TOPRAĞIN ÇATLAMASI

Konya Büyükşehir Belediyesi ile Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle Selçuk Üniversitesi ve Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği tarafından düzenlenen “İklim Değişikliğinin Tarımda Sürdürülebilir Su Yönetimine Etkisi” konulu çalıştay yapıldı.

Emeği geçenleri tebrik ediyorum.

Önemli bir konuyu gündeme taşıdıkları için de ayrıca teşekkür ediyorum.

Ülkemizde suni gündemler yerine iklim değişikliği konusu işlenmeli diye de ısrarla vurgulamak istiyorum.

Çok üzüldüğümüz olaylar yaşanmaya başladı.

Bunlardan da ders almalıyız diyorum.

Seller, depremler, su sıkıntısı hep bizi işaret ediyor.

İnsana tabiatın dengesini bozma diye çağrı yapıyor.

Hatta çok etkili uyarılar da bulunuyor.

Suyu öyle kullanıyorduk ki; hiç bitmeyecek gibi araziye salıyorduk.

Bağda, bahçe de bundan farklı bir bakışımız yoktu.

Tabiri caizse her yeri ‘göllüyorduk’

Suyun bitmeyecek gibi projeleri de vardı.

Çumra yolunda kanaletleri görürsünüz. Bazıları bahçelerin arasında duvar olmuş, çoğu da kırılmış tahrip olmuş

Suyu toprakla buluşturacak projenin ana hattıydı.

Milyonlar harcandı. Emekler heba oldu.

Göletler inşa edildi.

Belki de öngörüsüzlüğün bedeliydi.

Yağışlar azaldı, sular çekildi.

Bağlar bahçeler kurudu.

Meralar, sazlıklar yok oldu.

Hava gazı salınımını engelleyen en büyük sistemin sazlıklar olduğunu hatırladık.

Yazıya nereden başladık, nereye geldik.

Bir zamanlar yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır diye siyasi slogan vardı.

Biz sadece suyu tasarruflu kullanmayı beceremedik. Ama başta Amerika, Rusya ve Çin olmak üzere batılı ülkelerin tamamı zenginleşiyoruz diye tabiata neler, neler yaptılar.

Zehirleri sadece derelere bırakmadılar, havaya da fırlattılar.

Neredeyse Ozon tabakasını deldiler.

Hala da bıkmadılar usanmadılar.

Sonuçta hepimizi bu yükün altında bıraktılar.

Geleceğimiz için sorumluluk almalıyız.

Hatta ders kitaplarında daha çok işlemeliyiz.

Daha neler yapılır diyecektim ama toprak yarılmaya başladı.

Bu uyarı sadece birilerine değil hepimize.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi