Tokgöz gündemi değerlendirdi

Tokgöz gündemi değerlendirdi
Saadet Partisi Sarayönü İlçe Başkanımız Ziya Tokgöz gündemi değerlendirdi. Ülke gündeminin çok yoğun olduğunu ifade eden Tokgöz, her gün yeni bir krizle güne başladıklarını söyledi.Batıyla olmaz demiştikABD ile bir vize...

Saadet Partisi Sarayönü İlçe Başkanımız Ziya Tokgöz gündemi değerlendirdi. Ülke gündeminin çok yoğun olduğunu ifade eden Tokgöz, her gün yeni bir krizle güne başladıklarını söyledi.

Batıyla olmaz demiştik

ABD ile bir vize krizini değerlendiren Tokgöz, yaptığı açıklamada, "Bir konsolosluk çalışanının gözaltına alınması ve sorgulanması ile başlayan bu süreç ABD yi rahatsız etmiş ve iki ülke arasında vize krizine yol açmıştır. Bir konsolosluk çalışanının gözaltına alınması sözde dost ve müttefikimiz olan ABD yi niçin bu kadar rahatsız etmiştir. Bunun birçok sebebi olabilir. Bunun arkasında elbette son dönemde İran ile yapılan anlaşma ve yakınlaşmalar olabilir. Bunun arkasında Rusya ile S 400 füzeleri ile için yapılan anlaşmalar olabilir. Türkiye,  İran, Suriye ve Rusya ile birlikte Astana yapılan müzakereler olabilir. Bunlar son dönemde Türkiye adına yapılan önemli çalışmalardır, bunları önemsiyor ve tebrik ediyoruz. Bunlar ABD nin peşine takılmadan 15 yıl önce yapılması gereken çalışmalardı. Yıllar önce Merhum Erbakan hocamız batıyla olmaz dediği zaman, bu arkadaşlarımız batısız olmaz diyorlardı, bugün geldiğimiz nokta batıyla olmayacağıdır. Çünkü Batı hep ikiyüzlü olmuştur." dedi.

Üsler kapatılmalı

Türkiye'nin yaptırımlarda bulunması gerektiğini kaydeden Tokgöz, "Öncelikle ABD başkanı Donald Trump ile yapılan görüşmede THY için sipariş verilen maliyeti 11 milyar doları bulan 40 adet uçak siparişi derhal iptal edilmelidir. ABD ile imzalanmış bütün anlaşmalar gözden geçirilerek askıya alınmalıdır. Bugün Türkiye nin neredeyse her tarafı ABD ve NATO üsleriyle sarılmış durumda. Bu üsler derhal kapatılmalı ve TSK nın emrine verilmeli 15 Temmuz darbesi dahil olmak üzere her darbede adı geçen incirlik üssü acilen kapatılmalı ve ABD Dost ve Müttefik Ülke tanımlaması gözden geçirilmelidir. Ve bunları yaparken asla bunlar bize ambargo uygularsa ne yaparız diye bir endişeye gerek yok Bugün ABD nin ambargo uyguladığı ülkeler Rusya ve İran daha güçlü ve kendi ayaklarının üzerinde durabiliyorlar. Bizlerde ekonomisi dışa bağımlı, tüketen bir ülke değil üreten bir Türkiye diyoruz." Şeklinde konuştu.

AB sevdasından vazgeçilmeli

Türkiye'nin yıllardır AB hayali ile oyalandığını anlatan Zita Tokgöz, "Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ Türkiye'nin AB üyelik süreci ile ilgili olarak, "Biz bu süreci her türlü olumsuzluğa rağmen sürdürmekte kararlıyız. Süreçten Türkiye olarak geri çekilme niyetimiz yok." ifadelerini kullandı. 1960 yılından beri mücadele ediyoruz üye olmak için. 1963 yılından bugüne AB'nin kapısında bekleyen ikinci bir ülke var mı? Yok. Yol yürürken oyun içinde kural üstüne kural değiştirilen ve kendi aleyhine pek çok içtihat oluşturulan ikinci bir ülke de yok. Yıllardır açılan faslı kapayamayan bir ülke pozisyonundayız ama Türkiye buna rağmen de bu süreçten vazgeçmedi. Biz bu zihniyeti anlayamıyoruz. Bizi almamak için ellerinden geleni yapıyorlar, ama biz hala gireceğiz diye tutturuyoruz. Şu Avrupa Birliğine gösterdiğimiz performans, çalışmanın onda birini D 8 için, İslam Birliği için uğraşılmış olsa bugün daha farklı olurdu. Daha saygın bir konumumuz olurdu." İfadelerini kullandı.

BOP tıkır tıkır işliyor

Büyük Ortadoğu Projesinin tıkır tıkır işlediğini söyleyen Tokgöz şöyle konuştu: "Adamlar adeta çayın taşı ile çayın kuşunu vuruyor. Bölgede ciddi bir oyun oynanıyor. İslam ülkeleri böl, parçala, yut anlayışı ile ufak lokmalar haline getirilmeye çalışılıyor. Bu noktada hem biz, hem de diğer ülkeler çok uyanık olmalı birlik ve beraberliğimizi pekiştirmeliyiz. Bizler Saadet Partisi olarak bu uyarılarımızı bir kardeşlik vazifesi olarak yapıyoruz. El ele verirsek uyarılarımız dikkate alınırsa aşamayacağımız bir problem yoktur. Bizler bu gemide hep beraber yaşıyoruz, bu ülke bizim seksen milyon hepimiz kardeşiz bu ülkede birlik ve beraberliğimizi bozacak aramıza kin ve nefret duygusunu artıracak söylem ve eylemlerden mutlaka kaçınmalıyız."