Sarayönü sıcaktan kavruldu

Sarayönü sıcaktan kavruldu
Sarayönü'nde geçtiğimiz hafta hava sıcaklığının 39 dereceye kadar yükselmesi hayatı olumsuz etkiledi.Bayram'dan itibaren Türkiye genelinde çöl sıcakları etkili olmaya başladı. Hava sıcaklığının 39 dereceyi bulması vatandaşları...

Sarayönü'nde geçtiğimiz hafta hava sıcaklığının 39 dereceye kadar yükselmesi hayatı olumsuz etkiledi.

Bayram'dan itibaren Türkiye genelinde çöl sıcakları etkili olmaya başladı. Hava sıcaklığının 39 dereceyi bulması vatandaşları ağaç altları ve gölgeliklere yöneltirken, Sarayönü-Ankara karayolu aşırı sıcaklar ve nedeniyle eridi. Öğle saatlerinde ilçe sıcaklar nedeniyle hayalet kasabaya dönüşürken, vatandaşlar işleri ya sabah erken saatlerde, yada akşam serinliğinde yaptı.

Sarayönü İlçe Sağlık Müdürü ve Toplum Sağlığı Merkezi Başkanı Dr. Ebubekir Özkardaş, aşırı sıcaklarda alınması gereken önlemlere ilişkin açıklamalarda bulundu.

Aşırı sıcakların çeşitli sağlık problemlerini de beraberinde getirdiğini belirten Özkardaş, aşırı sıcaklarda vücut ısısın dengede kalması için sadece terlemenin yeterli olmayacağını söyledi. Yükselen vücut ısısının beyin ve diğer hayati organlarda hasara yol açabileceğini kaydeden Dr. Özkardaş, "Aşırı sıcaklardan en çok yalnız yaşayan 65 yaş ve üzerindeki yaşlılar, dört yaşından küçük çocuklar, bakıma ihtiyacı olanlar, hamileler, açık alanda çalışanlar, aşırı kilolular, kronik hastalığı olanlar, sürekli ilaç kullananlar etkilenir" dedi.

Özkardaş konuşmasının devamında şunları söyledi: "Günün en sıcak saatlerinde (10.00-16.00) mecbur kalınmadıkça dışarı çıkılmamalıdır. Dışarıda çalışması gerekenler mümkün oldukça güneş altında korunmasız kalmamaya, aşırı hareketlerden kaçınmaya, sık sık tuz içeren sulu gıdalar almaya dikkat etmelidirler. Dışarıda bulunulduğunda açık renkli, hafif, bol ve sıkı dokunmuş kumaşlardan yapılan giysiler tercih edilmeli; geniş kenarlı ve hava delikleri olan şapka giyilmeli ve güneşin zararlı ışınlarından koruyan güneş gözlüğü kullanılmalıdır. Vücut ısısının yükselmemesi için sık sık duş alınmalı; bunun mümkün olmadığı durumlarda ayaklar, eller, yüz ve ense soğuk suyla ıslatılmalı veya silinmelidir."

Su tüketiminin önemine vurgu yapan Dr. Özkardaş, "Susuzluk hissi olmasa bile her gün en az 2-2,5 litre (12-14 su bardağı) sıvı tüketilmelidir. Yemekleri pişirirken kızartma ve kavurma yerine haşlama, ızgara, kendi suyunda veya az suda pişirme gibi sağlıklı pişirme yöntemleri uygulanmalıdır. Vücut direncini artırmak ve vücudun yeterli miktarda vitamin ve mineral almasını sağlamak için bol miktarda sebze ve meyve tüketilmelidir" şeklinde konuştu.