Uzmanlar uyardı: İran-İsrail savaşı Türkiye’yi gıda krizine sürüklüyor
İran ve İsrail arasında tırmanan gerilim, sadece bölgesel güvenliği değil, Türkiye’nin gıda güvenliğini de ciddi şekilde tehdit ediyor. Uzmanlar, yıllardır süregelen dışa bağımlı gıda politikalarının, Türkiye’yi yaklaşan küresel krizin tam ortasına çektiğini belirtiyor.
Ortadoğu’daki jeopolitik çatışmalar Türkiye’nin gıda ithalatı, enerji tedariği ve üretim sistemleri üzerinde büyük baskı oluşturuyor. Özellikle İran ve İsrail’den ithal edilen gıda hammaddeleri, gübre, yem, tohum ve buğday gibi temel ürünlerin akışında yaşanacak herhangi bir kesinti, iç piyasada büyük fiyat artışlarına neden olabilir.
MARSHALL PLANI’NDAN BUGÜNE BAĞIMLILIK GİRDABI
Uzmanlara göre, Türkiye’nin gıda ve tarım politikalarında köklü bir dönüşüm, 1950’li yıllarda Marshall Planı ile başladı. 2000’li yıllarda ise bu bağımlılık derinleşti. 2002 sonrası özelleştirmelerin hız kazanması, kamuya ait tarım kurumlarının tasfiyesi ve desteklerin azaltılması, ülkeyi küresel gıda sermayesine daha açık hale getirdi.
Tarımda ithal girdilere bağımlı hale gelen Türkiye, bugün enerji ve lojistik maliyetleri karşısında savunmasız. Gıda üretiminin önemli bir kısmı, doğalgaz ve petrol gibi enerji kaynaklarına bağlı. İran, Türkiye’nin üçüncü büyük doğalgaz tedarikçisi konumunda. Bu alanda yaşanacak bir sıkıntı, sadece sanayiyi değil, gıda üretimini de doğrudan etkileyebilir.
JEOPOLİTİK KRİZ FİYATLARI ARTIRACAK, ARZ KIRILMALARINA NEDEN OLACAK
Türkiye’de gıda taşımacılığının neredeyse tamamı kara yolu ile yapılıyor. Petrol fiyatlarında yaşanacak artışlar, doğrudan market raflarına yansıyacak. Üstelik mevcut durumda bile gıda fiyatları yüksek seyrediyor. Jeopolitik kriz hem raf fiyatlarını artıracak hem de arzda kırılmalara neden olacak.
Gıda sektöründe uzman görüşleri, Türkiye’nin mevcut gıda rejiminin sürdürülebilir olmadığını ortaya koyuyor. Uzmanlar, krizin etkilerinin yalnızca ithalatla sınırlı kalmayacağını; iç üretimin, maliyetler nedeniyle darbe alacağını ifade ediyor. Bu da önümüzdeki dönemde daha yüksek gıda enflasyonu, daha düşük alım gücü ve derinleşen gıda güvensizliği anlamına geliyor.
Kaynak:HABER MERKEZİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.