ROL MODEL OLDUK

Konular birikiyor.

Gündeme dair öncelik sırasını yapamaz olduk.

Öyle ki; Konya Teknik Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Babür Özçelik hocayı ziyaret ettik. Aldığımız notlar var. Tarım şurası yapıldı çiftçinin beklentileri var. Pankobirliğin Mali Genel Kurulu yapıldı. Başkan Konuk’un ülke tarımını ve tarıma dayalı kalkınmayı öngören açıklamaları var. Eski rektörlük binası ne olacak. Fısıltı halindeki projeler var. AK Parti il ve ilçe teşkilatlarında kongre sürecine giriyor. Değişecekler ve kalacakların kulisi var.

Hepsi birikti. Ama bugün öncelik sırası İslamın sancaktarlığını yapan milletimizin içinde mütedeyyin görünen insanların yaşam tarzındaki azgın uygulamalar var. Derdi olanları düşündüren bu azgınlığı bir kardeşim dile getirmiş. Bende paylaşıyorum.

Çünkü bu dert bizi yoruyor.

Geleceğe soğuk baktırıyor.

İşte esas meselemiz.

Esrar, eroin, alkol ve madde bağımlısı Müslümanları AMATEM’e götürüp tedavi ettirdik diyelim. Bizim mala, makama, mevkiye, koltuğa, lüks ve gösterişe, dünyaya yani maddenin bizzat kendisine bağlanmış Müslümanları kim tedavi edecek?

Marka başörtüleri, siyah gözlükleri, yüksek topukları ve lüks jipleriyle gecelere akan, bir konser biletine milyarlar saçan, hiçbir tesettür defilesini kaçırmayan, pahalı telefonlarıyla tik tok videosu çeken, tüm özel hayatlarını Instagram’a açan, kınadığımız ne varsa başına İslami ibaresini koyarak yapan, kadının kocasına bir dilim kek, bir bardak çay vermesine bile itiraz ederek feminizmin kurucularını bile hayretler içerisinde bırakan, marka ve lüks bağımlısı tesettürlü  kızlarımızı kim tedavi edecek?

-VİP umreden aşağı kabul etmeyen, Zemzem Towers’dan aşağı konaklamayan, rezidansların ve özel güvenlikli sitelerin dışında yaşayamayan, yurtdışı tatillerini ihmal etmeyen, sadece zenginlerle oturup kalkan ve bu dünyayı küçük bir cennete çevirmeye çalışan konfor ve madde bağımlısı Müslümanları kim tedavi edecek?

Asıl işi bu sorunlara çare üretmek olması gerekirken devlet destekli projeleri kovalamaktan, protokol fotolarına girmek için çırpınmaktan, vekillerle, bürokratlarla yapılan üst düzey ve çok önemli toplantılardan vakit bulamayan, İslami çalışmaların sadece para ve güçle yapılabileceğine iman etmiş, adı sivil kendi resmi bir kısım STK’larımızı kim tedavi edecek?

Peygamberimizin (s.a.s.) açlıktan karnına taş bağladığını anlatırken bile para kazanabilen, İslam’ın ana prensiplerini ve hatta kaderi bile inkâr edebilecek cesarette olmasına rağmen haramlarla, faizle, haksızlıklarla, adaletsizliklerle ilgili gıkını bile çıkaramayan, statükoyu devam ettirmek ve kazanımlarını kaybetmemek adına kendini bile kaybeden bir kısım hocalarımızı kim tedavi edecek?

Ve en kötüsü de bir asgari ücretle on nüfus geçindirmeye çalışan, çocuğunun okul masraflarını bile karşılayamayan, parasızlıktan evlenemeyen, borç batağında inim inim inleyen garip Müslümanların, tüm bu olup bitene, lükse, israfa, gösterişe, umarsızlığa, pervasızlığa bakarak din ve dindarlıkla ilgili yaptıkları sorgulamalarına kim cevap verecek?

Efendimizin (s.a.s.), “Sizden öncekileri mal sevgisi helak etti. Bu sevgi onlara akrabalarıyla ve dostlarıyla ilişkiyi kesmeyi emretti. Kestiler. Cimriliği emretti. Cimrileştiler. Günahı emretti. Girdiler. Zulmü emretti. Yaptılar. En sonunda da helak oldular”

Kız İmam-Hatip'te ki konferansında Müslüman olan bir Alman şöyle demiş, "Kardeşlerim! Dünya adına her şeye sahip olan Batılı kadın bugün ruh doktorunun kapısında para ödeyerek huzur arıyor. Kadını cinsel bir meta olarak gören Batı'ya değil, onu anne olarak yücelten İslam'a uyun.

Sadece bayanlarımız değil, erkeklerimiz de artık kendisine “Ben kimim” diye sormalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi