YORUMU OKURLARIMIZ YAPACAK

Okurlarımız da köşe yazarı olacak.

Zaman, zaman okurlarımızdan gelen hikaye, fıkra, anı ve yorumlarını sizlerle paylaşıyorum.

Niye mi?

Gazete hepimizin değil mi?

Gazetenin sahibi okurlar değil mi?

Öyleyse okurlarımızın istekleri bizim başımızın üstündedir.

Efendim basın meslek ilkesi var. Yorumlar da haksız eleştiri olabilir.

Buna da biz dikkat edeceğiz.

Çok seslilik oluyor.

Esi köye yeni adet mi çıkarıyorsun?

Kendine güvenen yapsın.

Tecrübesi olan, bilgi birikimi olan, şehri ve insanları tanıyan yapsın.

Paylaşmaktan kimseye zarar gelmez.

Ecdadımız ne demiş.

“Bölüştükçe tok oluruz. Bölündükçe yok oluruz.”

Bu kadar basit.

Değerli bilgilerimizi paylaşacağız.

Bize sıkıntı yok. Çok şükür derya deniziz.

Sandalye de oturanları, koltuğu işgal edenleri biliriz.

Sponsorlu protokol elde edenleri çok yakından takip ederiz.

Okurumuzdan gelen bir hikaye ile kapatayım.

Medresede eğitim gören üç arkadaş medreseden mezun olduktan sonra birbirlerinden ayrılmaları çok zor olmuş. Yedikleri ve içtikleri ayrı gitmeyen bu arkadaşlar; Nerede, hangi işte ve hangi görevde olurlarsa olsunlar, birbirleri ile;

-İrtibatı asla kesmeyeceklerine,

Adalet ve Hakkâniyetten ayrılmayacaklarına,

Dine ve vatana hizmet dâvasından hiçbir zaman geri kalmayacaklarına" dair söz vermişler.

Aradan yıllar geçmiş birbirleri ile irtibat kuramamışlar. Çünkü o dönemde iletişim araçları sınırlı imiş.

Bunu bilen arkadaşlar zaman hepimizi yıpratır, yaşlanırız, şeklimiz şemalimiz değişir, ileride karşılaştığımızda birbirlerimizi tanımakta zorluk çekebiliriz onun için aramızda bir şifre belirleyelim oradan birbirimizi tanırız diye şifre belirlemeye karar vermişler. Çok kısa ve hatırda kalıcı bir şifrede anlaşmışlar.

O da:

“BEN O' YUM !”... olmuş.

Aradan uzun yıllar geçmiş, bizim üç idealist dava arkadaşının her biri bir köşeye savrulmuş:

Biri Müderris (hoca),

Diğeri sayılır bir tüccar,

Bir diğeri de Mutasarrıf (vali) olmuş.

Tüccar olan şehir şehir dolaşırken, bir şehirde arkadaşının o şehrin mutasarrıfı (valisi) olduğunu öğrenince samimi arkadaşını ziyaret ve tebrik etmek istemiş.

Makama varınca görevlilere kendini tanıtıp, vali beyin medrese arkadaşı olduğunu, yıllar öncesinden tanıştıklarını, anlatmışsa da fayda etmemiş ve sırasını beklemek zorunda kalmış.

Vakit geçmiş, lâkin kendisine bir türlü sıra gelmemiş…

Beklerken aklına mezuniyet günündeki belirledikleri şifre gelmiş ve küçük bir kâğıt parçasına: “BEN O’ YUM” diye yazarak, vali beye iletmesi için görevliden istirham etmiş…

Onun bu ricası ile makama giren görevli az sonra geri dönüp aynı kâğıdı tüccara uzatmış…

Bizimki şaşırmış…

Ama asıl şaşkınlığı kâğıdın arkasını çevirince yaşamış.

Kağıdın arkasında:

“SEN O' OLABİLİRSİN AMMA BEN O' DEĞİLİM!” yazmaz mı!

Ben yorum yapmayacağım.

Yorumunu da okurlarımıza bırakıyorum.

Not: E mail adresim...

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi