Yarın Artık Bugündür

Her şey bir umut aslında. Bu yüzden de her bilinmeyene güzel anlamlar yükler, iyi olmasını bekleriz. Bu yılında herkese en güzeli ile iyi şeyler getirmesini umut ediyoruz. Öyle olsun inşallah, yeni yıl herkese gönlünce şeyler versin.

Toprak direncinin traktörlerle ilişkisi, karbon azot oranı, tork, akıllı gübre daha konuşamadığımız ama çoğumuzun bildiği daha neler var. Ne çok şeyi bilmek gerekiyor. Ne çok şeyi biliyoruz aslında üretim yaparken fark ettiniz mi? Lütfen bir düşünün.

Bütün bu bilgileri aklımızda bir şekilde tutuyoruz ve üretime geçince de uyguluyoruz.

Elimizdeki bu bilgileri yorumluyoruz. İşe yarar ya da yaramaz. Dikkat etmişsinizdir bir şeyleri yorumlamak için elinizde onu kıyaslayacağınız bir bilgi olmalı. Okumalı, araştırmalı, denemeli ya da baştan beri adını andığımız bölgeye hakim ve uzmanlaşmış insanlarla konuşabilmelisiniz. Sonu mış la biten hiçbir veri bilgi değildir.

Şimdi birde bunu düşünün. Ne çok şey biliyoruz ama ne kadarı bilgi ne kadarı mış lı cümlelerden aklımıza kalanlar.

Sizlerle sohbetlerimizin en başında farklı bakmaya farklı düşünmeye çalışacağız diyerek bu köşede yola çıkmıştım. Toprağın aslında bir kimya fabrikası olduğuyla başlamış, bitkilerin de kendince bir dili olduğundan bahsetmiştik. Doğanın her şeyi not eden bir hafızasından konuşmuştuk.

Diğer yandan çiftçi ekonomik gruplar anlamında arada kalmış bir yapıdır. Emeğiyle  çalışsa da İşçi değildir.

Küçük ya da büyük oranda kendine ait bir toprağı olsa da esnaf, tüccar değildir.

Sermaye sahibidir ama ekonomik sınıf anlamında farklı bir konumdadır.

Konu emek harcamaya geldiğinde bir işçiden daha ağır çalışabilen ama kazanç elde etmek anlamında işçiden daha bağımsızdır.

Tarım üreticisi aslında kendine has bağımsız bir ekonomik sınıftır belki de. Ama bu arada olmak hali avantajlı gibi görünse de bizi yoruyor sanırım bazen.

Farklı düşünelim. O ekonomik sınıflardan diyelim ki emeğimize bakarak işçiyiz ve o köye o kasabaya ait topraklar fabrikalarımız. O köyde o fabrika çalışanlarının lojmanı. Eğer şartlar bu olsaydı ister istemez farklı bir paylaşım başlardı. Oysa kendi ürününü daha fazlaya satma endişesi yaşayan esnafa dönüşüyoruz çoğu zaman.

Ne çok şey biliyoruz konusunu tam da buraya getirirsek, bilgilerimizle, tecrübelerimizle kendimizi doğru yere koyabilirsek çok şey değişebilir aslında.

Tarım tarihine bakarsanız endüstriyel tarımın yani sektör denilen şeylerin tarıma el uzatmasının 100 yıllık geçmişi yok aslında. Ama o kısa tarım tarihinde bile doğa nereden nereye geldi. Su kaynakları, kimyasal kirlilikler derken bazı yerlerde neredeyse bitme noktasına geldi. Tam da bilmekle, kendimizi bir yere konumlandırmakla ilgili aslında. Biz bilgilerimizi alt alta koyup kendimizi bir yerde göremedikçe sektör denilen yapılar bizi bir yerlere gönderdi ve lazım olduğunda geri getirdi.

En kısa yoldan söylemek gerekirse üreticilerin hatta farkında olsalar da olmasalar da bu piyasalardan geçinenlerin aslında birer kader arkadaşı olduğunu fark etmeli.

Mışlı cümleleri hafızalardan silip, köylümüzü, komşumuzu piyasada rakibimiz gibi görmeden, üretimden satışa, bilgiden uygulamaya paylaşmaya başlasak. Bir de bunu denesek. Zamanında toprağı zehirlediği ispatlanmış kimyasalları bile “deneyelim bakalım” diyerek hiç atanımız olmadı mı. Zehiri bile denemişken aklımızdaki zehirleri yani mışlı cümleleri atıp komşuyla, üreticiyle paylaşmayı denesek. Bilgiyi, tecrübeyi, onu rakip olarak görmemeyi.

Belki piyasa elimizde ve kontrolümüzde değil ama bilgi, tecrübe paylaşımı, sizin emeğiniz onların bilgisiyle birlikte yol alabileceğiniz bilen insanları ile yani  her kişisiyle rekabetsiz bir üretim yapmayı düşünsek, ekonominin konusu olan piyasalar içinde belki zamanla çözümler kendiliğinden gelecektir.

Bilgimizle, tecrübemizle kendimizi doğru yere koyamadıkça lazım olduğunda bir işçi, lazım olduğunda bir esnaf muamelesi görmenin kafa karıştıran durumunu aşamayız. Bu ise hepimizi yalnızlaştıran ve aslında kader arkadaşımızla bizi rekabete sokan bir boşluğa iter zamanla.

Bir de bunu denemeye ne dersiniz. Gücün aslında sizde olduğunu ve bunu paylaşabildikçe güzelleşeceğini düşünmeye.

Alıntı bir sözle vedalaşalım: ”Yarın, kalan hayatının ilk günüdür. Yeni bir geçmiş edinebilmenin başlangıcıdır. ”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Saim AÇIL Arşivi