KALBİMİZ Mİ KARARIYOR

Bir baba 2 yaşındaki evladını öldüresiye dövüyor.

Bir genç beraber yaşadığı bayanı aracıyla çarpıp sürükledikten sonra ölümüne sebep oluyor.

Bir imalatçı ürettiği ürüne döviz artışından çok daha yüksek zam yaparak piyasaya sürüyor.

Bir gün önce 10 lira olan bir malzeme, ikinci gün 13 liraya çıkıyor. Hatta canı sıkılınca 15 yapıyor. Sorana da yeni zam geldi açıklamasıyla ahlaksızlığını gizliyor.

Aslında çok kazanırken, kendi kardeşimizi çok kaybettiriyoruz.

Yani onu açlığa itiyoruz.

Fakirliği artırıyor, zenginliği katlıyoruz.

Haksız kazançla birlik ve dirliğimizi zedeliyor, güven duygusunu heder ediyoruz.

Okurumuz İbrahim K. alıntı olduğunu belirtip, paylaşılması ricasıyla bir hikaye göndermiş.

İbretlik ve ders veren bir hikaye.

Hep birlikte okuyalım.

Tımarhane penceresinden her gün dikkatle dışarıya bakan bir deli bir şey görüp fazlasıyla heyecanlanırmış. Fakat bu heyecanın sebebini kimse anlamaz, yine krizi tuttu sanırlarmış.

Bir gün delinin odasına yemek getiren hizmetli odada başka birinin olduğunu görünce öyle şaşırmış ki.

-"Ben Baki oldum... Ben Baki oldum" diye de bağırıyormuş üstelik. Her haliyle deli olduğunu anladığı adam yemek tabıldotunu alıp hemen heyecanla yemeğe başlayınca, hizmetli koşup doktorlara haber vermiş...

Tanımadıkları bu adamı apar topar tımarhanenin avlusunun dışına atıp, diğer deliyi aramaya başlamışlar. Avlunun az yakınında bir yerde saçları sarıya boyanmış bir şekilde buldukları deli,

-"Ben Salim oldum... Ben Salim oldum-" diye bağırıyormuş. Deliyi alıp tımarhanedeki odasına götürmüşler. Fakat ertesi gün odasında tanımadıkları o adamı bulmuşlar yine. Tekrar apar topar avlunun dışına atıp, diğer deliyi aramaya başlamışlar. Yine kaçak deliyi avlunun yakınında gülerek,

-"Ben Salim oldum... Ben Salim oldum-" derken bulunca, doktor dayanamamış artık...

-"Evladım sen neden sürekli tımarhaneden kaçıp buraya geliyorsun?.

Hem senin adın Salim değil Baki dir... Sen nasıl Salim olabilirsin?" diye sorunca, deli az önce apar topar dışarıya atılan adamı gösterip gülmüş ...

" Ben odamda her gün üç öğün yemek yerken, o adam açlıktan çöpleri karıştırıyordu. Bir gün tımarhaneden kaçtım. Onunla anlaşıp yer değiştirmemiz için anlaştım. Saçımı onun gibi sarıya boyadım. Onun saçlarını da ben gibi kahverengiye....

Böylece onu ben sanacaktınız. Karnı doyacaktı.

Ben Salim oldum... O ise Baki..." deyince, doktor şaşırmış ve hayretle sormuş tekrar.

-" Bir deli bunu nasıl düşünebilir? "deyince, deli yine cevap vermiş gülümseyerek.

-" Aklım olmadığı için deliyim...Kalbim olmadığı için değil doktor bey. Keşke her insanın kalbi olsa da, kimse bu dünyada aç kalmasa... -"

Yorum da sizlere ait olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi