MESCİD-İ NEBEVİ
Rasül-ü Ekrem Medine'ye ilk girdikleri zaman,
Devesi çökmüş bir arsaya, Neccar oğullarından.
Bu, Sehl ve Süheyl adında iki yetim kişilerdi,
Onlardan bu arsa satın alınıp, bedel ödendi.
Bu arsanın içine Mescid-i şerifi yaptırdı,
Mescidde Rasül-ü Ekrem'e ait oda yapıldı.
Bu mescid yapılırken, Rasülullah'ta çalışmışlar,
Gerek Ensar, gerek muhacir canla başla yapmışlar.
Taş taşırken, kerpiç keserken, şiirler söylerlerdi,
Rasülullah da Ensar, Muhacir dua ederlerdi.
Bu mescid, İslam sadeliğinin canlı misaliydi,
Duvarları kerpiç olup, bütün süsten azadeydi.
Hurma ağacından yapılı, direk üstüne binmiş,
Aynı ağaçla üstü kapatılıp, tavan edilmiş.
Mescid yapıldığı zaman, kıble kudüs olduğundan,
Giriş kapısı Cenüp yönünden yapılmış o zaman.
Sonra kıble değişip, Kâ'be'ye dönmek gerekince,
Mescid ta'dilat olmuş, giriş verilmiş Şimaline.
Kıble duvarı mihrap olmuş, zemin kuru topraktı,
Bir tek yatsı namazında mescid aydınlatılırdı.
Kandiller asıldı sonradan tavan direklerine,
İlk şekli bu orjinalidir, mescid-i şerifinde.
Mescid bittikten sonra, bitişik odalar yapıldı,
Odalarda hanımları Sevde, Aişe kalırdı.
Her odanın hacmi,dört-beş arşın en ve boyundaydı,
Yüksekliği ise bir adam boyu kadar alçaktı.
Kapısına kilim, keçe gibi örtü gerilirdi,
Gece çoğu zamanlar, kandil bile yakılmaz idi.
Sade, mütevazi olan, Hane-i Saadet budur,
Dokuz adet olan odalar, çoğu zaman dolmuştur.