Marketçiliğin ilçedeki öncüsü: Mega

Marketçiliğin ilçedeki öncüsü: Mega
Esnaf köşemizin bu haftaki misafiri ilçede faaliyet gösteren market işletmecilerinden Hikmet Lütfi Eritici. Bakkaldan markete geçiş döneminin baş aktörü olan Mega marketin kuruluş tarihi 1981'e dayanıyor. Mega marketin bu günkü...

Esnaf köşemizin bu haftaki misafiri ilçede faaliyet gösteren market işletmecilerinden Hikmet Lütfi Eritici. Bakkaldan markete geçiş döneminin baş aktörü olan Mega marketin kuruluş tarihi 1981'e dayanıyor. Mega marketin bu günkü işletmecisi olan Hikmet Lütfi Eritici, Elektrik Elektronik mühendisi olmasına rağmen kendi mesleğini yapmamış. Babasının yanında ticarete atılan Hikmet Lütfi Eritici 31 yıldır ticaretle uğraşıyor.

Bir dönem market bünyesinde alkol satışı olduğu için büyük sıkıntılar yaşadıklarını ifade eden Eritici, babasıyla yolları ayırdıktan sonra alkolü marketten attığını söylüyor. Alkol parasının hiç bir zaman hayır etmediğini ifade eden Eritici, alkol satışını bıraktıktan sonra işlerin düzeldiğini söyledi.

İşte Hikmet Lütfi Eritici'nin görüşü hayatı ve düşünceleri:

Market için geldik

1970 yılında Sarayönü'nde doğdum. Beni tanıyanlar yabancı olarak tanımasınlar. Anam babam Taşkentli olsa da ben buralıyım. Babam Etibank'ta çalıştığı dönemde dünyaya geldim. Sonra Ankara'ya gittik. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimini Ankara'da aldım. Babam Türkiye Elektrik Kurumu'nda çalıştığı için Ankara'daydık. O yüzden orada okudum. Babam emekli olunca Çavuş dedemin dükkanını devralarak Sarayönü'ne döndük. Ben de Selçuk Üniversitesi'nde okudum. Elektrik Elektronik mühendisliğini bitirdim. Okulda mezun olduktan sonra babamın yanında çalışmaya başladım. Babamın ticari kabiliyeti sayesinde kabuğumuzu çok çabuk kırdık. İşleri büyüttük. Ticari potansiyelimizi arttırdık. Ankara'dan geldiğimiz için marketçiliğin nasıl olduğunu iyi biliyorduk. Daha iyi hizmet için sürekli kendimizi yeniledik. Sarayönü'ne marketçiliği biz öğrettik diyebilirim.

İşleri çabuk büyüttük

Meşrubat bayiliği aldık. Akşehir'den Kulu'ya kadar dokuz ilçeye toptancılık yaptık. Pepsi kolanın ve Kızılay sodanın halen bayiliğini yapıyoruz. Alabalık yem bayiliği de yapıyoruz. İç Anadolu Bölgesinde yem vermediğim yer kalmadı. Bu ilçenin ticarette adını duyuranlardan biri de benim. İhracat bile yaptık. 23 yıldır yem bayiliği, 28 yıldır da meşrubat toptancılığı yapıyorum. 2003 yılına kadar işyerimizi sürekli genişlettik. Genişleyecek yerimiz kalmadı artık. Enteresan şekilde o tarihten beri bir hamle yapamadık. İlk dükkanı açtığımızda iki yıl toptancılardan mal aldık. İki sene sonra toptancılara rakip olduk.

Alkol parası hayır etmedi

Sarayönü'ne market çoğaldı. Dört tane ulusal, iki tane de büyük yerel market var. Büyüyemememizin nedenleri arasına bir dönem yaptığımız alkol satışı da var. Babamın marketi işlettiği dönemlerde yapılan alkol satışından dolayı ağırlıklı olarak muhafazakar olan halkımız tercihini diğer marketlerden yana kullandı. Babamla işlerimizi ayırdıktan sonra alkol satışını kaldırdım. 24 yıl alkol satışı yaptık. Alkolün karı hiç hayır etmedi. 2012 yılında alkol satışını bıraktık. Rekabette geri kalmamızın en büyük nedeni alkol satışı. Bu marketin kuruluşu 1981 yılına dayanır. İlçenin en eski marketlerinden bir tanesiyiz.

Mesleğimi 2,5 yıl yaptım

2012-2015 yılları arasında Medaş arıza mühendisliğinde de çalıştım. Türkiye'de çalışanın kıymeti yok. Memleketim olduğu için dört elle sarıldım. Yaptığımız çalışmalarla arıza sayılarımızı bir hayli düşürdük. Bunun karşılığında arızaların azalmasından dolayı bu kadar personel artık fazla deyip 5 personeli işten çıkarmak istediler. Yani bizim arıza sayısını düşürmemiz cezalandırıldı. Daha çok personel kaybına neden olmamak için 5 personel ile birlikte bende istifa ettim.

Zor bir işimiz var

Marketçiliğin kolay olan hiç bir yanı yok. Çeşit çok. Fazla sermaye gerektiriyor. Sermaye yetmiyor. Vadeli ürün vermek büyük risk. Mesai saatleri çok uzun. Cumartesi, pazar, tatil yok. En kötüsü hiç tatil olmaması. Bayramda bile ikinci gün marketi açmak zorundayız. İnsanlarla uğraşılan bütün işler zor. Müşteri memnuniyeti çok zor. Çeşit çok fazla. Çeşitlerin hepsini alsan bile alanın yetmez. Bu market kadar bir market daha yapsan orası da dolar yine de alacak çeşit bitmez.

Marketçilik bir kamu işi

Çalışma prensiplerimin başında dürüstlük gelir. Verdiğim sözü tutarım. Mesai saatlerine çok dikkat derim. 07:00'de iş yerimi açarım. Akşam 24:00'de de kapatırım. Ben marketçiliği kamu işi olarak görüyorum. Dayanabildiğim kadar erken açıp geç kapatıyorum. Çünkü insanlar ihtiyacı olduğunda hizmete ulaşabilmeli. İlçede üç tane yük kaldıran market var. Kuşçu, Yimar, ben. Bu sektörde ulusal zincir mağazalar günbegün pazar payını yükseltirken yerel marketleri bitiriyor. Ulusal mağazalar 12 saat çalışıyor. Biz 17 saat çalışıyoruz. Daha fazla çeşit bulunduruyoruz. Yeri geliyor veresiye veriyoruz. Ulusal marketlerde asla bu imkanları bulamazsınız.

Tarım projeleri lazım

Çiftlik arazilerinin kiraya verilmesi son yıllarda ekonomiyi değiştirdi. Yinede tarıma dayalı bir ekonomimiz var. Çiftçi verim alamadığında ekonomi bozuk oluyor. Bu sene verim düşük olduğu için işler düşük. Toptancılık ve balık yemi olmasa marketle geçinmek çok zor. Kuraklık olduğu sene bizim ilçenin durumu çok kötü. Çiftçiliği verimli hale getirmek lazım. Devletin çiftçiyi kalkındıracak projeler üretmesi lazım. Sulu tarım geçilmesi lazım.

Büyüyormuş gibi ama değil

1988'de marketi devraldığımızda Etibank yeni kapanmıştı. Etibank varken ilçemiz çok canlıydı. Sarayönü aslında büyüyor gibi görünüyor. TOKİ'ler falan yapıldı ama büyüme değil bu. Bir taraf doluyor, bir taraf boşalıyor. Köylerimiz de boşaldı. Çeşmelisebil'de 13 bakkal vardı mesela. Şimdi 3 bakkal kaldı. Etibank varken ilçedeki hareketlilik sabahtan başlardı. Nüfus vardı.