KIBRIS’A ŞEHADET DALIŞI

Kendi vatanlarında, kendi topraklarında beraber yaşamaya zorlandıkları Rumların, Avrupalı dostları ve Yunan cuntasından aldıkları destekle evlerinin banyolarında, sokaklarda katledilen Kıbrıslı Türklerin çığlığı üzerine adaya giden Mehmetçiğin destan yazdığı tarihin üzerinden tam tamına 45 yıl geçti.

Temmuz 1974.

Hatırlayanlar bilir o yıllarda Türkiye içinde terör azdırılıyor. Özgürlük naraları ile devlet meşgul edilmeye çalışılıyordu.

Yani Amerikalı ve batılı dostlarımız bugün olduğu gibi, ta o günlerde de aynı zihniyetle besledikleri teröristlerle bizi içerde oyalarken, Kıbrıslı Türklerin katledilmesini kahkaha atarak seyrediyorlardı.

Ama çığlık öyle geliyordu ki; hepimizin yüreğini yakıyordu.

Daha önce de aynı katliamları yapmışlar, ancak Türk askeri dış baskılardan dolayı geri dönmüştü.

Şimdi durum hiçte öyle değildi.

Rum radyoları günlerdir Türkçe olarak;

“Bekledim de gelmedin” şarkısını çalıyor, Rumlar Türklerle alay ediyorlardı. O sabah daha gün ağarırken Lefkoşa semalarında Türk paraşütçüleri gören Denktaş arkadaşlarına sarılıyor ve “YAĞMUR GİBİ İNDİLER, en mutlu günüm” diyordu. Türk askeri Kıbrıs topraklarına inerken radyolarda

"Bu kadar yürekten çağırma beni,

Bir gece ansızın gelebilirim."

Şarkısını çalıyordu.

Öyle de oldu. Hürriyetin sırrını şehitlerden öğrenen bir milletin evlatları olan Mehmetçik ansızın inmişti adaya.

Önce adaya barışı getirmek ve Rumlara haddini bildirmek için siyasi kararı veren merhum dönemin Başbakanı CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit ile Başbakan Yardımcısı MSP Genel Başkanı ve Mili Görüşün Lideri Prof.Dr. Ncmettin Erbakan’a, Bakanlarına, Milletvekillerine, Ordumuzun komutanından erine, Kıbrıslı vatandaşlarımıza ve Milletimize canı gönülden teşekkür ederim.

Kıbrıs Adasına 1960 yılında Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayını (KTKA) kuran, kabul ettiren Başbakan merhum Adnan Menderes'e Allahtan rahmet dilerim. KTKA Birliği Kıbrıslı soydaşlarımızın umudu olmuş. Harekatın olduğu gece yanındaki Yunan Alayını imha etmiştir.

Kıbrıs’ta yıllar önce Türk Mukavemet Teşkilatı adıyla yeraltı teşkilatı kurarak buraya imam ve öğretmen kadrosunda Subaylar göndererek Türk köylerini korumaya yardımcı olan geçmişin devlet adamlarına, Kıbrıs Türklüğüne hayatını adayıp amansız bir mücadele eden Rahmetli Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a Allah'tan rahmet dilerim

Allah’ım hepsinden razı olsun. Şehitlerimiz ile askeri ve siyasi erkandan rahmeti rahmana kavuşanların kabirleri nur, mekanları cennet olsun. Kıbrıs davasını ölümüne savunan, mevzilerde yıllarca nöbet bekleyen Kıbrıs mücahitlerinden yaşayan gazilerimize hayırlı uzun ömür dilerim.

Rahmetli Erbakan hocadan nakledilir.

Türk ordusunun Kıbrıs'a çıkarma yapma kararı alacağı tüm dünyada yankı bulmuş ülkemize karşı ambargolar uygulanmaya başlanmıştır.

Amerika, "Eğer Türk ordusu Kıbrıs'a girecek olursa uçak gemilerimizi göndeririz! Derhal bu kararınızdan vazgeçin!" diye tehditler savurmaktadır.

Erbakan Hoca, ordunun önde gelen isimlerini ve onlarca askeri pilotu bir salonda toplayıp, Cihad'dan, Şehâdet'ten, Şehitliğin ne kadar büyük bir mertebe olduğundan bahsediyor ve orduyu motive ediyor.

Konuşmasının sonunda "Biz bu harekatı yapacağız! Ama Amerika uçak gemilerini göndermekle bizi tehdit ediyor. Bu sebepten dolayı önlemimizi almak zorundayız. Amerika bize saldırmak için gemileri gönderecek olursa, biz karşılık olarak uçaklarımızla Amerikan gemilerinin üzerine "ŞEHÂDET DALIŞI" yaparak onların gemilerini Akdeniz'in dibine göndereceğiz! Şimdi uçağıyla Şehâdet Dalışı yapabilecek gönüllü 8 pilot lazım. Şehâdete gönüllü olan pilotlarımız bir adım öne çıksın!" der.

Pilotların hepsi bir adım öne çıkar.

Erbakan "Allah hepinizden razı olsun. Böyle bir şeye ihtiyaç duyulacak olursa benim aranızdan seçeceğim 8 tane pilot Şehâdet Dalışını gerçekleştirecek. Gazamız mübarek olsun!" der ve toplantıyı bitirir.

Bir komutan Erbakan hocanın yanına gelerek sorar: "Efendim bu Şehâdet Dalışı da nedir böyle bir şey konuşulmamıştı. Gerçekten yapacak mıyız?"

Erbakan Hoca söyle cevap verir: Şimdi gemileri gönderecek olursa başlarına ne geleceğini gayet iyi biliyorlar.

Çünkü gelemeyecekler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi