SU

Tabiatın olmazsa olmazı nedir diye sorsalar hepimiz kuşkusuz ilk önce “SU” diye cevap veririz.

Hayat nedir deseler ‘toprak ve su’ deriz.

Susuz hayat olur mu?

Kim olur diyebilir.

Susuz toprak kuruyan çınar gibi.

Ama bu yüzyılda karşılaştığımız en büyük sorunlardan birisinin ‘su’ olduğu artık iyice ayyuka çıktı.

Yıllardır, “Suyu tasarruflu kullanalım” diye çağrı yapılırdı.

Gonyalı tabiriyle ‘bir kulaktan girer. Diğer kulaktan çıkardı’.

Çünkü sorun yaşamıyorduk.

Doğal göllerimiz kurumuyordu.

Suları tutalım diye milyarlarca liralık yatırım yaptığımız göletler su biriktiriyordu.

Yağmur sularını da engellediği için bu göletler yüzünden bağlara bahçelere su gelmese de yine de su sorunu gündemimizde yoktu.

Çoğumuz göletlerden, balık tutma sevdasına kapılmıştık.

Sazlıklar kuruyor, meralar yeşermiyordu.

Çünkü kar yağışı azalmış, yağmur suları da zamansız gelmeye başlamıştı.

Şimdi dünyayı saran en önemli krizlerden birinin iklim değişikliği olduğunu aklı eren herkes vurguluyor.

Çünkü su krizi kapıya dayandı.

İklim göçlerinin olacağı bir dünya ile karşı karşıya kalınacağını söylemek abartı olmaz.

Kahinlik hiç olmaz.

Son 50 yıldır sel, fırtına, kuraklık gibi doğal afetlerin sayısı en az 5 kat arttı.

Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğünce ilk kez 1. SU ŞURASI düzenlendi.

Şurada komisyon üyesi olarak Selçuk Üniversitesini temsilen Prof.Dr. Mehmet Zengin katıldı.

Mehmet hocamızdan Şura sonunda açıklanan bilgileri bende sizinle paylaşmak istedim.

Çünkü konu Su.

İşte o başlıklar.

İklim değişikliği su döngüsünde ciddi değişikliklere neden oldu

Sanayi devriminden günümüze kadarki süreçte en sıcak günleri yaşıyoruz.

Son 50 yılda sel, kuraklık, fırtına gibi felaketler 5 kat arttı.

Daha önce her 10 yılda bir yaşanan kuraklıkların bundan sonra her 5-6 yılda bir yaşanacağını

2050 yılına kadar tarımsal verimde %10-25 arasında düşüşlerin yaşanacağı,

Su stresi çeken bir ülkeyiz

Ülkemizin teknik ve ekonomik olarak yılda 112 milyar m3 kullanılabilir suyunun bulunduğu

Türkiye'nin dünya ortalamasının altında, 574 mm'lik bir ortalama yağışa sahip olduğu

Ülkemizde kişi başına düsen su miktarının yıllık ortalama olarak 2020 yılında 1.340 m3 iken %17 bir azalışla bunun 2040 yılında 1.116 m3'e düşeceği.

Bunun yanında ilgili bakanlıklarda yapılan çalışmalardan da bazıları şöyle paylaşıldı.

Suyu kaynağında korumak için şehirlerde sürdürülebilir su verimliliği hedeflendiği,

Belediyelerdeki kayıp-kaçak oranlarının %35'in üstünde, şebekelerdeki su kaybı zararının ise 1.9 milyar TL olduğu,

Belediyelerdeki su kayıplarını 2023 yılına kadar %30'a, 2028 yılında ise %28'in altına düşürüleceği.

Kısaca bizim yapacağımız en etkili çalışma şimdilik tasarruf.

Hatta her zaman tasarruf.

Her halde kuruyan göller ve oluşan obruklar bize bir ders vermiştir

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi