Hava değişimleri migren ataklarını tetikliyor

Hava değişimleri migren ataklarını tetikliyor
Medicana Sağlık Grubu Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uzmanı Doç. Dr. Erdal Dilekçi, "Her birey hava değişikliği veya mevsim değişikliğine benzer tepkiler vermez. Ancak bazı gıdalar, hormonal değişiklikler ve stres, en sık belirtilen...

Medicana Sağlık Grubu Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uzmanı Doç. Dr. Erdal Dilekçi, "Her birey hava değişikliği veya mevsim değişikliğine benzer tepkiler vermez. Ancak bazı gıdalar, hormonal değişiklikler ve stres, en sık belirtilen migren tetikleyicileri arasında yer alırken değişken hava şartları da önemli bir faktörü oluşturur." ifadelerini kullandı.

Medicana açıklamasında görüşlerine yer verilen Erdal Dilekçi, ense, şakaklar ve göz çevresinde yoğunlaşan, zonklayıcı karakterde olan migrenin ataklar halinde görülen baş ağrısı tipi olduğunu, kişiler bazından farklılık göstermekle birlikte bazı tetikleyicilerle de aktif olan migrenin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirtti.

Dilekçi, "Her birey hava değişikliği veya mevsim değişikliğine benzer tepkiler vermez. Ancak bazı gıdalar, hormonal değişiklikler ve stres, en sık belirtilen migren tetikleyicileri arasında yer alırken değişken hava şartları da önemli bir faktörü oluşturur." ifadelerini kullandı.

Zaman zaman kronik hale gelen ve ataklar halinde seyreden bir baş ağrısı sendromu olarak tanımlanan migrenin, dünya genelinde insanlarda görülme oranının yüzde 16 olduğunu belirten Dilekçi, "İnsanların yüzde 90’ından fazlası hayatlarının bir döneminde baş ağrısıyla karşılaşmaktadır. Baş ağrılarının büyük bir çoğunluğu primer baş ağrısı tipinde olup, bu grupta en sık görülenler migren ve gerilim tipi baş ağrısıdır.

Migrenin değişen aralıklarla ataklar halinde görülen baş ağrısı tipidir. Ağrı çoğu zaman ense, şakaklardan başlayarak göz çevresinde yoğunlaşan, zonklayıcı karakterdedir. Ataklar öncesinde veya atak anında bulantı, kusma, ses ve ışığa karşı hassasiyet görülebilir." değerlendirmesinde bulundu.

Dilekçi, hava değişimleri ve mevsim geçişlerinin de migreni tetiklediğini belirterek, "Özellikle lodos migren ataklarını çok sıklaştırıyor. Aynı şekilde sıcak nemli havalar da migren ataklarını artırıyor. Ayrıca mevsim değişiklikleri, kıştan yaza geçiş, yazdan kışa geçiş, vücut bir şeye alışıyor ve orada değişiklikler olmaya başladığı zaman migreni etkileyebiliyor.

Çok kuru, nemsiz, soğuk havalarda etkileyebiliyor bunu ama özellikle sıcak ve nemli havalar fazlaca atakları artırıyor. Kişiden kişiye değişmekle birlikte bazı hastalarda çok uyumak, bazı hastalarda az uyumak, bazı hastalarda açlık, bazı kişilerde öğün atlama, bazı kişilerde hava değişimleri çok fazla şekilde atakları tetikleyebiliyor." açıklamasını yaptı.

- "Hava değişimleri migren ataklarını ortaya çıkaran çevresel etmenler olarak karşımıza çıkmakta"

Migren nedeninin net olarak bilinmediğini aktaran Dilekçi, genetik geçiş konusunda özellikle ailesinde migren olan kişilerde daha sık görüldüğünü aktardı.

Dilekçi, "Kadınlarda sık görülmesi nedeniyle özellikle hormonlar ve buna bağlı beyin kimyasallarında yaşanan değişimlerin üzerinde durulmaktadır. Uyku bozuklukları, hormon içeren ilaç kullanımı, mayalı peynir ve şarap gibi mayalanmış alkollü içecek, işlenmiş gıdalarda kullanılan katkı maddeleri, kafeinli gıdalar, stres, cinsel aktivite, yüksek eforlu fiziksel aktiviteler ile hava değişimleri migren ataklarını ortaya çıkaran çevresel etmenler olarak karşımıza çıkmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

Migren ataklarının sıklıkla 20’li yaşlarda başlamakla beraber her yaşta görülebilmekte olduğunu kaydeden Dilekçi, "Migren atağı prodrom, aura, baş ağrısı ve postdrom olarak dört evrede incelenirken herkeste ve her atakta tüm evreler görülmeyebilir. Prodrom evresi, ataklardan 12-48 saat önce görülebilir. Boyun tutulması, esneme atakları, aşırı yeme isteği veya iştahsızlık, kabızlık, huzursuzluk, karamsarlık ve depresif bulguların olabildiği ruhsal rahatsızlıklar hastalar tarafından fark edilebilir.

Aura, aurasız migren atakları daha sıktır. Yaklaşık 30 dakika süren aura dönemleri titreyen, parlak ışıklardan ibaret görsel aura ve elde, dilde uyuşma, karıncalanma ile karakterize duysal aura olarak tanımlanmaktadır. Ağrı, genellikle ense, kulak arkası veya şakaklardan başlayan, zonklayıcı, şiddetli ve basınç hissi ile karakterize ağrılardır. Ağrı hastaların çoğunluğunda tek taraflıdır.

Ataklar 30 dakika ile tedavi edilmediğinde 72 saate kadar uzayabilir. Ataklar esnasında bulantı, kusma, koku, ses ve ışığa karşı hassasiyet ile burun akıntısı sıklıkla görülmektedir. Postdrom dönem, ağrının azalmasıyla beraber yorgunluk, bitkinlik ile karakterize dönemdir." ifadelerini kullandı.

(AA)

Editör: İrem DEMİR