"Sarayönü’nün geleceği OSB’de"

"Sarayönü’nün geleceği OSB’de"
Esnaf köşesinin bu haftaki konuğu Kurşunlulu iş adamlarımızdan Mahmut Keleş. Çocukluk yıllarından gençlik dönemlerine kadar kepçe operatörlüğü yapıp daha sonra amcasının oğlu Muammer KELEŞ ile vinç kiralama sektörüne...

Esnaf köşesinin bu haftaki konuğu Kurşunlulu iş adamlarımızdan Mahmut Keleş. Çocukluk yıllarından gençlik dönemlerine kadar kepçe operatörlüğü yapıp daha sonra amcasının oğlu Muammer KELEŞ ile vinç kiralama sektörüne giren Mahmut Keleş, bir süre sonra sektörün imalat safhasına geçmiş. 2007 yılından bu yana vinç imalatı yapıp yurt dışına da ihraç eden Mahmut Keleş, amcasının oğlu Muammer Keleş ile birlikte attığı doğru adımlar sayesinde Türkiye’nin önde gelen imalatçısı haline gelmiş olup 2017 yılında da Tren taşımacılığı olan Raytaş Demiryolu Taşımacılığı A.Ş. firmasını kurmuştur. İki dönemdir de Sarayönü Belediye Meclis Üyeliği yapan Mahmut Keleş, ilçenin ancak organize sanayi bölgesi ile kurtulabileceğini ifade ediyor. İşte Mahmut Keleş’in yaşamı, görüş ve düşünceleri:

Okulu bırakıp meslek edindim

1974 Kurşunlu doğumluyum. Kurşunlu ilkokulunda okuduktan sonra Ladik Halıcı Ortaokulu’na gittim. Bir yıl devam edip bıraktım. Okulu bıraktıktan sonra bir şantiyede kepçe operatörünün yanında çalışmaya başladım. Eskiden kepçeler çok değerliydi. Öyle şimdiki gibi hemen vermezlerdi. Önce iyice yetişirdi operatör. Ben kepçede yağlama yaparak öğrenmeye başladım işi. Çekirdekten yetiştim yani. Şimdi bir kepçeyi profesyonel şekilde kullanabilirim. Eskiden operatörler çok değerliydi.

Beyşehir Üzümlü’de de çalıştım

Beyşehir’in Üzümlü kasabasında amcaoğlum çalışıyordu. O askere gideceği için yerine beni çağırdı. Üzümlü’de hem başkanın makam şoförlüğünü yaptım hem de kepçe operatörlüğü. Askere gidinceye kadar orada çalıştım. Askerliğimi Isparta, Kayseri ve Şırnak’ta yaptım.

Kurtarma ve kiralama şirketi kurduk

Askerden döndükten sonra operatörlük mesleğine devam ettim. Konya’da kum ocaklarında, taş ocaklarında çalıştım. 2002 yılına kadar operatörlüğe devam ettim. Bu arada 2000 yılında kendi işyerimizi kurduk. Keleş kurtarma hizmetleri diye vinç kiralama şirketi kurduk. Benim amcaoğlu Muammer Keleş de operatördü. Kepçe mi, vinç mi yapalım diye düşünürken vinç işi yapmaya karar verdik. Fabrikasına gidip bir tane ortak vinç yaptırdık. O vinci kiralamaya başladık. Talep arttıkça vinç sayımızda arttı.

Büyümemiz imalatı tetikledi

2007 yılında biz bu vinci kendimiz yapamaz mıyız diye düşündük. Ben küçüklüğümden beri böyle şeylere meraklıydım zaten. İmalata karar verdik. Çevremiz de bize destek oldu ve ilk vincimizi yaptık. Bir süre kullandıktan sonra onu Kütahya’ya sattık. Biz işlerimizi takip etmeyi severiz. İlk yaptığımız vinç, Kütahya’da halen çalışıyor. 10 bin metrekare kapalı üretim alanında vinç üretimi ve ARGE çalışmalarımızı yürütmekteyiz. 15 bin metrekare de kiralamada kullandığımız açık alanımızda müşterilerimize Türkiye genelinde hizmet vermekteyiz Beş yıldan bu yana ihracatta yapıyoruz. Ürettiğimiz vinçler Romanya, Almanya, Afrika ülkeleri ve Ortadoğu gibi birçok ülkeye gidiyor.

Dünyanın en büyük araç üstü vincini yaptık

Fabrikamızda yarı otomasyon sistemi ile çalışıyoruz. Tam otomasyonla vinç yapmak çok mümkün değil. Otomobil gibi bir bantta binlerce üretemiyorsun. İhtiyaçlara göre ürünler de farklılaşıyor. Bizim 20 çeşit ürünümüz var mesela. Firmamızda Arge çalışmalarına çok önem veriyoruz. 2012 yılında araç üzeri dünyanın en büyük vincini biz yaptık. TÜBİTAK tarafından da tescil edildi. Bu makineyi ülke içince ve dışında birçok yere satışını yaptık. Yine Türkiye’de hızlı tren ve metro için bakım aracı olan ve rayda yürüyüş sistemli katenar aracını ilk biz yaptık. Hızlı Tren hattında çalışan firmaların çoğunluğunda bizim ürettiğimiz araçlar hizmet etmektedir. Ayrıca TÜBİTAK destekli arge çalışmamız olan paletli vinç ve 60 tonluk forklift üretimini yaptık.

Krizden çok kötü etkilendik

Kriz öncesinde ayda 11 vinç yapıyorduk. Kriz bizim sektörü tamamen durdurdu. 170 çalışanımız vardı. İşler durunca bir bölümünü tazminatlarını vererek çıkarmak zorunda kaldık. 110-120 kadar çalışanımız kaldı. İşler açılırsa tekrar bir 60 kişi alacağız işe. Aynı zamanda Raytaş diye bir firmamız var. Mersin limanına tren ile yük taşıyoruz. Müşterilerimizden teslim aldığımız konteynırları sahamızda biriktiriyoruz ve günde bir tren gönderiyoruz. Konya’nın %90 ihracat mallarını biz taşıyoruz.

Ülkemizde kurumsallık sağlanamıyor

Türkiye’de en büyük sıkıntı şirketlerde kurumsallığın sağlanamaması. Aile şirketleri parçalanmaya çok açık. Konya’ya bakıyoruz bir tane bile kurumsal şirket yok. Avrupa bunu aşmış. Ülkemizdeki şirketlerin parçalanmasının en büyük nedenlerinden biri aile şirketi olmasıdır.  Ben gezmeyi, yeni yerler görüp, yeni şeyler öğrenmeyi çok severim. Avrupa’da birçok şirketi inceleme fırsatım oldu. Onlar kurumsallığı sağlayabildiği için çok fazla sıkıntı yaşamıyorlar.

Siyaset beni bırakmadı

Ben çocukluğumdan beri babamın da yıllarca muhtarlık yapmasından dolayı siyasetin içindeyim. Belediyede çalışırken de siyasetin içinde oldum. Belediye binası, sağlık ocağı ve daha birçok şeyde babamın emeği var. Her bir tuğlada adı var. Bu yüzden Babam Kurşunlu’nun belediye seçimlerinde seçimi kaybedince siyasetten soğudum. 2014’te Konyalı bir arkadaşımın ısrarı üzerine tekrar siyasete girdik. Saadet Partisi’nden encümen adayı oldum. Seçilip bir dönem encümen üyeliği yaptım. İkinci dönemde ise Ak Parti’den encümen adayı oldum. Yine seçilerek Sarayönü Belediyesi’nde encümen üyeliğimin ikinci dönemine başladım.

OSB hemen faaliyete geçmeli

Sarayönü çok güzel bir ilçe. Çok avantajlı bir konumu var. Burayı kalkındırmak bizim elimizde. Çumra da bizim gibi Konya’ya yakın bir ilçe. Oranın toprağının daha güzel olması ve Recep Konuk’un Çumralı olması Çumra’yı parlattı. Bizimde el ele verim Sarayönü’nü kalkındırmamız lazım. Sarayönü’nün geleceği organize sanayi bölgesinde. Organize sanayi bölgesinin bir an önce faaliyete geçirilmesi gerekiyor. Burada sanayi olsa, istihdam olsa kimse buradan gitmez. Konya’da işsizlik oranı çok düşük. Bundan sonra yatırımların ilçelere yönelmesi lazım. İçlere yatırım teşvikleri verilmeli. Sanayi kuruluşları ilçeler dağıtılmalı. Sarayönü Organize Sanayi Bölgesi faaliyete geçtiği gün buranın ekonomisi de güçlenir nüfusu da artar.