Zeliha BÜYÜKCENGİZ

Zeliha BÜYÜKCENGİZ

TERZİLİK VE SARAYÖNÜLÜ TERZİLERİMİZ – 5

Sarayönü İlçesi’nde “Terzilik ve Terzilerimiz” hususunda İlk kuşak terzilerimizden günümüze değin Terzilik mesleğinin mahiyeti, 1.2.3.4. Kuşak Bay ve Bayan Terzilerimiz, Çıraklar ve Kalfaların aldıkları eğitimler ve Usta terzilerimizin verdikleri eğitimler, çalışma koşulları ve biçimleri, dönemlere göre dikilen giysi türleri, mesleğin en gözde olduğu dönemler, Sarayönü’nde terzilik mesleğinin öğretimine yönelik açılan eğitim kurumları, biçki-dikiş kursları ve daha pek çok konuda hemşerilerimizi aydınlatmak, gelecek kuşakların terzilik mesleğinin önemini idrak etmesi gayesiyle hazırladığımız çalışmamızın sonuncusunu makale olarak bilgilerinize sunuyorum.

Usta terzinin yanında çıraklık eğitimi almaya başlayan terzi çırağı, işin başındayken sıkı bir iş disiplini altında tutulurdu. Çırak ustasının her dediğini yapardı. Usta, henüz dikiş dikmeyi yeni öğrenecek olan çırağına başlangıçta teyel atma, teyel sökme gibi kolay olan işleri yaptırırdı. Çırağın el dikişini hızlı yapmaya alışması için, sağ elinin orta parmağına terziliğe mahsus bir gereç olan ortası delik, parmağın üst kısmını kavrayan metal bir “yüksük” takılırdı. Bu metal yüksüğe Sarayönü’nde  “Engiştene”  denilirdi .

Bu yüksüğün ortasından bir bez parçası geçirilir orta parmak bağlanırdı. Burada amaç iğnenin arka kısmına elin yanaşması içindi. Çırak böylelikle hem ipliği tutar, hem de iğneyi kolay iter, hızlı dikmeye alışırdı.

Bu yüksükle çırağın elinin bağlanmasına “el bağlama ritüeli“denirdi. Usta terzi, kalfasına çırağının elini bağlatıp hızlanmasını sağlar, öğretmeye devam ederdi. Öyle ki hızlı dikmekten dolayı terzilerin elleri görülmezdi.

Mülakatla tüm bu bilgileri öğrendiğimiz Usta terzimiz Behzat Aydemir, 1951 de başladığı çıraklık, kalfalık eğitimini dokuz yıl boyunca sürdürüp 1960 yılı ekim ayında terzi dükkanını açarak profesyonel terzi olmuştur. 40 yıl boyunca yaptığı terzilik mesleğini 2000’li yılların başında profesyonel manada bırakmıştır. Daha sonraki yıllarda rahmetli kardeşi Ali Aydemir’in dükkanında kardeşinin vefatına kadar ara  ara terzilik yapmaya devam etmiştir.

“Terzilikte ütü yapmanın önemi nedir?” diye yönelttiğimiz soruya Behzat Aydemir:

“Terzinin yaptığı kötüdür,

Yüzünü ağartan ütüdür.”

diyerek terzi erbabının  mühim sözü ile cevap vermiş, çok sabır ve emek gerektiren  bir meslek olan terziliğin zorluğuna rağmen tevazunun, meslek ahlakının önemini bizlere hatırlatmış ve vurgulamıştır. Darb-ı mesel olarak söylenen bu söz ütü yapmanın terzilikteki önemini anlatmaktadır. Dikilen giysinin en başlangıcından bitimine kadar her kademesinde ütü yapmak çok önemli olduğu için bu söz darb-ı mesel olarak söylene söylene gelmiştir.

Çünkü biçilen giysi teyellenirken, tela yapılırken, makinede dikişin bitişine kadar hep ütü yapılır. En son olarak giysi ütülenir, düğmesi dikilir, askıya asılır. Artık terzinin diktiği giysi tamamen hazır olmuştur. Ütü en çok ceket dikerken mühimdir, ardından pantolon dikiminde de önemlidir.

Terzi dükkanları aynı zamanda ahalinin buluşma noktası idi. Buralara gelen müşteri, ahbap, dostlar her mevzudan konuşmalar yaparlar, bu konuşmalar Ramazan günlerinde sahur vaktine kadar devam ederdi. Terzilik mesleğinde talebin en çok arttığı dönem, Ramazan’da bayrama kadar olan zamandı. Usta terzi kalfa ve çırağıyla sahura kadar dikiş dikerken, Sarayönülü hemşerilerimiz koyu sohbetlere dalarlardı.

“Hemşerilerimiz bir araya gelince neler konuşurlardı?” şeklindeki sorumuza bilhassa seçim zamanlarında siyaset ağırlıklı konuşmaların bir nevi karargahı konumunda olduklarını, ahalinin teveccühüne maruz kaldıklarını öğrendik.

Terzi dükkanları ilçe yönetiminin  Mülki amirleri, Yerel yöneticileri , Kaymakamlar, Belediye Başkanları, Savcılar, Komiserler, Emniyet Mensupları ve pek çok idareci ile halkın buluşma, görüşme noktası idi.Sarayönülü hemşerilerimiz idarecilerle ,mülki amirlerle buralarda samimi sohbetler yapar, ilçe hakkında bilgi sahibi olunur ,bazı konularda ortak kararlar alınırdı.

“Terzilik mesleğinin iyi yönleri nelerdir?” tarzındaki sorumuza şu cevabı aldık: Usta terzi giysinin dikimini tamamladıktan sonra sahibini güzelce giydirip, çarşıya çıkartıp güzelce yürütüp sergiletince, terzi eserinin beğenilip takdir edilmesinden mutlu olurdu. Ahali dikişini beğendiği terziden övgü ile bahseder, kendisi de diktirirdi. Terzilik mesleğinin iyi yönleri bunlardı.

Takdir göremeyen terziler ise “Marifet iltifata tabidir” deyimine istinaden terziliği bırakıp başka mesleklere geçiş yapmışlardır.

Sarayönü ilçesinde geçmişten günümüze değin terzilik mesleğini  devam ettiren  Ramazan Şen, Veysel Orgun, Yörük Ahmet diye tanınan terzilerimizdir. Halen hemşerilerimize hizmet aşkıyla “60 yıldır” terziliğini devam ettiren “Medar-ı İftihar”ımız, yılların usta terzisi Ramazan Şen, aynı zamanda Sarayönü Spor’da uzun yıllar futbol oynamış, Sarayönü Spor’un kalesini korumuş, bu kulüpte yöneticilik yapmış, Esnaf Odaları’nda aktif görev almış, siyasetle meşgul olmuş, önemli bir siyasi partimizde halkına aktif hizmet etme sorumluluğunu üstlenmiştir. Kendisini hizmetlerinden dolayı tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Zeliha BÜYÜKCENGİZ Arşivi