Dolar 19,9830
Euro 21,4988
Altın 1.249,73
BİST 4.580,67
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Konya 23°C
Az Bulutlu
Konya
23°C
Az Bulutlu
Sal 23°C
Çar 25°C
Per 25°C
Cum 26°C

Psikososyal destek ihmal edilmemeli

Psikososyal destek ihmal edilmemeli
13 Nisan 2023 10:29
A+
A-

 

19 Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer Böke, deprem korkusu olarak bilinen “seismophobia” ile deprem endişesinin yol açtığı duygu bozuklukları hakkında bilgi verdi.

19 Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer Böke, OMÜ Tıp Fakültesinde gazetecilere, deprem korkusu olarak bilinen “seismophobia” ile deprem endişesinin yol açtığı duygu bozuklukları hakkında bilgi verdi.

Depremin anormal bir olay olduğuna işaret eden Böke, “Deprem sonrasında ilk günlerde ortaya çıkan tepkiler, tamamen olağan. İnsanlarda tedirginlik, huzursuzluk, unutkanlık, dikkatsizlik gibi şaşkınlık, ‘Ne oldu, neredeyim, kimim?’ diye düşünceler olabiliyor. Bazen de aldırmazlık olabilir. Bu dönemde görülen belirtilerin anormal bir olaya normal bir tepki olduğunu söylemeliyiz.” ifadesini kullandı.

İnsanların en önemli özelliğinin kendisini güvende hissetmesi olduğuna dikkati çeken Böke, “İnsanların endişe ve korkularından uzaklaşması için bize kurumsal olarak düşen görev var. İnsanları ruh sağlığı çalışanlarına, psikososyal destek merkezlerine götürmemiz lazım. Yani onların yapacaklarından önce bizim onlara karşı yapmamız gereken bir görev var. Onlara gidip diyeceğiz ki, ‘Ne yapabiliriz sizin için? Size destek olmak için yanınızdayız’. Yanlarında olduğumuzu onlara hissettirmemiz lazım.” diye konuştu.

Depremler sonrasında insanlarda ruhsal travmaya bağlı belirtiler oluşabileceğini vurgulayan Böke, şunları kaydetti: “Daha önce herhangi bir rahatsızlığı olmayan kişilerin travmaya karşı reaksiyonu olabilir ilk bir ay kadar. Bazı kişilerde bu belirtiler daha uzun sürebilir. Yani travma sonrası stres bozukluğu dediğimiz tablo gelişebilir. O zaman da psikiyatrik olarak onlara destek olmaya çalışırız. Deprem öncesinde zaten takip edilmekte olan hastalarımız vardı. Bu hastalarımızın belirtilerinde kitlesel travma nedeniyle artma söz konusu olabilir. Onun için psikiyatri hizmetlerine önümüzdeki dönemde daha çok ihtiyaç olacak. O kişilerin de takiplerini daha yakından sürdürmeleri uygun olur. Çünkü bizim hastalıklarımız genellikle yatışma ve alevlenme dönemleriyle gidiyor. Kitlesel travma olduğunda alevlense söz konusu olabilir. Onların da yakın takibi gerekir. İşlevsellikleri bozulduysa, uykuda ciddi zorluk varsa, iştah sorunları varsa, tıbbi problem vardır. Mesela tansiyon yüksekliği gibi durumlar, dikkati sürdürmekte zorlanıyorsa ve anlık unutkanlıklar gibi belirtiler varsa o zaman müracaatlarını hızlandırmalarını öneririz.”

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.