SIVI GÜBRE KULLANIMIN MANTIĞI

Geçen hafta işimize yarayacak haliyle gübre hesaplarından konuşmuştuk. Bu iki hafta içinde de sıvı gübrelerin de hem mantığını hem hesaplamasını anlatmak istedim.

Bu hafta mantığı ve nedenlerinden konuşarak başlayalım. Çok basit görünse de ayrıntılarında ürün ve para kaybettiğimiz bir konu çünkü.

Temel soru neden sıvı gübre kullanıyoruz olduğunda ise birkaç maddeye indirebiliriz. Temelde taban gübresini kullanmak gerekse de üst gübrelemelerinde destekleyiciliği, hızlı ve direkt alınımı sıvı gübreleri cazip hale getirmiştir.

Doğaldır ki ilk sebebimiz topraktaki besin elementlerinin eksikliğidir. Bunu neden taban gübresiyle halletmiyoruzun cevabı hem bir sonraki açıklamada  hem de alınımının daha hızlı olması, direkt etkilemesidir. İkinci cevabı ise topraktaki bazı besin elementlerinin kitaplarda antogonizma olarak geçen birbiriyle rekabet ve bunun sonucunda ortam kimyası ya da bazı besinlerin birbirini alınamaz hale getirmesidir. Bunda toprak yapısındaki kil gibi farklı yapılarında etkisi vardır. Buna fiksasyon denilmektedir. Besinlerin toprakta fiske edilmesi yani tutulması da etkilidir.

Toprakla ilgili bir neden ise; pulluk tabanının nem düzeyi düşük olduğu durumlardır. Kurak ve yarı kurak bölgelerde toprağın kurumaya yatkın olması halinde besinler kolay çözülüp kolay alınamadığı durumlardır.

Diğer nedenleri hızlıca saymak gerekirse; Besin eksikliğine bağlı nekroz denilen lekeler, eksikler ya da yanmaları hızlı bir şekilde onarabilmektir.

Önemli nedenlerden biri ise kök sistemindi sorunların olmasıdır. Ya toprağın çok killi olması ya da bitki kök siteminde hastalık tarzı olumsuzluklar nedeniyle köklerin zayıf çalışmasıdır.

Kar amaçlı kullanımı ise üründe kaliteyi arttırmak ve dengeli beslemektir. Bu iki amaç da ürünün görüntü tat ve kokusu yanında dayanıklılığını da arttıracağından satış süresinde geç bozulmasında da etkili olacaktır.

Söylenebilecek son sebeplerden biri de özellikle meyve ağaçlarıyla ilgilidir. Kalsiyum özellikle meyve ağaçlarında hareketsiz denebilecek kadar yavaş ilerler. Köklerden meyveye ulaşması anlamında. Kalsiyumu ağaçlarda yapraktan vermek daha hızlı ve etkili bir çözümdür.

Olumsuzluklarına gelirsek. Gerek dozaj gerekse zamanlama olarak yanlış uygulama hatalarının dışında turunçgiller gibi bazı bitkilerde yapraktan besin alım hızları düşük olduğu için gübre kayıpları olabilmektedir. Özellikle süs bitkileri yetiştiriciliğinde,  yaprakları su itici yapıda olan bitkilerde  ve yağışlı bölgelerde sıvı gübre kayıpları çok olmaktadır.

Kalsiyum floem denilen bitki taşıyıcı damarlarında çok yavaş hareket etmesi etkisini uzatabilir. Bu nedenle ağaçlar için yapraktan kalsiyum verilmesinde hem gübre tankımız hem atım şeklimiz ve yoğunluğu  homojen yani her yerde eşit olmalıdır.

En bilinen ve en önemli konulardan birisi gün içi atım zamanıdır. Güneşin etkisinin olmadığı  sabah ya da akşam saatlerinde atılmalıdır. Çünkü güneş suyu buharlaştırabilir ve bu nedenle etkisi olmayabilir. diğer yandan yapraktaki su güneş altında mercek etkisi yaparak yapraklarda yanmalar bırakabilir. Aynı zamanda sıcak hava bu nedenler dışında bitkinin içindeki nem dengesini korumak için savunmaya geçtiği ve dışarıdan alımı daha kısıtlı yaptığı zamanlardır.

Atımda en etkin fiziksel konu yaprağın yüzey gerilimidir. Bununla baş edebimek için damlacıkların çapı olabildiğince küçültülmelidir. Yerden atımlarda damlacık çapı ürüne göre 30-80 mikron(0,3-0,8 milim), uçakla havadan yapılan imkânlarda ise 70-100 mikron (0,7-1,0) milim olmalıdır.

Yüzey gerilimini artıran yani yaprakta iticilik yapan nedenlerden biri de attığımız çözeltinin Ph değeridir. Yani asitliği. Bunun için ideal Ph değeri ise 5-5, 5 olmalıdır.

Kabaca yaprak gübrelemesine değindikten sonra hafta ya da bu konunun matematik hesaplarıyla ilgili bilgiler paylaşalım bu köşeden.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Saim AÇIL Arşivi