İYİ PARTİ MİLLETVEKİLİ CESUR'DAN DEPREM SORU ÖNERGESİ

İYİ PARTİ MİLLETVEKİLİ CESUR'DAN DEPREM SORU ÖNERGESİ
İYİ PARTİ MİLLETVEKİLİ CESUR; “İHMALİN SORUMLULARI NEDEN HALA GÖREVDE?” (adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});]]>TBMM Genel Kurulu’nda İYİ Parti’nin “6 Şubat depremlerinde Hatay’daki hastanelerin...

İYİ PARTİ MİLLETVEKİLİ CESUR; “İHMALİN SORUMLULARI NEDEN HALA GÖREVDE?”

TBMM Genel Kurulu’nda İYİ Parti’nin “6 Şubat depremlerinde Hatay’daki hastanelerin yıkılmasına neden olan ihmallerin görüşülmesi ve sorumluların tespit edilmesi” amacıyla sunulan İYİ Parti önergesi için söz alan Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur, “İdarecilere defalarca uyarı gelmesine rağmen AFAD’ın düzenli toplantılarında ne görüşüldü ve hangi sebeple önlem alınmadı? Bu ihmalin sorumluları neden hala görevdeler?” diye sordu.

Cesur, önergeyle ilgili yaptığı konuşmada deprem için gerekli önlemlerin zamanında alınmadığına, felaketin görmezden gelindiğine ve yetkililere sunulan raporların dikkate alınmadığına ilişkin iddiaları gündeme getirdi. İYİ Parti’nin grup önerisi AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur’un konuşmasının tam metni:

Kahramanmaraş merkezli depremlerde daha önce depreme dayanıksız olduğu açıkça tespit edilen Hatay Devlet Hastanesi, Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi ek binası ve İskenderun Devlet Hastanesi çok sayıda vatandaşımızın can kaybına neden oldu. Yaşanan deprem ihmallerle bir felakete dönüştü.

Soruyoruz; İdarecilere defalarca uyarı gelmesine rağmen AFAD’ın düzenli toplantılarında ne görüşüldü ve hangi sebeple önlem alınmadı? Bu ihmalin sorumluları neden hala görevdeler?

Burada sürekli dile getirmeye devam edeceğim. Geçen hafta reddettiniz, yine de biz teklif sunuyoruz, unutmadığımızı ve millet ittifakı olarak çok yakında köklü bir şekilde ele alacağımızı da baştan duyuralım yeniden.

Deprem için gerekli önlemleri alma. Raporları sümen altı et. Sonra yağ gibi otur hala o koltuklarda.

İddialar var; 2010 yılında fay hatları üzerinde Hatay Devlet Hastanesi'nin yapılmasına izin verilmiş. Yetmemiş; çürük denmiş, çalışmaya devam etmiş.  Hatay Devlet Hastanesi projesinin fay hattı üzerinde diye sivil toplum örgütleri birçok kez uyarmış, görmezden gelinmiş.

Hastane daha açılmadan Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu 25.10.2011’de, bu projenin fay hattının göbeğinde olduğunu gündeme getirmiş, depremde hastanenin şifa mı yoksa felaket mi dağıtacağı sorulmuş.

Bu konfederasyonun Hatay İl Başkanı projenin “savaş kadar felaket ve can kaybı” oluşturacağını dile getirmiş.

İKİ BİNADA 152’DEN FAZLA SAĞLIK ÇALIŞANI VE HASTA CAN VERDİ

Yine bir iddia; Türk ve Japon üniversitelerinin hastane yapılacak yere ilişkin deprem riski ve zemin etüdü raporu, dönemin valisine aktarılmış ancak vali müdahale etmemiş.

Hastane ek binasının güçlendirme projelerinin hazırlığı için Hatay İl Özel İdaresi tarafından 2011’de ihale yapılmış, bu güçlendirme bir türlü gerçekleştirilmemiş.

Aylin Cesur

Hastane başhekimi İl Sağlık Müdürlüğüne beş kez yazı yazmış, sonuç alamamış. İddiaya göre, İl Sağlık Müdürü bu duruma “Tepki çeker. Burada esnaf var. Siyasetçiler var. Kapatırsak sıkıntı olur” demiş ve felaket bağıra bağıra gelmiş.

İki binada 152’den fazla sağlık çalışanı ve hasta can verdi. Sorumlu vali ve il sağlık müdürü ne yaptı, siyasete atılmaya karar vermiş, AK Parti'den milletvekili aday adayı olmuş.

İSKENDERUN DEVLET HASTANESİ A BLOĞU, 2012’DE DEPREME DAYANIKSIZ RAPORUNA RAĞMEN ÇALIŞTIRILMIŞ

Bir de İskenderun Devlet Hastanesi A bloğu var; 2012’de depreme dayanıksız raporuna rağmen çalıştırılmış. İnşaat Mühendisleri Odası Hatay İskenderun Temsilci Yardımcısı, depreme dayanıksız raporunu bizzat kendisinin verdiğini açıkladı. Yüzde 100 yıkılabilir raporuna rağmen hastane çalışmış ve 70 vatandaşımıza mezar olmuş.

Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi şehirdeki en yeni sağlık kuruluşu ve ana binası ağır hasarlı olan bu hastanenin iki fayın ortasında ve göl havzasında inşa edilmesine sendikalar karşı çıkmış.

Su baskını riski nedeniyle projenin eksi 2’nci katı iptal edilmiş. Su baskınlarında enerji kesintileri yaşaması nedeniyle bu suyu boşaltmak için dalgıç pompası yerleştirilmiş. Bu pompa da elektrik olmadığı için kullanılamamış.

Hatay İl Sağlık Müdürlüğü, TOKİ ve Sağlık Bakanlığına 2019’da resmi yazı yazmış ve hattın riskli olduğunu bildirmiş, ama hiçbir önlem alınmamış.

BİRÇOK VATANDAŞIMIZ İLK MÜDAHALE YAPILAMADIĞI İÇİN HAYATINI KAYBETTİ

Depremde elektrik kesintisiyle jeneratörün devreye girmemesi ve oksijen sisteminin çalışmaması nedeniyle hasta yatağında bakıma muhtaç 80 hasta ağır ihmallerle can verdi. Hatay'da depremde hiçbir devlet hastanesi hizmet veremediği için bir çok vatandaşımız hayatını kaybetti.

Neden afetti ve ihmallerle felaket oldu şimdi anlıyor musunuz? Kimin ihmali bu? Kim hükümetse onun ihmali!

Sebebi ne bu ihmallerin? Depremden sonra yaralarımız hâlâ tazeyken; üzerine sel felaketi yaşanmışken; bu ülkenin, Tarım ve Orman Bakanı çıktı ve “15 canımızı aldı sel. Ama toprak da suya kavuştu” dedi, işte bu anlayıştır.

Ardından “Selde belediye olarak sorumluluğumuz yok” diyen Şanlıurfa Belediye Başkanı’nın anlayışıdır.

Kendi dükkanlarına çevirdikleri Kızılay’ın, çadır stoklayıp, tüccarlığa soyunduğu rezalete rağmen, hala susanların vicdanlarındaki boşluk ve anlayıştır.

Hatay’da yıkılan Ek Hizmet Binası enkazında, Yoğun Bakım Hemşiresi eşi Asiye Gül’ü kaybeden ve hastanenin yapımından sorumlu kişiler hakkında suç duyurusuna bulunan Sağlık-Sen Hatay Temsilcisi iki çocuk babası Abdullah Gül, İYİ Parti Grup Toplantısı’na katıldı ve dedi ki;

“Deprem çok canımızı aldı. Çürük binalar, on binlerce insanımıza, mezar oldu. Oysa tam, 21 seneleri vardı. Çürük binaları yıkıp, yeniden yapacak, tam 21 seneleri vardı. Eski inşaatları güçlendirecek, tam 21 seneleri vardı ama yapmadılar. Şimdi bir yılda, tüm depremzedelere, konutlarını teslim edeceğiz diyenler, madem bir yılda yapılabiliyordu, 21 yıldır neredeydiniz. Madem bir günde, sadece kamu kuruluşlarından, 90 milyar lira para toplanabiliyordu, 21 yıldır, neden toplamadınız”

21 yıldır milletten aldıklarını millete vermeyenlere sesleniyorum ben de Abdullah kardeşim gibi, gelin önergemizi kabul edin!.