YORUMSUZ YAZI

Okurlarımızdan gelen yazıları paylaşmaya devam.

Dedik ya; okurlarımız baş tacı diye.

Gelen yazılar her şeyi tadında anlattığı için yorumu da bize bırakmıyor.

İKİ FIKRA

Kafaları güzel üç arkadaş bir taksiye binmiş.

Taksi şoförü, adamların kafalarının dumanlı olduğunu anlayınca önce aracın motorunu çalıştırmış, sonra motoru durdurmuş ve "istediğiniz yere vardık" demiş.

İlk sarhoş ücreti vermiş, ikinci sarhoş teşekkür etmiş, üçüncü sarhoş ise şoförün ensesine bir tokat atmış.

Taksi şoförü, üçüncü kişinin yaptığı üç kağıtçılığı anladığını düşünerek "neden tokat attın?" diye sormuş.

Sarhoş da "bir dahakine daha yavaş git! Az kalsın bizi öldürüyordun!" demiş

xxxxxxxxxxxxxxx

Kartala sormuşlar, “Yere düşmek gibi bir korkun var mı?”..

O da gülmüş ve demiş ki,

“Ben insan değilim ki, biraz yükseldiğim zaman kendimi beğenip havaya gireyim,

ben zirvedeyken gözlerim hep aşağıdadır…”

Okuyucumuz çok beğendiğini ve Erdem Sezer’den alıntı yaptığını belirttiği yazıyı paylaşmamızı rica etmiş.

Haklılık payı var mı?

Bilemem ama yorum sizlere ait olsun.

Sabah markette alışveriş yaparken portakal almaya gittiğimde biri 1.99 TL diğeri 3.99 TL olan iki farklı cins portakal gördüm. Biraz daha kaliteli olduğu için 3.99 olana gittim. Yanımda benimle birlikte aynı portakaldan alan bir adam daha vardı.

Ben bir şey demeden "İçine ettiler memleketin" diye laf attı, cevap vermedim.

"Tarımı bitirdiler, şu fiyatlara bak." dedi, yine cevap vermedim. "Marketler de pahacı. Belediye satış yapmaya başlayınca hemen fiyatları düşürdüler" dedi, tebessüm ettim sadece.

Sonra birlikte kasaya doğru ilerledik. Kasadaki hanım, portakalı tartarken 1.99'luk olandan mı yoksa 3.99'luk olandan mı aldığını sordu. Adam pahalı olandan almasına rağmen 1.99 olandan aldım dedi.

Belki yanlışlıkla söylemiştir diye bekledim ama düzeltmedi. Beyefendi yanlış hatırlıyor herhalde, 3.99 olandan aldı dedim. Kıpkırmızı oldu. Aldığı alacağı 2 kilo portakalda yapacağı sahtekarlıkla edeceği en fazla 4 lirayı kâr saydı zavallı. Belki de ne zorluklarla kazandığı paraya, kim bilir kaç kere böyle ufak, ufak haramlar kattı.

Hakka girmek illa maddi bir şeyi çalmakla olmuyor. Metrodayım, yanımda ayakta duran hanımın hemen önündeki koltuk boşaldı. Kadın oturmak için yere koyduğu poşetleri alırken 2-3 metre ötedeki bir genç fırladı ve koltuğa oturdu. Kadıncağız elinde poşetle kalakaldı.

Dayanamayıp "Hanımefendi oturacaktı oraya" diye müdahale ettim, "e oturmadı" dedi. "Fırsat vermediniz ki" deyince kadın uzatmamak için "Tamam önemli değil" dedi.

Belki de 10 dakika sonra kalkacağı koltuğa, sırf sosyal medyadaki komik videoları rahat seyretmek için tamah etti zavallı.

Bu hadiseleri gördükçe sebze meyve fiyatlarını manipüle eden stokçuları; 5 katlık ruhsat alıp 8 kat bina yapan müteahhiti; binanın kolonları kesildiği halde avantasını aldığı için göz yuman denetçiyi garipsemiyorum.

Herkes kendi imkanınca bir şeylere tamah ediyor.

Herkes imkanı elverdiğince zavallı…

Sadece şunu soruyorum.

Biz niye böyle olduk?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi