MİLLETİN KAFASINA VURUYORLAR

Korona virüs yüzünden evde kal uygulamaları sakin ortamlar hazırlarken, gündem çok hareketleniyor.

Önce TBMM den bahsedeyim.

Mecliste 2021 yılı bütçe görüşmeleri yapılıyor. Konuşmacı Bakan kürsüdeyken HDP ve CHP Milletvekilleri oturdukları masaya olanca şiddetiyle vuruyor. Masalar milletin parasıyla yapıldığı için bu vekiller sanki milletin kafasına vuruyor gibi geliyor.

Şimdi de Konya dan.

Sadece ikisini paylaşayım. Birincisi uzun yıllardır alış veriş yerleri olarak hizmet veren İttifak Holding’in Adese ve Adesem Marketler Zinciri kapanıyormuş. Piyasadan anlayanlar bu mağazaların alış- verişte fiyat sigortası olduğunu söylediler. Yüzlerce çalışanı ise bu kış gününde işsiz kalacak.

Bu da ayrı ve önemli bir konu.

Yatırım ve istihdam da Türkiye’ye örnek olan Konya merkezli çok ortaklı şirketlere maalesef sahip çıkamıyoruz.

Gönlümüzden geçen Konyalı market zinciri işleten firma sahiplerinin bir araya gelerek her şeyi hazır bu yerleri tekrar hayata geçirmeleri.

Marketlerindeki ürünleri bu mağazalara paylaştırsalar bile buralar ayağa kalkar.

İnanıyorum ki; Konya da size sahip çıkar.

Çok sıkmadan yağmur duasına dair söylenenleri de aktarayım.

Camilerde yapılan yağmur duasında cemaat ikaz etmeyen imamlar yüzünden kargaşa yaşadı.

Kimisi oturarak el kaldırıyor, kimisi ayakta, el kaldırıyor. Kimisinin eli havaya açılmış. Kimisinin elinin avuçları yere karşı açık.

Yağmur duasıyla ilgili Prof Dr Turan Karadeniz hocamın bir paylaşımı var.

Bir yaz günü cemaat Cuma namazı sonrası Camii imamı ile beraber kuruyan tarlalarını kurtarma ümidiyle yağmur duasına gider.

Hacet namazları kılınır, dualar edilir, kurbanlar kesilir ama gökyüzünden tek damla yağmur düşmez.

Aradan biraz zaman geçer ve bir Allah dostu kasabaya gelir.

Kasaba halkı Allah dostunun yanına gelerek kendileri için yağmur duasına çıkmasını söylerler. Allah dostu ise halka yağmur duası yerine kasabayı beraber gezmeyi önerir.

Halk, Allah dostu ile birlikte evleri dolaşmaya başlarlar..

3-5 evi dolaştıktan sonra damı çökük kapısı kırık bir eve rastlarlar ve Allah dostu kapıdan içeri doğru seslenip ev hanesini dışarı çağırır..

İçerden orta yaşlarda üzeri yamalı bir kadın ve iki yetim kız çıkar..

Allah dostu hâl hatır sorduktan sonra evin beyinin kalp krizi geçirip erken yaşta öldüğünü ve kadının da iki yetim kızıyla kaldığını öğrenir..

Kadın ile hasbihal edildikten sonra küçük kızlara istekleri olup olmadığı sorulunca kızlardan birisi çatıları için kiremit diğeri de kendisi için yeni bir ayakkabı ister..

Allah dostu hemen yanındaki cemaate evin damı için kiremit ve diğer kız için ayakkabı alınmasını buyurur.

Kiremitler ve ayakkabılar geldikten sonra Allah dostu küçük kızlara "En çok ne için dua edersiniz, söyleyin bakalım dedenize" diye sorar!.

Kızlardan birisi, "Yağmur yağdığında damımız eski olduğu için evimiz ıslanmasın diye Allah'tan yağmur yağdırmamasını isterim hep" der!.

Diğer kız ise, "Ben de ayaklarım yağmurlu havalarda ıslanıyor diye Allah'tan yağmur yağdırmamasını istiyorum hep" demiş!.

Allah dostu bu sözlerden sonra yanındaki cemaate dönerek, "Sadece Allah'ın kudretinde olan bir duayı etmeden önce kendi kudretinizle birinin duasını yerine getirmediğiniz sürece duanız kabul olmaz eyy cemaat" diyerek meseleyi özetlemiş!.

Aslında mesele bu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi