Toprağımızı terk ediyoruz

Toprağımızı terk ediyoruz
Türkiye’deki göç istatistikleri korkutuyor. TÜİK’in hazırladığı verilerde 2016 yılında tam 2 milyon 619 bin 403 kişi, başta maddi sıkıntılar olmak nedeni ile toprağını ve evini bırakıp büyükşehirlere göç ettiAnadolu'da...

Türkiye’deki göç istatistikleri korkutuyor. TÜİK’in hazırladığı verilerde 2016 yılında tam 2 milyon 619 bin 403 kişi, başta maddi sıkıntılar olmak nedeni ile toprağını ve evini bırakıp büyükşehirlere göç etti

Anadolu'da köyler hızla boşalıyor. Ektiği üründen para kazanamayan çiftçiler, toprağını terkediyor. Türkiye İstatistik Kurumu da kamuoyu ile paylaştığı son verileri ile doğruladı. TÜİK’in hazırladığı ‘Göç İstatistikleri’ verileri, ülke içindeki iç göçün ulaştığı korkutucu boyutları ortaya koydu. Kırsaldaki genç nüfus sürekli azalıyor. Genç nüfus şehirlere göçüyor, köyler hızla boşalıyor. Belde ve köylerde yaşayan nüfus, 1935’de yüzde 76,5, 1980’de yüzde 56,1 iken bu rakam 2016'da yüzde 7'lere kadar düştü Araştırmaya göre 2016 yılında tam 2 milyon 619 bin 403 kişi, başta maddi sıkıntılar olmak nedeni ile toprağını ve evini bırakıp büyükşehirlere göç etti. Göçün en çok yaşandığı il ise yine İstanbul oldu.İç göç hareketliliğinin yol haritası da çıkarılan araştırmaya göre Doğu Karadeniz en çok göç veren bölge oldu. Aldığı göç sayısının yanı sıra bölgenin nüfus yoğunluğunun da dikkate alındığı verilere göre Bayburt yüzde 121,5 göç hızı ile en göç veren il oldu.

EN YERLİ ŞEHİR KAHRAMANMARAŞ

TÜİK araştırmasında dikkat çeken bir veri de şehirlerin ‘yerlilik’ oranı oldu. Bir kentte yaşayan ve aynı zamanda da orada doğmuş nüfus oranının kaydedildiği araştırmada Türkiye’nin en yerli şehri yüzde 90 oranı ile Kahramanmaraş olurken, yüzde 29 istatistiği ile de Yalova sonuncu sırada yer aldı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), "Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) 2017 Nüfus Sayımı Sonuçları"na göre 2014 yılında Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 23'ünü oluşturan "kırsal nüfus", 2016 yılında yüzde 7'lere kadar geriledi.. Nüfusun azalması tarımsal üretimi de olumsuz yönde etkiliyor. Kırsal kesimdeki genç nüfus sürekli azalıyor ve tarımda istihdam oranı düşüyor. Kırsaldaki nüfusün şehirlere yığılması çarpık kentleşme, altyapı gibi sorunları da berebarinde getiriyor.

ŞEHİRLER ARTIK NÜFUSU KALDIRAMIYOR

Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitütüsü (TODAİE) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgür Sarı, kırsal kesimden şehirlere göçün artmasının hem ekonomik anlamda hem de sosyolojik anlamda önemli sorunları ortaya çıkardığını söyledi. Kırsaldaki nüfusun korunması için köylerin her alanda cazip hale getirilmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Özgür Sarı, "Kırsal kesimdeki nüfus yok olmuyor. Bu nüfus şehirlere yığılıyor. Şehirler artık bunu nüfusu kaldıramıyor. Konya bu konuda Türkiye'nin en şanslı illlerinden biri. Konya'nın düz oluşu, coğrafi yapısı bu konuda çok uygun. Fakat bazı şehirler bunu artık kaldıramıyor. Çarpık kentleşme, altyapının yetersizliği, plansız kentleşme gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Kırsal için de şöyle bir dezavantaj oluşuyor. Köyler artık yaşlılara terkedilmiş durumda. Köylerde tarımda yapılamıyor. Tarlalar ortaklara ya da kiraya veriliyor. Bazı tarlalar yıllarca ekilmiyor. Tarımsal üretim de her geçen yıl düşüyor. Türkiye'nin nüfusu sürekli artıyor. Bir de dışarıdan gelen mülteciler var. İleride gıda ihtiyacı artacak. Gıda fiyatları da yükselecek. Talep artıyor, arz azalıyor. Tarım geriliyor. Gıda sorunu pahalılık gibi sorunlar ortaya çıkacak" dedi.

TARIMDA DEVLETÇİ POLİTİKA İZLENMELİ

"En kapitalist, en Batılı ülkeler bile söz konusu tarım ve köy olunca devletçi politikalar güdüyor" diyen Doç. Dr. Sarı, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Gümrük Birliği'ndeyiz fakat AB tarım pazarını koruyor. İnsanların kendiliğinden köylere dönmesini, tarımın kendiliğinden gelişmesini bekleyemeyiz. Bunun doğal bir dinamiğini yok. Köydeki insanlara da şehre gelme, şehirlerdeki imkanlardan da faydalanma diyemiyoruz. Devletin kendi eliyle köyleri daha cazip hale getirmeli. Radikal kararlar alınmalı. Tarımda çalışan kadınlar devlet tarafından desteklenmeli ve onların sigortası yapılmalı. Aileyi orada tutacak kadar kararlar alınmalı. Çekirdek ailesinin köyde kalması sağlanmalı. Türkiye tarım ve hayvancılık konusunda geriye düşmemeli. Çiftçilik cazip hale getirilmeli. Çiftçinin ürünü hak ettiği değerleri bulmalı. Torku gibi kooperatifler ortaya çıkmalı. Torku, İç Anadolu'yu ayakta tutuyor. Bu tür kooperatifler desteklenmeli ve devlet tarafından kontrol edilmeli."

KIRSALDA SAĞLIK VE EĞİTİM YETERSİZ

Gençlerin artık köylerde kalmak yerine şehirlerde yaşamayı tercih ettiğini kaydeden Karatay Ziraat Odası Başkanı Rıfat Kavuneker de şunları söyledi: "Artık çiftçilik yapmak iyice zorlaştı. Gençler köyde çiftçilik yapmak yerine şehirlere göç edip asgari ücretle çalışmayı tercih ediyor. Zaten hayvancılık ve çiftçiliğin zor olmasından dolayı artık bu işi yapan erkeklere kız da vermiyorlar” dedi. Göçün nedenlerinden birinin de köylerdeki sağlık ve eğitim sorunlarının hala çözülmemesinin olduğunu belirten Kavuneker, lise düzeyinde eğitim görmek isteyen öğrencilerin kente gitmek zorunda kaldığını kaydetti. Kavuneker, “Köylerde sağlık ocağı yeterli hizmeti veremiyor en ufak rahatsızlıkta merkeze gitmemiz gerekiyor. Ciddi sağlık sorunları olanlar mecburen kente göç ediyor. Eğitim herkesin gerekli gördüğü yapmak istediği bir şey ama köylerde eğitim seviyesi yeterli değil. Aile merkezde ortaokul ve lise düzeyinde eğitim görmek isteyen evladını okutmak için kente göç etmek zorunda kalıyor çünkü bu düzeyde eğitim görenlere yönelik yurt imkanları yok” diye konuştu