Sarayönü'nün neşeli adamı

Sarayönü'nün neşeli adamı
Esnaf köşemizin bu haftaki misafiri ilçemizin renkli simalarından Muhtar İse olarak bilinen İsa Öztürk. Yaptığı birçok işin yanı sıra muhtar olduktan sonra çay ocağı işletmeye başlayan İsa Öztürk, neşeli ve insanlarla...

Esnaf köşemizin bu haftaki misafiri ilçemizin renkli simalarından Muhtar İse olarak bilinen İsa Öztürk. Yaptığı birçok işin yanı sıra muhtar olduktan sonra çay ocağı işletmeye başlayan İsa Öztürk, neşeli ve insanlarla barışık bir isim. İlçenin en büyük sıkıntısının işsizlik ve istihdam olduğunu belirten Öztürk, esnafların bir hayli zor günler geçirdiğini dile getirdi. Muhtarlığın gönül işi olduğunu, 2016 yılında maaş, sigorta düzenlemesi olduktan sonra rağbetin arttığını anlatan Öztürk, dört dönemdir parasına puluna bakmadan muhtarlık görevini aşkla yaptığını söyledi. Öztürk'ün hayatı, görüşleri ve düşünceleri sizlerle:

Hayata at arabasıyla atıldım

1975 Sarayönü doğumluyum. İlkokulu Devrim İlkokulu'nda, ortaokulu Sarayönü Ortaokulu'nda okudum. Sonra liseye gitmedim. Ortaokulu bitirdikten sonra 1983'te at arabacılığa başladım. Ev kalabalıktı. 9 kardeştik. Babam belediyede çalışırdı. Tek maaşla ev zor geçindiriyordu. O dönemde de Sarayönü'nde at arabacılığı çok revaçtaydı. O zamanın taksisi at arabasıydı. İlçede 100 tane at arabası vardı. Revaçta olunca ben de at arabacılık mesleğini tercih ettim. Dönem dönem ara versem de yaklaşık 15 sene falan at arabacılık yaptım. 1997'de askerden geldiğimde belediyeye adam alıyorlardı. Solcusun diye beni almadılar. Bize iş mi yok dedik bulduğumuz her işte çalıştık. 2004'te muhtarlık seçimlerine soyunduk. Yapılan seçimlerde muhtar olunca at arabacılığı bıraktım. Mahallenin halkı bize çabuk bulunsun diye esnaf dükkanı açarak çay ocağı işletmeye başladım. İlk olarak Hükümet Konağı'nın yanındaki belediye iş yerlerinde 2006'da dükkanımı açmıştım.

Güney'den Allah razı olsun

Yedi sene çay ocağı işlettikten sonra Mehmet Güney başkan olduktan sonra 2009 yılında dükkanları boşaltın, yıkacağız diye tebligat gönderdi. Tebligata uyduk dükkanları boşalttık. Cebimde beş kuruş para yoktu. Ortada kaldık ama Mehmet Güney beni bu şekilde mal sahibi yaptı. Otogarın orda 3 yıl çaycılık yaptım. Aylık bin lira da kira verdim. Sonra buraya 12 dükkan, 20 daire yapılınca bu kirayı ödeyen bu dükkanı da alır dedim 98 bin liraya aldım. Banka kredisiyle 140 bin liraya geldi. Bu şekilde dükkan sahibi olduk. Emeği geçen Mehmet Güney'e teşekkür ediyorum. Allah uzun ömür versin.

Yapmadığım iş kalmadı

Çaycılık ve at arabacılık dışında da bir çok iş yaptım. Hamallık, doğalgaz, fırıncılık, yaptığım işlerden bazıları. Eskiden Sarayönü'nde çok arpa, buğday, kömür, indirip bindirdim. 1993 yılında burada iş olmayınca İzmir'e gittim Rahmetli Kahveci Hamdi İzmir'de fırıncılık yapıyordu onun yanına gittim. Bir yılda İzmir'de çalıştım oradan döndükten sonra Kahveci Hamdi, Mustafa Kaptan ve Talat Kestek ile birlikte Hasan Kaya'nın fırını çalıştırdık. 2000 yılında lise mezunlarını polis olarak aldılar. Buradan 40-50 kişi girdi. Ben ise ortaokul mezunu olduğum için giremedim. Benim kafa orada tak etti. Ben de liseyi bitirmeye karar verdim. 2009 yılında açık liseye kayıt yaptırdım. Şimdi ikinci sınıftayım. Çoktan bitirdim ama sınavları aksatıyorum. 2003 yılında İstanbul'a gittim. İstanbul'da işçinin değeri fazla olduğu için çalışmak için İstanbul'u tercih ettim. Benim enişteler İstanbul'da Doğalgaz iş yapıyordu. Onların yanında çalıştım. Bir yıl da doğalgazcılık yaptım.

Muhtarlar CHP'ye dua etsin

Ben ilk muhtar seçildiğimde maaş, sigorta falan yoktu. Belediyenin altından Mustafa Anlayışlı, Talat Kestek ile bir yer tutuk 5 yıl orayı bekledik. Aldığımız parayı da çay parası yaptık. 2016 yılından sonra biz para görmeye başladık. Öncesinde bu iş amme hizmetiydi. Paralı olunca son zamanlarda rağbet arttı. Şimdi herkes muhtar olmak istiyor. Bu şartlarda kim istemez. Ama bu maaşı, sigortayı bize CHP verdirdi. Muhtarlara asgari ücret, sigorta dediler, bunu canlandırdılar. Ak Parti'de vermek zorunda kaldı. Muhtarlar CHP'ye dua etsin.

Muhtarlık gönül işi

Muhtarlık hizmet işi, gönül işi. Kutsal bir görevimiz var. 24 saat görevimizin başındayız. Evime vakit ayıramıyorum mahallemin insanıyla ilgileniyorum. Kimin derdi varsa onunla dertleniyoruz. Düğünü olanla gülüp, cenazesi olanla ağlıyoruz. Bizim tatilimiz, gecemiz, gündüzümüz yok. Benim hayattan da tek bir beklentim var. Çocuklarımla sağlıklı ve sıhhat içinde yaşasam yeter bana. Çocuklarıma güzel bir gelecek hazırlayabilirsem yeter. Parada istemem, işte istemem.

Ben neşeli bir adamım

Ben hayatımda bugüne kadar temizliğe çok dikkat ettim. Neşeli, güler yüzlü bir adamım. Kimsenin arkasından değil, yüzüne konuşurum. Şakayı götüren bir adamım. Nuraylığı sevmem. Nuray adamlardan gıcık kaparım. Sabah yedide dükkanı mı açar, akşam yedide kapatıp evime giderim. Hiçbir kötü alışkanlığım yok. Hiçbir şeye kızmam. Zaten burada kızarsan adamı yerler. Yoksa bizi 4 dönem muhtar yaparlar mıydı? Yalana hiç taviz vermeyen, her zaman doğrudan dürüstlükten yana oldum. Yalan söylemem. Söyleyeni de hiç sevmem. Müşterilerimle çok iyi geçinirim. Baba, oğul, kardeş gibiyiz. Müşterinin iyisi kötüsü olmaz. Hepsi benim nazarımda eşittir. Parası olsun veya olmasın. Çayını içiririm, cebinde parası yoksa, muhtaçsa, bir de harçlık verir gönderirim.

Birlik olsunlar

Biz sanayi yatırımı, üniversiteye yeni bölümler istiyoruz. Yol, kaldırım, işini bir bırakalım artık. Ekmek kapısı açılması lazım memlekete. Ekmeği getirdiğimiz zaman herkes kendi kaldırımını yolunu yapan zaten. Siyasilerimiz memlekete neyin faydası olacaksa ona uğraşsın. Birlik beraberlik olsunlar, bir araya gelsinler. Akçı, karacı kavgasını da bir bıraksınlar. Mesela Konya Şeker'in taşınacağı duyumları var. Böyle bir şey varsa getirsinler Sarayönü'ne. Konya'ya çok yakın, sanayileşmeye müsait, Konya'nın bir mahallesi gibiyiz. Sarayönü'ne çakılacak bir çivi söz konusuysa siyasilerimiz birbirine köstek olmasın. İnsanlar artık birbirinin arkasından atıp tutmasın. Gelecek neslimize bir şeyler bırakalım. Kör talihimizi yenelim artık. Son olarak eski adıyla tüm Tolobasının büyüklerinin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim. Hepsine tek tek teşekkür ederim.