ONU DA SİZ BULUN

Güncel konular, olaylar, içerde ve dışarda yaşanan gelişmeler insanları pek tabii ki etkiliyor.

Çok yorum yapıp kafanızı karıştırmak istemedim.

Tarihimizden bir hikaye ile duygularınıza tercüman olmayı yeğledim.

İşte hikayemiz.

Çok soğuk bir kış günü padişah, tebdil-i kıyafet gezmeye karar vermiş.

Yanına Baş vezirini alıp yola çıkmış. Bir dere kenarında çalışan yaşlı bir

adam görmüşler. Adam elindeki derileri suya sokup, döverek tabaklıyormuş.

Padişah, ihtiyarı selamlamış:

"Selamünaleyküm ey Pir'i fani..."

"Aleykümselam ey Serdar'i Cihan..."

Padişah sormuş:

"Altılarda ne yaptın?"

"Altıya altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor..."

Padişah gene sormuş:

"Geceleri kalkmadın mı?"

"Kalktık... Lakin, ellere yaradı..."

Padişah gülmüş:

"Bir kaz göndersem yolar mısın?"

"Hem de cıyaklatmadan..."

Padişahla Baş vezir adamın yanından ayrılıp yola koyulmuşlar. Padişah

Baş vezire dönmüş:

"Ne konuştuğumuzu anladın mı?"

"Hayır padişahım..."

Padişah sinirlenmiş:

"Bu akşama kadar ne konuştuğumuzu anlamazsan kelleni alırım."

Korkuya kapılan Baş vezir, padişahı saraya bıraktıktan sonra telaşla dere

kenarına dönmüş. Bakmış adam hala orada çalışıyor.

"Ne konuştunuz siz padişahla..."

Adam, Baş veziri şöyle bir süzmüş:

"Kusura bakma. Bedava söyleyemem. Ver bir yüz altın söyleyeyim."

Baş vezir, yüz altın vermiş.

"Sen padişahı, serdar-ı cihan, diye selamladın. Nereden anladın padişah

olduğunu."

"Ben dericiyim. Onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası giyemezdi."

Vezir kafasını kaşımış.

"Peki, altılara altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor ne demek?..."

Adam, bu soruya cevap vermek için de bir yüz altın daha almış.

"Padişah, altı aylık yaz döneminde çalışmadın mı ki, kış günü

çalışıyorsun, diye sordu. Ben de, yalnızca altı ay yaz değil, altı ay da

kış çalışmazsak, yemek bulamıyoruz dedim."

Vezir bir soru daha sormuş...

"Geceleri kalkmadın mı ne demek?"

Adam bir yüz altın daha almış.

"Çocukların yok mu diye sordu. Var, ama hepsi kız. Evlendiler, başkasına

yaradılar, dedim..."

Vezir gene kafasını sallamış.

"Bir de kaz gönderirsem dedi, o ne demek..."

Adam gülmüş.

"Onu da sen bul..."

Yeniden görüşmek üzere hayırlı iftarlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi