ŞENLİKLER

Anadolu da “Son söyleyeceğini önden söyler” diye bir söz vardır.

Yıl sonu şenlikleri ya da bahar şenlikleri adıyla yapılan eğlence amaçlı programlar maalesef gençlerimizin çok açık kıyafet gösterme yarışına döndü.

Kim ne derse desin…

Bunu lafı eğip bükmeden önden söyleyeyim.

Şenlikler bizim kültürümüzde vardır.

Eğlenceler bizim örfümüzde adetimizde vardır.

Baharın gelişi ile Hıdrellez, Düğünler ve Kına geceleri, Asker uğurlamaları, Resmi Bayramlarımız, Üç ayların başlangıcındaki Şivlilik gibi eğlence ve şenliklerimizin yapıldığı günler ve geceler vardır.

Bu şenliklerde gençler oyunları ile yaşlılar da onları seyrederek doya doya eğlenirler.

Ama herkesin üzerinde de, en güzel kıyafetleri vardır.

Bu kıyafetler bizim örfümüze adetimize gelenek ve göreneklerimize uygun kıyafetlerdir.

Vücudumuzu teşhir eden açıklık yarışı yapan kıyafetler değildir.

Maalesef özel odamızdaki kıyafetlerle, sokak kıyafetimizi karıştırır olduk.

Edep- terbiye vurgusu yapmıyorum.

Kimseyi de ön yargılı suçlamıyorum.

Çünkü biziz.

İnsanımızın duygularına tercüman olmaya çalışıyorum

Kendimize, daha dikkatli olabilirmiyiz diye içimizden geleni söylüyorum.

Bu konuyla ilgili çok kıymetli hocam Prof.Dr. Önder Kutlu’nun gönderisinden bir bölümü paylaşmak istedim.

Önder hocamın gönderisi….

Tartışmaya en fazla müsait olanlar, halka açık biçimde düzenlenen konserlerdir.

Olayın ahlaki yönünü bir yana, toplumun temel dinamiklerine ve değerlerine apaçık aykırı uygulama ve faaliyetlerin kamu kaynaklarıyla finanse edilmesi makul bir durum değil.

Üniversitelerde yılsonu etkinlikleri kapsamında düzenlenen Bahar Şenlikleri yine bu kategoride değerlendirilmelidir.

Kültürel faaliyetler toplumda en fazla tartışmaya açık alan olarak ortaya çıkıyor.

Birileri heykellere, balolara ve operalara ‘kültür’ derken, toplumun büyük bir kısmı daha çok geleneksel değer ve uygulamaları ön plana çıkaran tercih ortaya koyuyor.

Kültür konusu son iki asra damgasını vuran bir tartışma alanı. Tanzimat’ta gündeme gelen ayrışma halen varlığını devam ettiriyor.

Toplumda ortaya çıkan yozlaşma, yabancılaşma ve bozulma ilk önce kültürde kendini gösteriyor. Toplumsal değerleri tersyüz ederek türlü ahlaksızlıkları alenen işleyenler türedi son zamanlarda.

Kültür, bir toplumun zaman içinde üretmiş olduğu maddi ve manevi değerler, semboller ve kavramlardır.

Toplumun tamamının uzunca bir süre içinde ürettiği değer kapsamında ele alınan kültür kavramı içine marjinal grupların gösterileri, ne olduğu belli olmayan kesimlerin tercihleri ve toplumu rencide eden değerlendirmelerin girmediği aşikardır.

Kamusal kaynak kullanılarak düzenlenen, örf, adet ve değerlerimize uygun olmayan etkinlikleri tasvip etmemiz mümkün değil.

Toplumu yozlaştırmaya çalışanların hedeflerine ulaşmamaları için bizler elimizden geleni, geri bırakmamamız gerekmektedir.

Bunun en uygun yolu güzel örneklerin yaygınlaştırılmasıdır…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi