Üç nesildir etliekmekçiler

Üç nesildir etliekmekçiler
Sarayönü'nde etliekmek ustalarının ustası olan Durmuş Merter'in adını ve mesleğini yaşatan torunu Durmu Merter, etliekmek sektörü, gelen Ramazan ayı ile birlikte pide ve tahinli sektörü hakkında konuştu.Dedesinden ve babasından...

Sarayönü'nde etliekmek ustalarının ustası olan Durmuş Merter'in adını ve mesleğini yaşatan torunu Durmu Merter, etliekmek sektörü, gelen Ramazan ayı ile birlikte pide ve tahinli sektörü hakkında konuştu.

Dedesinden ve babasından öğrendikleriyle hizmet verdiğini anlatan Durmuş Merter, Ramazan ayında dedesinin anısını yaşatmak için 10 yıl aranın ardından yeniden fırını açarak pide ve tahinli çıkaracaklarını söyledi.

Esnafların zor durumda olduğunu da anlatan Durmuş Merter, çiftçi memleketi olan Sarayönü'nde işlerin harmanda iyi mahsul çıkmasıyla doğru orantılı olduğunu söyledi.

Aklım erdiğinden beri fırındayım

Çocukluğundan beri fırında olduğunu anlatan Durmuş Merter, "1992 doğumluyum. İlkokul ve ortaokulu bitirdikten sonra liseyi açıktan okuyum Sarayönü Meslek Yüksek Okulu'nda Bilgisayar Programcılığı bölümünü tamamladım. Ben 6 yaşımdan beri dükkandayım. Bizim evimiz eskiden işyerimizin üzerindeydi. Aklım erdikten sonra dükkana inmeye başladım. Fırını dedem ve babam birlikte çalıştırıyordu. Kalfalarda vardı tabi ki. Bende masaları toplayarak, yakın yerlere servis götürerek başladım çalışmaya. Okula giderken bile sürekli öğle aralarında fırına gelip yardım ettim." dedi.

Dedemden ve babamdan öğrendim

Etliekmek yapmayı birçok usta gibi dedesinden ve babasından öğrendiğini dile getiren Merter, "Ortaokuldan sonra örgün eğitimi bırakıp liseyi açıktan okurken tamamen bu işe yöneldim. Zaman içerisinde görerek, sorarak, dedemin ve babamın tarifleriyle etliekmek yapmayı öğrendim. Hamur işini ve kürekçiliği öğrendiğimde 15-16 yaşındaydım. Hatalarım oldukça uyardılar. Bu şekilde kendimi geliştirdim. Dedem zaten Sarayönü'nün ilk ve en iyi etliekmek ustasıydı. Halil Yaşar, Adem Yaşar, Mehmet Koçak, Muhsin Gödeş, babam gibi birçok ustayı o yetiştirmiş. Dedem 2012 yılında vefat edene kadar bizimle birlikte çalışmaya ve yardım etmeye devam etti. 2008 yılından bu yana işin ağırlı babam ve benim üzerimde. Babamdan, dedemden ne gördüysem aynı kalite, aynı dürüstlükle işimizi devam ettirmeye çalışıyoruz." şeklinde konuştu.

Ramazan'da yine açacağız

Ramazan ayında pide ve tahinli yapmak için yine fırınlarını açacaklarını kaydeden Merter, şunları söyledi: "10 sene önce Ramazan ayında da işyerimizi açardık. İşten bazımızı alamazdık. Börek kuyruğu dükkanın içinde üç kere dolanırdı. Börek yapmaya saat dörtte başlardık, bazen yatsıyı bile bulurdu. Çıkardığımız tahinlinin, pidenin sayısını bilmezdik. Ramazan işi ekip işi olduğu için biraz daha kalabalık çalışmayı gerektiriyor. Dedemin ihtiyarlamasından sonra Ramazan aylarında açmamaya başlamıştık. Bu yıl tekrar maziyi canlandırmak istedik ve Ramazan'da fırını açmaya karar verdik. Yine eski günlerdeki gibi pidemizi, tahinlimizi çıkarıp insanlarımıza sunacağız. Bu Ramazan'da dedemin anısını yeniden yaşatmak için dedemin yetiştirdiği Muhsin usta, ben ve babam tahinli ve pide çıkaracağız. İftarlar için yine börek yapacağız."

Etliekmek işi çok hassas

Merter, etliekmek yaparken işin bir çok yerinde püf noktası olduğunu dile getirerek, "Etliekmekte en önemli husus hamurdur. Hamur çok önemli. Hamurun kıvamı iyi olmazsa etliekmek olmaz. Dedemden ve babamdan öğrendiğim kadarıyla etliekmek hamuru mayasız olmaz. Mayalı hamur daha kevsek olur ve mideyi rahatsız etmez. Daha doyurucu olur. Önemli olan bir başka şey fırının sıcaklı ateşin şiddeti. Etin kalitesi ve usta faktörü de çok önemli. Yani etliekmek yaparken sadece şu önemli diyemem. Birçok şeye dikkat etmek gerekiyor." diye konuştu.

Esnafların durumu çok kötü

Çarşı esnafının içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılara da değinen Durmu Merter, "Esnafların durumunu hiç iç açıcı görmüyorum. Piyasa çok pahalı.insanların alım gücü çok düşük. Birçok kili borçlu. Sarayönü'nün durumu genelde harmana bağlı. Çünkü burası çiftçi memleketi. Harman iyi olursa piyasa biraz daha hareketli oluyor ama harman kötü olura esnaflar bundan direk etkileniyor. Asgari ücretle çalışanlar zaten artık kolay kolay dışarıda yemek yiyemiyor. Müşterimizin yarısı çiftçilerden, diğer yarısı memurlardan oluşuyor. Asgari ücretle çalışan biri devamlı gelip etliekmek yiyemiyor.  Ara sıra belki. Bu da haliyle iş potansiyelini düşürüyor. 15-20 sene önce işlerimiz muhteşemdi. İlçede büyük bir hareket vardı." dedi.

Sebze artık büyük maliyet

Piyasanın pahalılığına vurgu yapan Merter, "İnsanlar birbirine yemek ikram ediyordu. Şimdi bunlar bitti. Bu zincirleme bir durum. Ekonomi iyi olsa her şey iyi olur. Müşteri çok olsa bizde eleman çalıştırmak zorunda kalırız. İstihdam oluşur. Birileri daha evine ekmek götürür ama piyasa çok bozuk. İnsanlar işsizlikten eleman çıkarıyor. Şimdilik piyasaların düzelmesini umut edeceğiz. Önceden domates, biberi, soğanın maliyete hiçbir etkisi olmazdı. Ana maliyet et ve un olurdu. Şimdi sebzede ciddi şekilde maliyeti etkiliyor. Nereye kadar böyle gidecek bilemiyoruz." şeklinde konuştu.