilmektedir. Yaklaşık 10 asırdır Anadolu coğrafyasını kendine yurt edinmiş Türklerin bu coğrafyayı sadece nüfuslarıyla değil, yerleşim yerlerine verdikleri adlarla da Türkleştirdiğini en güzel yer adlarından tespit ediyoruz. Yer adları sadece bir dil ürünü değil aynı zaman da o coğrafyanın yerleşim tarihi, kimler tarafından ne zaman iskân tutulduğu hakkında da bizlere bilgi verir. Bu yönüyle yer adları hem dilbilimin hem de tarihin ortak ilgi alanlarına girer. Bir bölgenin tarihini bilmeden, sadece dil verileriyle yapılacak tahliller bazen yanlış değerlendirmelere yol açabilir. Bu sebeple Anadolu coğrafyası yer adlarının etimoloji yapılırken daha kapsamlı disiplinler arası çalışmalar (dilbilim, tarih, sosyoloji, halk bilimi gibi) yapılmak zorundadır.

Sarayönü yerleşim adlarına baktığımız zaman Anadolu’daki yer adlandırma şekillerinin tipik bir örneğini görmekteyiz. Bölge insanının doğayı algılayışı, kültürü, tarihi, etnik yapısını, etkilediği ve etkilendiği unsurları bölgenin yer adlarında görmemiz mümkündür.

Sarayönü, 18 yerleşim yerine sahiptir. Bunlardan 12 tanesi yapı olarak isim ve sıfat tamlaması; 5 tanesi türemiş; 1 tanesi de basit isimden oluşmuştur. Köken bakımından ise 11 yerleşim yeri tamamen Türkçe (Yenicekaya, Karatepe, Ertuğrul, Kurşunlu, Kayıören, Karabıyık, Boyalı, Başhüyük, Konar, Gözlü, Değirmenli), 1 tanesi Farsça (Bahçesaray), 1 tanesi Farsça-Arapça (Çeşmelisebil), 1 tanesi Türkçe-Soğdca (Özkent), 2 tanesi Türkçe-Arapça / Arapça-Türkçe (Kadıoğlu, Kuyulusebil), 1 tanesi Türkçe-Farsça (Büyükzengi), 1 tanesi de Latince kökenlidir (Ladik). Türkçe olmayan kelimeler de Türkçeleşmiş Türkçe olarak kabul edilecek olursa Sarayönü yerleşim adlarının tamamı Türkçedir denilebilir.

Sarayönü yerleşim yerlerinin adlandırılmasında; kişi ve boy adları, tabii olgular, çeşitli yapılar, unvanlar, madenler, isim taşıma, ses değişimi ya da ses düşmesi gibi adlandırma şekilleri etkili olmuştur.