VAKIF ESERLER DÖKÜLÜYOR

Konya, Selçuklu Devletine Başkentlik yapma özelliğinin yanında tarihi eserler yönünden de ‘Açık Hava Müzesi’ gibi bir şehirdir.

Selçukluların memleketin her tarafını cami, medrese, kütüphane, tıp merkezi, hastane, tersane, köprü, çeşme, imaret, zaviye, han, kervansaraylarla doldurduklarını övünerek ve örnekleriyle anlatıyoruz.

Hatta bu eserlerin geleceği ve yaşatılması, kullanımı ile onarılması için de vakıflar kurmuşlardır.

Yıllara meydan okurcasına ayakta durmaya çalışan ve gelecek nesillerimize tarihimizi hatırlatacak bu eserlerin bazıları maalesef ilgisizlik ve bakımsızlıktan dökülmeye başladı.

Geçtiğimiz hafta içerisinde Meram ilçesi sınırları içerişindeki Şükran Mahallesi’nde bulunan ve yıkılmaya yüz tutan Kürkçü Mescidi’nin terk edilmiş vaziyetteki durumunu paylaşmış, yetkilileri konudan haberdar etmeye çalışmıştık.

Ama maalesef aradan geçen zamana rağmen Valilik dahil hiçbir yetkiliden tarafımıza konuyla ilgili bir bilgilendirme yapılmadı. Bu nedenle bizde Kürkçü Mescidi’nin durumu ile ilgili kamuoyuna bir bilgi sunamıyoruz.

Demek ki kamuoyunun tarihimize gösterdiği duyarlılığı, görevli ve yetkililer gösteremiyor.

Ya da bilgilendirilmiyorlar.

Veya gezip görmüyorlar.

Ancak biz bunları fotoğrafla belgelendirip görevimizi yapmaya devam edeceğiz.

En azından ilgisizlik yüzünden eserlerdeki tahribatın fazla olması durumunda kamuoyunun hesap sormasına yardımcı olacağız.

Sadece Kürkçü Mescidi mi?

Dünya’nın göz bebeği olan Hz. Mevlana Türbesi’nin içinde yer alan bahçenin dış duvarlarının bir bölümünde de oluşan tahribatlar  yerli ve yabancıların dikkatini çekmeye başladı.

Her yıl Aralık ayında yapılan Mevlana Anma Törenleri öncesi Kültür Müdürlüğü dahil bazı birimlerdeki heyecanlı koşuşturmayı bu eserlerdeki tahribatının oluşuyla ilgili bilgilendirme konusunda bugüne kadar göremedik.

Müze girişinin olduğu kapının çevresindeki duvarlarda da görülen bu çatlaklar, Hz. Mevlana’ya ziyarete gelen her gün yüzlerce insanın vicdanını sızlatırken, ilin mülki amiri Konya Valisi’nin nasıl bir açıklama yapacağı da merakla bekleniyor.

Şunu biliyoruz.

Her yıl bakım ve onarım için programa alınan vakıf eserler vardır.

Bu eserlerin bakım ve onarımı için milyonlarca lira harcama da yapılıyordur.

Ancak böyle bir açıklama Kürkçü Mescidi ile Hz. Mevlana Türbesi’nin bahçe duvarlarındaki tahribatın görmezden gelindiği anlamını taşıyacaktır.

Bizden söylemesi.

Hz. Mevlana ne diyor.

“Sopayla kilime vuranın gayesi, kilimi dövmek değil, tozunu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin?”

Selçuklular ve Osmanlılar döneminde hakanlar ve padişahlar, vakıfları, vakıfnamelerdeki şartlara göre kullanılmasını ve korunmasını istemişler, vakıfları kuruluş amacına uygun olarak işletenlere özen gösterenlere dua etmişler, uygun şekilde işletmeyen, değiştiren ve kötü kullananlar için de beddua etmişlerdir.

Sultan II. Bayezıd vakıf duasında şunları söylemiştir;

            “Her kim vakfın baki kalmasına çaba gösterirse, dünyada iyilerden sayılıp, ahrette güzel ecir ve bolca sevaba layık olur. Bu itibarla ebedi  devlet ve sonsuz mutluluk o kişinindir ki, hiçbir Müslüman’ın vakfının yıkılmasına gücü yettiği kadar engel olsun ve haklarından gelsin; arzu ve isteği devamlı olarak vakfın baki kalması ve sebatı ile, ihtiyaç halinde onarımına ve gelirinin artırılmasına yönelik olsun.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi