
Mehmet BOZKURT
SULTAN II. ABDÜLHAMİD HAN DÖNEMİ (1)
Sultan II. Abdülhamid Han 1876'da padişah olduğu zaman, hatıratından öğrendiğimize göre 300 milyon liraya yaklaşan bir dış borç ile devraldığı imparatorluğun iç sorunlarıyla birlik- te mali sıkıntılarını da hafifletmek için elinden geleni yapmaya çalışmış, bu arada da demiryollarının özellikle, ekonomik ve siyasi önemini çok iyi kavramış ve demiryollarını Osmanlı topraklarında çok çabuk şekilde yaygmlaştırabilmek için, yabancı devletlere bazerrbilinçli olarak zaaf göstermiş, bazen çeşitli imtiyazlar ile demiryolu yapımini teşvik etmiştir.
Sultanın 33 yıllık padişahlık dönemi, Osmanlı devleti üzerindeki ekonomik ve siyasi oyunların su üstüne çıktığı bir dönem olmuş, bu entrikalarda da, özellikle zengin petrol, maden ve hammadde kaynakları ile bunların nakledilme olayında çağının en modern vasıtası olan Demiryolu en büyük etken olmuştur.
Osmanlı ülkesi üzerindeki gizli emellerine erişebilmek için batılı ülkelerden, özellikle İngiltere, Almanya, Fransa ile birlikte Rusya'nın da sıcak denizlere ulaşma istekleri birleşince ülke için tehlike çanları çalarken bu ortamı Osmanlının en iyi faydalanabileceği bir olay haline getirme çabaları Abdülhamid Han'ı bir kez daha burada rahmetle anmamıza vesiledir. O, batılı ülkelerin Osmanlıyı yıkmakta birleştiklerini fakat mirasını paylaşmak konusunda anlaşamadıklarını çok çabuk kavramış ve bu oyun içinde Osmanlıyı bir bütün olarak yaşatmayı kendine şiar edinmiş ve bunun için de toplumun eksiklerini gidermek çabasını, eğitim ve yatırım harcamalarına ayırdığı mali kaynağın yüksekliğinden anlıyoruz.
Onun döneminde Demiryolları ile ilgili takip ettiği Politikasını ve neticelerini hatıratındaki kendi ifadeleriyle okuyalım. "Anadolu Demiryolu; mürteci olduğumu, inkılâplara düşman olup, memlekete sokmak istemediğimi söyleyenlere bunun aksini ispat eden en iyi delildir.
"Rus harbi sarsıntısından bir dereceye kadar kurtulduktan sonra, bütün kuvvetimle Anadolu Demiryolu' nün inşaatına hız verdim. Bu yolun gayesi Mezopotamya ve Bağdat'ı, Anadolu'ya bağlamak, İran körfezine kadar ulaşmaktır. Alman yardımı sayesinde, eser muvaffakiyetle tamamlanmıştır. Yolun kat ettiği vilayetlerin getirdiği kazanç, seneden seneye artmaktadır. Eskiden tarlalarda çürüyen hububat şimdi iyi sürüm bulmaktadır; madenlerimiz dünya piyasasına arz edilebilmektedir. Meselâ, mabeyincim Ragıp Beyin krom madeni bunlardan biridir. "Anadolu için iyi bir istikbal hazırlanmıştır.
"İmparatorluğumuz dahilindeki demiryollarının inşaatı mevzuunda büyük devletlerin arasındaki rekabet, çok garip ve şüphe davet edicidir. Her ne kadar büyük devletler itiraf etmek istemiyorlarsa da bu demiryollarının ehemmiyeti yalnızca iktisadî değil, aynı zamanda siyasîdir.
Bağdat Demiryolu hususundaki rekabet ise çirkin bir hal almaya başlamıştır. Dört büyük devlet bu işin içindedirler. Sefir beyler ise kabil olan her vasıtayı kullanmak suretiyle, perde arkasında birbirleriyle mücadele etmektedirler.
Bu, seyredilmesi hakikaten çok zevkli manzaradır. İngilizlerle, Fransızlar vakarlarını kaybediyorlar. Gene en iyi hareket eden Almanlar oluyor. İngiliz, Fransız hatta Rus matbuatı, Almanları gözümüze şüpheli göstermek için rahatça yalan yazıyorlar. Bağdat yolu işinde, yüksek rütbeli memurlardan birçoğunun, çok kıymetli hediyeler aldıklarını öğrendim.
Tabiî bunlar kendilerine, güzel gözlerinin hatırı için verilmemiştir! "Bu mevzuda Avusturya-Macaristan'ın çekingen hali garip görünüyor ise de, menfaatlarının Almanya ile müşterek olduğunu unutmamak lazım.
Anadolu demiryolunun, Bağdat'a kadar uzatılması biri için ne kadar ehemmiyetli ise, diğeri için de o kadar ehemmiyetlidir. Yolcuların ve posta eşyasının büyük bir kısmı Avusturya üzerinden nakledilecektir.
Sürecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.