İSTİKLAL MARŞI AHLAKI

İstiklal Marşımızın TBMM de kabul edilişinin 99. yıldönümünü kutladık.

İstiklal marşımızın Anadolu'da Milli Mücadele'nin devam ettiği sırada Mehmet Âkif Ersoy tarafından kaleme alındığını ve şiir olarak yazıldığını, 12 Mart 1921'de Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından İstiklâl Marşı olarak kabul edildiğini hepimiz biliriz. İstiklal Marşımızın sözleri Kurtuluş Savaşı'nın kazanılacağına olan inancı, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine güvenini, Türk ulusunun bağımsızlığa, Hakk'a, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirir.

1900’lü yılları yaşayan büyüklerimiz savaş konusu açıldığında Milli Mücadele yıllarında yaşanan yokluk ve sıkıntıları duygulanarak anlatır, ardından da “ Allah’ım bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” diye dua ederlerdi.

Çünkü o yıllarda 1. Dünya Savaşı’na giren ecdadımız Çanakkale, Yemen ve Kafkas cephelerinde yüzbinlerce şehit vermiş, ardından da Milli Mücadele ye girişmişti. Yetişkin erkek nüfusun yıllardır cephelerde olması yüzünden hububat üretimi azalmış, olan da ancak askere yeter haldeydi.

İstiklal marşımız bağımsızlık ve hürriyetimizin ifadesi olmasının yanında, vatanına göz dikildiğinde cepheleri düşmana dar eden bir millet olduğumuzun da dünya ya haykırıldığı damarlarımızdaki asil kanın ifadesidir.

Ülkemizde o dönemlerin yokluk ve yoksulluk yılları olmasına rağmen yağmanın olmadığı, dolandırıcıların insanların kazancına göz dikmediği, gıdalarda hilelerin olmadığını övünerek anlatırız.

Bir ‘garana’ virüs söylentisi çıktı. Bir günde özellikle İstanbul başta olmak üzere birçok şehirde marketlerin rafları boşaldı.

Bu aslında nasıl bir tüketici toplum haline geldiğimizin de çok acı göstergesi.

Osmanlının son dönemleri ile Cumhuriyet’in ilk yıllarında yaşanan mücadelelerin halkı ve devleti çok yıpratmasına ve yormasına rağmen, o yıllarda Anadolu kadınının üreterek çoluğunu çocuğunu beslediğini görürüz.

Şükreden insanları, komşusunun hakkını gözeten insanların ecdadımız olmasından gurur duyarız. Bunların İstiklal Marşını yazan milletin ahlakı olduğunu övünerek anlatırız.

Peki, kısa süre içerisinde yağmalanırcasına market raflarını boşaltanlara, gıda ve temizlik gibi ihtiyaç maddelerinin fiyatını bir anda fahiş şekilde artıranlara, insanların birikimlerini yüreği sızlamadan dolandıranlara gelecek neslimiz ne diyecek acaba?

Mehmet Aktif Ersoy gibi Milli Mücadeleyi yapan ecdadımızın en büyük idealinin gençlerin Türk İslam kültürü ve şuuruyla bilinçlenip vatana millete hayırlı bireyler olması için mücadele etmeleriydi. İstiklal Marşında da bu şuuru tebliğ etmek için duygularını mısralara aktardılar.

Gelecek neslimizin, ecdadımızın beklentisine uygun olarak yetişmesine sen yardım et Allah’ım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi